KOMİSYON KONUŞMASI

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Sayın Bakan, görevinizin size ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Millî Eğitim Bakanlığı bence ülkemizin en önemli bakanlığı olmasına rağmen iktidarca çok kötü yönetilmektedir. AKP döneminde eğitim politikasında defalarca radikal değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler her defasında yeni mağduriyetlere yol açmış, iktidarın bilimsel esaslardan yoksun ve sadece kendi ideolojisini dayatarak gerçekleştirmek üzere kurguladığı eğitim reformları hem velileri hem de öğrencileri mağdur etmiştir. On altı yılda siz göreve gelen 7'nci bakansınız. Bir ülke düşünün ki on altı yılda eğitim sisteminde on dört kez değişiklik yapılmış. Bu eğitim sisteminden hayır gelir mi? Bu şekilde yetişen çocuklar uluslararası anlamda eğitimde başarılı olabilir mi, sıralamaya girebilir mi? Toplumu oluşturan farklı kesimlerin görüşlerini almadan tekçi anlayışla gerçekleştirilen uygulamalar, öğrencilerin çok yönlü gelişimini ve Anayasa'ya aykırı bir şekilde, çocuklarımızın yüksek yararını gözetmekten uzak kalmıştır. Eğitim yöneticiliklerine atanan liyakatsiz kadrolar okullarda pedagojinin gereklerinden uzak hem yürürlükteki mevzuata uygun olmayan hem de eğitimci kimliğine uymayan pek çok uygulamaya başvurmuşlardır. Okullarda cinsiyetçi baskılar da artmış, kız ve erkek öğrencilerin birlikte eğitim görmesini, yani karma eğitimi ortadan kaldırmaya yönelik söylem ve teşebbüsler vuku bulmuştur. AKP bütün eğitim sistemini dinselleştirmeye ve bu yolla kendi ideolojisini üreterek varlığını mutlaklaştırmaya çalışmaktadır. Hemen hemen bütün okul müdürleri din kültürü öğretmenlerinden seçilmeye çalışılmıştır. Buradaki amaç, çocuklarımızın çok yönlü ve evrensel ilkelerle maddi ve manevi olarak kendisine yetecek bireyler olarak yetiştirilmesi değil, AKP işine yarayacak şekilde yetiştirilmesidir.

Sayın Bakan, etkileyici sunumunuza rağmen Millî Eğitim Bakanlığı tel tel dökülüyor. Gerçek bu. Sayıştay denetiminden çıkan sonuçlar bunu gözler önüne seriyor. Bakanlığınıza ait taşınmazlar envantere kayıtlı değil, malımızı mülkümüzü bilmiyoruz. Kayıtların tutulması lazım.

Avrupa Birliği ve uluslararası fonlardan sağlanan paralarla yürütülen projeler mevzuata uygun muhasebeleştirilmiyor, paranın ne olduğu belli değil.

Öğretmen görevlendirmeleri iyi idare edilmediğinde aynı ilde hem öğretmen açığı hem de norm fazlası olması gibi bir durum söz konusu. Bu durum bizim eğitim sistemimizdeki çarpıklığı aslında özetliyor. Türkiye genelinde 153 bin 640 öğretmen ihtiyacına karşılık 41.654 öğretmen norm fazlası bulunuyor durumda. Öğretmen açığını doldurmak için ücretli öğretmenler mevsimlik işçiler gibi öğretmenliğe yakışmayacak şartlarda çalıştırılıyor. Yürürlükten kaldırılan akşam sanat okulları devam ettirilerek öğretmenlik yapmayan öğretmenlere on iki ay süreyle tatiller dahil ek ders ücret ödemesi yapılıyor. 1. akşam sanat okulunda 250 öğretmenden 737ünün herhangi bir ders görevinin bulunmadığı, 6. akşam sanat okulunda ise 75 öğretmenin herhangi bir ders görevi olmadığı hâlde ek ders ücreti almakta olduğu tespit edilmiş bulunmakta. Bakanlığınız bunların destek hizmetlerinde kullanıldığını belirtiyor; bu konuda tahsis edilen eğitim uzmanı kadrosunu neden kullanmadığını açıklayamıyor. Cevaben gönderilen, öğretmenlerin görevlerini gösterir listede de 36 öğretmenin Avrupa Birliği ile dış ilişkiler genel müdürlüğü gibi öğretmenlik mesleğiyle ilgisiz yerlerde görevlendirildiğini kendisi belirtiyor.

Sayıştay raporunda çok önemli tespitler yapılmış. Öğretmenlerin, valiliklerin, kaymakamlıkların, yazı işleri müdürlükleri, özel kalem müdürlüklerinde Anayasa Mahkemesi, savcılık, belediye ve benzeri kurumlarda görevlendirildikleri, herhangi bir ders görevleri olmamasına rağmen ek ders ücreti ödemesi yapıldığı tespit edilmiş.

Bakanlık merkez teşkilatına dahil bazı birimlerin çeşitli mal ve hizmet alımlarına ilişkin taahhüt evrakı ve sözleşme tasarılarını ön mali kontrole tabi tutmaksızın taahhüt altına girdikleri, mevzuata aykırı hükümler olmasına rağmen sözleşme imzaladıkları tespit edilmiş.

Yatırım projelerinde kullanılmak üzere tahsis edilen sermayenin yarısından fazlasının amacı dışında çalıştay ve benzeri etkinliklerin yolluk ve organizasyon giderlerinde kullanıldığı tespit edilmiş. Bakanlığa bağlı il, ilçe müdürlüklerinde yetkisiz kişiler tarafından gelir gideri denetlenemeyen, izlenemeyen banka hesaplarının açıldığı, bu hesaplara bağış alındığı, harcamalar yapıldığı görülmüş. Bu durum Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde de tespit edilmiş.

Sizin de bilgili olduğunuz özel okullarla ilgiliyse özel okullara yönelik eğitim öğretim desteği okulda kayıtlı ekonomik durumu iyi öğrencilere yarıyor. Ülkemizde kayıt dışı ekonominin yaygınlığı aile gelirini tespitte hatalara yol açmaktadır. Bordrolu çalışanların gelirlerini beyan edebilirken serbest çalışanlarla ilgili aile gelirini tespit edecek bir mekanizma bulunmamaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)