KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli bürokratlar ve değerli bütün katılımcılar; ben de sizleri saygıyla selamlıyorum.

Hızlıca, süremiz çok az...

Öncelikle, tabii, sunumunuzun başlangıcında Sayın Bakan niceliksel bir gelişmeyi kabul edip asıl odaklanılması gerekenin niteliksel sorun olduğunu söylemeniz gerçekten sevindirici. Çünkü ben en azından 2015'ten itibaren bu sıralardan sürekli bir nitelik, bilimsellik, çağdaşlık vurgusu yaparken maalesef o taraftan hep bir niceliksel, işte, 2002 verileriyle bir tartışma ortamı vardı.

Çok temel sorunlar var, siz de bir deyimle "yoğun bakım" olarak nitelemiştiniz, gerçekten bir yoğun bakım ortamı var. Laik, bilimsel, niteliksel eğitimden kopuşu yaşadık hep birlikte. Cemaat, tarikat, vakıflar; maalesef hep bu ideolojik tartışmalara ve bir hesaplaşma sürecine araç edildi eğitim sistemimiz. İşte, kalabalık sınıflar, karma eğitime karşı uygulamalar, işsiz öğretmenler, örgün eğitim sisteminden çıkan çocuk sayısındaki artış, dinî cemaatler, sizin Millî Eğitim Bakanlığının o özel protokolleri; bunları hep tartıştık, tartışma konusu. Fiziki altyapı eksiklikleri, okullar arasındaki kalite uçurumu maalesef giderek açılan, okullaşma oranında istenilen seviyeye ulaşılmaması özellikle okul öncesi süreçte, devamsızlık, okul terki sayıları, öğrencilerin istemedikleri okullara maalesef zorunlu olarak gitmeleri, öğretmen atamaları, kadrolar, değişen eğitim sistemi ve üniversiteler boyutu; sürekli bu tartışmalar içerisinde... İşte, 4+4+4 eğitim sisteminin yarattığı tahribatlar, özellikle 1,5 milyona yakın öğrenci açık öğretime gitmek zorunda kaldı bu sistem nedeniyle, özelleştirmeler, anaokulundan başlayıp orta eğitim, lise, üniversiteler boyutu, gerçekten bir denetime ihtiyaç var burada. Ücretlerinden, eğitim politikalarından, personel politikalarından... Burada sizin sevindirici bir açıklamanız oldu bugün, kaynakların daha çok resmî devlet okullarının nitelik sorunlarına harcanacağı noktası. Öğretmen atamaları, Sayıştay raporunda da böyle bulgular var, gerçekten bir kadro, alan, planlama ve kaynaktan uzak bir çalışma sürecine şahit olduk ve kronik bir sorun atanamayan öğretmen sorunu. Bir beyin göçü var Sayın Bakan gençler arasında, gerçekten nitelikli, evrensel ve çağdaş değerlerle eğitim almak isteyen birçok genç, birçok aile artık yurt dışına gitmek durumunda. Nitelikli ve planlı bir istihdam sistemi yok. Özgürlükler ortamı, refah ve huzur ortamına kaçan bir gençlik var, sayılar muazzam dereceye ulaştı. Sürem az olduğu için verileri olabildiğince kısıyorum.

Sayın YÖK Başkanımız da burada yok, Sayın Saraç da gerçekten bu konuya vurgu yapıyor: "Genç işsizliği sorunu bu ülkenin en temel sorun alanıdır." diye bir açıklaması var; elzem, çözülmesi gereken bir sorun alanı.

Üniversiteler boyutuna baktığımız zaman Bilim Akademisinin çok güzel bir raporu var Sayın Bakan, mutlaka bakmışsınızdır. Üniversitelerimizde gerçekten mali ve yönetsel özerklik olmadıkça, akademik özerklikler sağlanmadıkça bilimsel ve nitelikli akademik dünyadan uzaklaşıyoruz, itibar kaybediyoruz.

Rektörlük seçimleri süreci... Burada gerçekten üniversiteler sürekli bir vesayet altında kalıyor ve sığ tartışmalar içerisinde. İşte, geçen hafta bir rektörümüzün açıklamalarına hepimiz şahit olduk. Sayın YÖK Başkanı geçen dönem -sizin de raporunuzda var, üretim reformu paketinde- gerçekten "kalite" dedi, "kalite kurulları" dedi, "ihtisaslaşma" dedi, "araştırmacılara destek" dedi. Biz muhalefet olarak gerçekten çok umutlandık, bunları tartışmamız gerekirken biz üniversiteleri maalesef farklı bir tartışma alanının içerisine atıyoruz. "Yapısal" ve "bütüncül" kelimelerini kullandınız sunumunuzda, çok önemsiyorum, çok dikkatimi çekti. Radikal reformlara ihtiyaç var çünkü öyle bir boyuta geldi ki eğitim sistemi, bu niteliksizlikten nitelikli noktaya geçmenin dahi çok uzun bir süre alacağı teşhisi var.

KHK'lere değinmek istiyorum, KHK'lerle işlerinden uzaklaştırılan akademisyenler konusuna. Sayın YÖK Başkanımıza da geçen hafta iletmiştim, gerçekten hukuksuzca, suçlulukları daha ispat edilmeden, dava sürecini bırakın, dava dahi olmadan birçok nitelikli akademisyen işlerinden oldu. Yurt dışına çıkış yasakları var, yurt dışı bursları var. Bu konuda ne yapacaksınız? Nasıl bir çözüm öneriyorsunuz? Üniversitelerin Sayıştay raporlarında ciddi bulgular var. Faaliyetlerindeki olumsuzluklar, özellikle rektörlerin faaliyetleri, liyakatsiz Atamalarıyla ilgili ne yapmayı düşünüyorsunuz, bir yaptırım olacak mı?

Son olarak da yine sunumunuzda okullarda tasarım atölyeleri, bilim, sanat, kültür faaliyetleri... Gerçekten eğitim sistemimiz bilim, sanat, kültür; hiçbir ilgisi yok bunlarla. Protokollerle bir çalışmalar yapılmaya çalışılıyor.

Bunu önemsiyoruz, çok önemli, gerçekten okullarımızın kütüphaneye ihtiyacı var. Bırakın sanat, kültürü, yüzde 87'sinde spor yapılacak bir alan yok. Dün de söyledim Spor Bakanına, sadece binadan ibaret.

Teşekkürler, başarılar Sayın Bakanım.