KOMİSYON KONUŞMASI

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben bakıyorum da bir YÖK Başkanı yok galiba burada. Birkaç saattir ben burada oturuyorum ama sayın bürokratlar da bizi bekliyor. YÖK Başkanı kendisi nerededir? Ben kendisini salona davet ediyorum, bu bir.

İkincisi, az önce Sayın Topal da belirtti ama bu Eğitimde 2023 Vizyon Belgesine baktığımız zaman sözleşmeli öğretmenlerin görev sürelerinin kısaldığını ve ücretlerin arttığını görüyoruz. Ancak toplamda yaklaşık 901 bin öğretmen sayımız var ve bunların 59 bini sözleşmeli öğretmen. Ne yazık ki bu ayrımı kaldırmak yer almıyor bu vizyon belgesinde. Bunun nedenini sormak istiyorum.

Sayın Bakanın şahsına sormak istiyorum. Gerçekten bu sözleşmeli öğretmenler meselesi sizin içinize siniyor mu bu şekliyle? Bu ayrımı kaldırmak ister misiniz, yoksa bu konuda bütçeniz mi yok? Mesela bütçeniz yoksa bugün burada plan bütçeyi konuşuyoruz. Hep birlikte ortak bir önergeyle bu konuda bir bütçe sağlayabiliriz diye düşünüyorum. Teşekkür ediyorum. Çünkü bu durumu ölümü gösterip sıtmaya razı etmek olarak tabir edebiliriz diye düşünüyorum. Ve bu konuya önem vermenizi istirham ediyorum Sayın Bakan.

Bir diğer konu, esas mesele aslında, Millî Eğitim Bakanlığının bütçesinin ne kadar artırıldığından ziyade bütçenin hangi alanlara aktarıldığı meselesidir diye düşünüyorum. Siz de konuşmanızda sarf ettiniz tam ben de bunu söyleyecektim. Dediniz ki "Türkiye için bundan sonraki hedef eğitimde nicelikten ziyade niteliğin yani kalitenin artırılmasıdır." Umarım bu, bundan sonra gerçekten hedefimiz olur. Öncesinde de olması gerekirdi aslında da, bundan sonra gerçekten olur. Fakat bu hedefi gerçekleştirirken tek katlı bina tipinde üniversiteler mi inşa etmektir bu hedefin gerçekleşme şekli, yoksa söz gelimi öğretim üyelerimizin niteliklerini mi artırmaktır? Buna dikkat çekmek isterim.

Üniversitede yapılan araştırma çalışmalarına da önem vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Ve bu bağlamda bir örnek vermek istiyorum. Bu kadar hızlı konuşuyoruz beş dakikaya yetiştirmek için. Avrupa Birliğinin 2018 Türkiye Raporu'nda mesela şöyle bir şey yer alıyor: "Türkiye'nin genel araştırma kapasitesinin Avrupa ortalamasının hâlâ üçte 1'i kadar olduğu." söyleniyor. Buna dikkatinizi çekmek istiyorum.

Bir diğer konu, Avrupa Üniversiteler Birliği tarafından üniversitelerin organizasyonel özerkliği konusundaki sıralamada 28 ülke arasında 27'nci sıradaymışız. Hatta daha da vahimi bu sonucu görünce 2017 yılı raporunda Türkiye'nin yer almamasına karar vermiş bakanlığımız. Bunu belirtmek istiyorum.

Bu noktada hedef bütçeyi artırdık derken sadece inşaatlarla bu hedef sağlanmaz, artık günümüz Türkiye'sinde kaliteyi konuşmalıyız diye tekrar vurgulamak istiyorum.

Yine bir başka, siz de bahsettiniz, 2023 vizyonunda da yer alıyor. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı diye anılan PISA, son PISA sonuçlarına bakıyoruz, Türkiye Avrupa sıralamalarının sonunda yer alıyor. Bu konuyla ilgili düşüncelerinizi merak ediyorum. Acaba bunu yukarıya taşımak için ne gibi planlarımız ve somut hedeflerimiz olacak, onları öğrenmek isterim sizden.

Bir başka şey, gerçek bir ilerleme ve çağ atlamak istiyorsak her alandaki kaynaklarımızı dikkatlice kullanmalıyız diye düşünüyorum. Kapasitelerinin çok çok altında kalan türde okullar inşa etmek yerine, mevcut okulları öğrenci taleplerini dikkate almadan dönüştürmek yerine ihtiyaca cevap verecek nitelikteki hamleleri gerçekleştirmeliyiz diye düşünüyorum.

Son olarak, kendi vekili olduğum Bartın ilindeki bir soruna dikkat çekmek istiyorum. Belki yeni bakanımızın haberi yoktur olaydan. Millî Eğitim Müdürlüğünde görevi hâlâ sürmekte olan Yaşar Demir, Millî Eğitim Müdürü, kendisi 21 Şubat 2018 tarihinde katıldığı müftülük tarafından gerçekleştirilen imamlar toplantısında şöyle bir söz sarf etmiştir Sayın Bakanım: "Okulları gezerken başı açık kız öğrencileri görünce sinirlerime hâkim olamıyorum." Kız öğrencilerinin başlarını kapatması için okul müdürlüklerine de uyarılar da bulunduğuna ilişkin basında haberler yer almıştır. Acaba kendisi hakkında herhangi bir yasal işlem başlatmayı düşünür müsünüz? Çünkü sizden öncekiler herhangi bir adım atmamışlardır.

Yine aynı Müdür, 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü programında Bartın Valiliği tarafından gönderilen Atatürk posterleriyle ilgili asım yapılmasına ilişkin talimatı yerine getirmemiş ve kendince kaldırarak Ulu Önderimizi yok saymıştır. Acaba kendisi hakkındaki bu utanmaz tavrı yönünde herhangi bir işlem yapılmış mıdır, yapmayı düşünüyor musunuz?

Teşekkür ediyorum.