| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b)Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı c)Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı d)Mesleki Yeterlilik Kurumu e)Devlet Personel Başkanlığı f)Türkiye İş Kurumu g)Sosyal Güvenlik Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 08 .11.2018 |
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli çalışma arkadaşları; bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.
Sayın Bakanım, geçtiğimiz yıl taşeron yasasında yapılan değişiklikle kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan işçilerin tamamı yasa gereği ilgili kurumların personeli hâline geldiler. Özellikle, ağustos ayından itibaren yerel yönetimlerin vergi gelirlerindeki kesintiler, ruhsat ve diğer gelirlerindeki ciddi azalmalar sonucunda ödemeleri gereken kadrosuna geçirmiş olduğu işçilerle ilgili sosyal güvenlik ve vergi ödemelerini büyük bir çoğunluğunun yerine getiremeyeceği ortadadır. Şu ana kadar belediyelerin 8,5 milyarın üzerinde borcu olduğu düşünüldüğünde, 2019 yılıyla ilgili olarak da yerel yönetimleri destekleme konusunda herhangi bir çalışmanız var mı?
Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili yasal düzenleme Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde maalesef hak ettiği karşılığı bulamadı. 185 milyarın üzerinde devlet desteği ve diğer ödeneklerle birlikte takviye yapılacağı görülen sosyal güvenlik açıkları, acaba emeklilikte yaşa takılanların yasal statüye kavuşması konusundaki handikabın temel nedeni midir?
Memur ve emeklilere, son on altı yıl içinde ücret artışlarını enflasyondan arındırılmış olarak verdiğiniz rakamlarda yüzde 50 ile yüzde 90 arasında artış olduğunu söylüyorsunuz. Ancak ekonomiyi yöneten diğer bakanlar da on altı yıllık dönem içinde ekonominin 3 kat büyüdüğünü söylüyor. Eğer ekonomi 3 kat büyüdüyse o zaman, memurlar, emekliler ve çalışanlar neden ekonomideki, gayrisafi millî hasıladaki artıştan hak ettikleri karşılığı alamıyorlar? Emekli işçi ve memurların bugün almış oldukları ücretlerin sendikaların açıklamış olduğu açlık sınırının altında olduğunun yönetim olarak farkında mısınız?
Öğretmen, memur açığının en fazla olduğu il İstanbul ve büyük şehirler. Kiralar, gıda ve zorunlu tüketim harcamaları yüzünden büyük şehirlerde çalışan kamu görevlileriyle ilgili sosyal desteklerde bulunmak çalışma planınız içinde var mıdır?
2002 ile 2016 yılları arasında sürdürdüğünüz ucuz, döviz cinsinden krediler ve buna bağlı olarak da başlamış olan yatırımların dönemi artık sona ermiştir. Diğer bakanlıkların da bütçeleri burada görüşülürken gördük ki tüm bakanlıklar yatırım bütçelerini neredeyse sıfıra indirmiş durumdalar. Bunun bir sonucu var tabii, bu bir bütçe açığı ve sürdürülmesi zor bir ekonomik programı beraberinde getiriyor. Üç yıl sürecek olan bu ekonomik programın da herhâlde büyük oranda bedelini aziz milletimiz ödeyecektir. Milletimiz bunu nasıl ödeyecek? Milletimiz daha çok yoksullaşacak, gençlerimiz daha çok işsizleşecek ve yurttaşlarımız genel olarak daha fakirleşerek ödeyecekler ve pahalılıktan da başta vereceğiniz hizmetlerin ve diğer sosyal yaşam hizmetlerinin büyük bir oranda gerisinde kalacaklardır.
Bir başka önemli konu İŞKUR: İŞKUR'la ilgili gittiğimiz her yerde karşımıza şu çıkıyor: Türkiye'deki çalışma yaşamını ve çalışma barışını ciddi biçimiyle bozan bir uygulamaya dönüşmüş durumda. Yani İŞKUR'da çalıştıracağımız insanlar gerçekten çalışacaklar mı yoksa bunlar bütün illerde "Nasılsa İŞKUR'a girdim, sekiz ay, dokuz ay maaş alıyorum, hiçbir şey de yapmıyorum." diyerek diğer insanlarla arasında toplumsal bir probleme dönüştüğünün idare olarak farkında mısınız? Özellikle İŞKUR Genel Müdürlüğündeki, Anadolu'da köylerde işte, bir okula 3 görevliyi, bir camiye 5 görevliyi yollayıp "Haftada bir gün uğrayın, maaşınızı alın." biçimindeki uygulamaları gerçekten o bölgede diğer insanlar üzerinde ciddi biçimiyle çalışma yaşamı konusunda problemler yaratmıştır.
İstanbul Havalimanı'nda çalışma koşullarına itiraz ettiği için Devrimci İnşaat Sendikasının Başkanı Sayın Özgür Karabulut ve 30'un üzerindeki çalışanın gözaltına alınması, sonra da tutuklanması sürecinde neden Bakan olarak siz işçilerden ve çalışanlardan yana bir tavır sergilemediniz ve işletmenin insani koşullarda çalışması için gerekli duyarlılığı göstermediniz?
Ekonomik durgunluk ve pahalılığın faturasını emekliler, kamu ve özel sektör çalışanları, esnaf, tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylüler, iş insanları beraber ödeyeceklerdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Zeybek, son cümlenizi alayım.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Son cümlem Sayın Başkan. İktidar olarak sürekli 2002 ile 2018 yılları arasında bir karşılaştırma yapıyorsunuz ama mesela, madde bağımlılığı 2002'de neydi, 2018 yılında ne kadar? Kadına şiddet sonucunda yaşamını yitiren kadın sayısı 2002'de neydi, bugün ne kadar? Üniversite mezunu işsizlerin sayısındaki 2002 ile 2018'in karşılaştırması... Cezaevlerindeki öğrenci sayısı 2002'de neydi, bugün ne kadar? Ekonomik sıkıntıdan dolayı boşanan çift sayısı 2002'de neydi, bugün ne kadar? Belki Bakanlık olarak bu alanlarda da bir dikkati yoğunlaştırmakta fayda var diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.