| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b)Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı c)Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı d)Mesleki Yeterlilik Kurumu e)Devlet Personel Başkanlığı f)Türkiye İş Kurumu g)Sosyal Güvenlik Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 08 .11.2018 |
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli bürokratlar ve değerli basın mensupları; bu bakanlığın kapsamına giren konular o kadar çok ki arkadaşlarım çeşitli bakımlardan ele alacaklar, ben de kısaca birkaç şey anlatmak istiyorum. Bunlardan bir tanesi şu: Tabii, şunu söylemek lazım: Bu bütçe çalışmalarının tarzı, ritmi doğrusunu isterseniz çok insani değil ve çok rasyonel de değil esas itibarıyla çünkü bize metinler çok geç geliyor ve o metinleri okuyup yorumlamak, analiz etmek öyle kolay bir şey değil ve de üstelik saat on ikilere hatta belki bazen sabahlara kadar çalıştığımızı da düşünürseniz oldukça zor bir iş yapıyoruz gibi geliyor bana. Bunu paylaşmak istedim.
Efendim, ben, şu elime geçen çalışmayla, 2019 yılı bütçe sunumuyla ilgili olarak birkaç şey söylemek istiyorum.
Arkadaşlar anladığım kadarıyla, pembe bir Türkiye ve bir anlamda çok olumlu bir Bakanlık faaliyetlerini sıralamışlar, göstermek istemişler.
BAŞKAN - Arkadaşlar, salonda bir uğultu var, lütfen biraz daha sessiz.
Buyurun.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Bakın, bu kitapcığın 55'inci sayfasında bir grafik var, başında şöyle yazıyor: "İnsani gelişmede çağ atladık." Bu, hakikaten şey, 2002 yılında orta İnsani Gelişme Endeksi'nde 96'ncı sıradaymışız, 2017'de yüksek İnsani Gelişme Endeksi'nde 64'üncü sıraya yükselmişiz ve Sayın Bakanın çalışma arkadaşları bunu bize "Çağ atladık." anlamına gelen bir biçimde sunmuşlar fakat arkadaşlar, ben, hemen bu İnsani Gelişme Endeksi'ne baktığımda enteresan başka bilgiler de var. Bakın mesela, Yunanistan aynı tarihte 31'inci yani biz 64'üncü sıraya gelmişiz ama Yunanistan 31'inci, Katar 37'inci, Portekiz 41'inci, Arjantin 47'nci, Romanya 52'nci -saymayayım daha fazla- İran 60'ncı; o da bizden yüksek. Beni şaşırtan şey, bizden önce Kosta Rika var yani biz çağ atlamışız ama Kosta Rika düzeyinde bir çağ atlamışız.
Bunu hazırlayan arkadaşlar, kusura bakmayın ama bu bilgileri bize verdiğinizde "Hakikaten çağ atlamışız, Bakanlık ne güzel çalışıyor." gibi bir sonuca varacak değiliz çünkü Bakanlık zaten, anladığım kadarıyla iki bakanlığın birleşmesinden meydana geldiği için anlaşılması zor bir çalışma düzeneği var olduğunu düşünüyorum ama lütfen, böyle bir bilgiyi bize verirken bu bilginin de nereye düştüğünü iyi değerlendirmek lazım.
Arkadaşlar, bir arkadaşımız konuşurken bu sosyal yardımlar meselesinin daha çok sol siyasetlerin öne çıkardığı bir kavram olduğundan söz etti. Doğrudur yani uzun bir zamandan beri dünyada sol siyasetlerin özellikle çalışanlar lehine sosyal yardımları artırmakla ilgili olarak büyük bir mücadeleleri oldu çeşitli ülkelerde, özellikle Güney Amerika'da. Dolayısıyla da sizin iktidara geldiğinizden bu yana sosyal yardımlar olarak yaptıklarınız yabana atılır değil, bunu kabul etmek lazım ama doğrusunu isterseniz şöyle bir izlenim uyanıyor arkadaşlar, bunu dikkatinize getirmek istiyorum: Bu sosyal yardımlarla seçimler arasında enteresan bir korelasyon var yani seçimlerle birlikte bu yardımların arttığını dair istatistiksel ilişkiler gözüküyor. Dolayısıyla da buradan şuraya getirmek istiyorum: Sizin "sosyal yardım" olarak tanımladığınız yardımlar esas itibarıyla -demin yine Yaşar Arkadaşımız orada söylüyordu- "devlet baba" gibi geleneksel bir çerçevede ifade ediliyor ama doğrusunu isterseniz biz bunu bir hak temelinde tanımlamayı daha yeğliyoruz ve öyle olması lazım yani toplumda gerçekten sosyal yardıma muhtaç olan insanlarımız varsa bir devlet görevi icabı bunları yapması lazım yani bir anlamda bir hakkı teslim etmesi, bir hakkı yerine getirmesi lazım anlamındadır bu. Fakat siz de anlaşılır bir sebeple belki bunu biraz seçim perspektifinde, biraz sadaka, yoksullara yardım anlamında bir çerçevede değerlendiriyorsunuz ve doğrusunu isterseniz, verilen istatistiklerden biz bunu tam olarak anlayamıyoruz, kime ne verdiğinizi, kime nasıl sosyal yardım yaptığınızı da tam olarak anlayamıyoruz. Dolayısıyla da benim bu kısa konuşmada sizin gündeminize getirmek istediğim şey, sosyal yardımlar önemlidir ama sosyal yardımlar sadece toplumdaki yoksullara verilecek olan, devletin bir tür sadaka dağıtması çerçevesinde yorumlanabilecek yardımlar olmamalıdır; aksine, toplumda şu veya bu sebeple yardıma muhtaç hâle gelmiş olan fertlerin devletten beklemeleri gereken hak olarak görülmesi lazımdır; bu, birinci kısmı.
İkinci kısmı da demin de söylediğim gibi, öyle gözüküyor ki seçimler yaklaştığında sosyal yardımlar artıyor ve dolayısıyla biz buradan Adalet ve Kalkınma Partisinin sosyal yardımları bir tür seçimleri kazanmak için kullandığı bir araç olarak değerlendirmek durumunda kalıyoruz.
Sayın Bakan, eğer bu yanlışsa lütfen bunu düzeltin ama dışarıdan baktığımızda, önümüze gelen metinlere baktığımızda böyle bir tablo açıkça gözüküyor.
Son olarak da "Sosyal yardım alanına ayrılan kaynağı artırdık." diyorsunuz ama gerçekten de bu sosyal yardımlar meselesinde mantığa aykırı bir şey, aslında sosyal yardımların azalması lazımdır. Çünkü sosyal yardımlar geçici süreyle verilen yardımlardır ve insanların o ihtiyacı karşılandığı sürede kaldırılması lazımdır ama görülen o ki bütçesi sürekli artan bir bakanlıktan söz ediyoruz yani sosyal yardımlar bakımından artan bir bütçenin olduğunu görüyoruz, bu harcamaların böyle artıyor olması, doğrusunu isterseniz yoksulluğu bir anlamda kurumsallaştıran ve yoksulluğun o anlamıyla da devam ettirilmesi anlamına gelen bir etki üretiyor. Bilmiyorum, bunu da dikkate alıyor musunuz. Ama galiba bu sosyal yardımlar meselesinde dikkat edilmesi gereken önemli konulardan bir tanesi de budur.
Teşekkür ederim.