| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b)Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı c)Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı d)Mesleki Yeterlilik Kurumu e)Devlet Personel Başkanlığı f)Türkiye İş Kurumu g)Sosyal Güvenlik Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 08 .11.2018 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli bürokratlar ve değerli katılımcılar; ben de sizleri saygıyla selamlıyorum.
Evet, sabah sunumunuzu dinledik, gerçekten çok çok uzun, kapsamlı ve sonlarına doğru da takip etmekte oldukça zorlandığımız bir sunum oldu ama kapsam olarak baktığımız zaman, daha çok Bakanlığınızın her bir alanı farklı bir bakanlık alanına hitap eden çok geniş bir alana sahipsiniz. Daha çok sosyal hizmetler ve yardımlar odaklı bir sunum yaptınız.
Sayın Bakan, evet, sosyal devlet olmanın gereği, ihtiyaç sahibi ve dezavantajlı gruplar; işte, engelliler, gençler, kadınlar, çocuklar, bu alanlarda belli sosyal yardım ve destekler olacaktır ancak baktığımız zaman, burada, yoksulluğu çözmek değil, o yoksulluğu yönetmekten uzak, daha çok bağımlı hâle getiren bir politika üzerine kurmuşsunuz bütün yardım çalışmalarınızı. Oradaki, dezavantajlı grupları istihdama, üretime, ekonomiye katıp, yoksulluktan kurtarmak üzerine değil de daha çok bağımlı kılan yardımlar odaklıydı. Şöyle ki: Zaten baktığımız zaman, on altı yıllık bu hükûmet dönemlerinde yoksulluk yönetilerek âdeta seçim dönemleri ve seçmen politikaları üzerine kurulu olan sosyal yardım politikalarınıza şahitlik ettik.
Veri temelli çalışmalar yaptığınızı vurguladınız. Burada, baktığımız zaman, gerçekten özellikle dezavantajlı grupların ya da bu sosyal yardımları çoğunluk olarak alan grupların; işte, gençlerin, kadınların, kadın cinayetleri, istismarlar, uyuşturucu bağımlılığı ya da yoksulluğa mahkûm olan, bağımlı olan bu grupların temel sorun alanı nedir acaba? Yani bu gruplardaki sorun alanları neler ve sizin eylem planlarınız neler? Biz, bunu, sunumunuzda göremedik maalesef.
Sunumunuzda istihdamla ilgili önemli veriler verdiniz ama biz baktığımız zaman verilere, özellikle kadın istihdamında yüzde 33'lük seviyeyle, sizin atıf yaptığınız OECD ve Avrupa Birliği ülkelerinde hâlâ en geride olan ülkeler arasında Türkiye.
Baktığımız zaman, çalışma endekslerinde, iş gücüne katılım endeksinde yine Türkiye'nin son sırada olduğunu görüyoruz.
Yine, aynı şekilde, TÜİK'in yapmış olduğu aile yapısı araştırması çalışmalarında, temel olarak evdeki bakım hizmetleri yüzde 86 kadınlar üzerinde ve çocuklarına bakım, kreş, anaokulu gibi hizmetlerin sağlanması noktasında ise bu yüzde 3'ün altında. Yani, siz, sunumunuzda aile ve iş ortamında dengeli bir ortam sağladığınızı belirttiniz, böyle bir ortam yok; özel sektörde ve kamuda çalışan kadınların, hâlâ, maalesef, bu tür desteklerden uzak olduğunu görüyoruz.
Yine, Türkiye, cinsiyet eşitsizliği endeksinde, son on bir yılda maalesef gerilemiş ve 26'ncı sıraya gelmiştir.
Yine, ücret eşitsizliğinde, aynı şekilde, OECD ülkeleri karşılaştırmasında, OECD ortalaması 8'ken Türkiye'de 18 noktasındadır.
Genç işsizliği ve istihdama yönelik politikalarınızdan çok olumlu noktada bahsettiniz ama her 5 gençten biri işsiz ve gençlerin yüzde 24'ü ne eğitimde ne istihdamda. Bu konuyla ilgili ne yaptınız?
Sunumunuzda, üniversite gençliği profiliyle ilgili bir çalışma yaptığınızı söylediniz. Bunun sonuçları nedir, nasıl bulgular var ve sizin buna dönük politikalarınız neler?
Sayın Bakan, keza, kadınların da yüzde 34'ü ne eğitimde ne de istihdamda. Bu noktada ne yapmayı düşünüyorsunuz? Sorunları engellemek ve dediğim gibi yardımlardan koparıp üretim ve istihdama katmak için neler yapıyorsunuz?
İş kazalarında da gerçekten şaşkınlıkla takip ettiğimiz veriler verdiniz ama resmî istatistiklerde, Avrupa Birliği EUROSTAT, Sosyal Güvenlik Kurumunun verilerinde, iş kazalarında Türkiye maalesef 1'inci sırada.
Yine, sendikalılaşmayla ilgili verdiğiniz verilerde de bakıyoruz, 14 milyon işçiden sadece 1 milyon 800 bini sendikalaşmış. 2018 yılında sendikalı işçi sayısı sadece 178 bin artmış. Bir baskı ortamında sendikaların nasıl kutuplaştırıldığına ve nasıl bir korku iklimi yarattığına da hepimiz şahidiz. Avrupa Birliği...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Son otuz saniyemi tamamlayabilir miyim?