KOMİSYON KONUŞMASI

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, Sayın Bakan; öncelikle, bu devasa bir problem, büyük bir Bakanlık, neye bakacak, insan şaşırıyor. Gerçekten sadece bakabilecek düzeyde kalabilecek çünkü bütün problemler oraya aktarılmış. Yani çözüm yerine, sadece bakmakla yetineceğiz.

Birçok konu hakkında konuşabiliriz, zaman kısıtlı ama olabildiğince tekrara girmemek açısından biraz önemli konulara değinmek istiyorum. Hepsi önemli de... Belki de gelecekle ilgili birçok konuyu konuşuyoruz, daha önceki hatiplerden bir kısmı da söyledi, hep problemlere değinmişiz ama gelecekle ilgili ne yapacağız? Türkiye'de önümüzdeki dönemdeki en büyük problemlerden birisi uyuşturucu. Ben hekimim ve Batman Vekiliyim, 11 yaşında eroin kullanan var; esrar demiyorum, eroin, 11 yaşında. Bir taraftan, bir hekim ve genelde hepimiz, siyasetçiler de "Bu uyuşturucu nereden, nasıl geliyor, nasıl kullanılıyor?"un dışında "Neden bu ortam çıkıyor?" demiyoruz. Bir yerde huzursuzluk varsa, çatışma ortamı varsa, yoksulluk varsa, kriminalize olaylar varsa uyuşturucuya talep artıyor, uyuşturucu giderek bir yaygınlık kazanıyor ve bugün biz birçok problemle uğraşırken, problemleri gündeme getirirken çözüm konusunda çok geri kalıyoruz. Diyarbakır'da, Batman'da, Mardin'de, İstanbul'da, Antalya'da, birçok ilde uyuşturucuyla ilgili ciddi bir artış söz konusu. Bugün Sayın İçişleri Bakanının bir açıklaması var "Uyuşturucudan ölüm oranları düştü." diye. Sorun, ölüm oranlarının düşmesi değil; sorun, kullanım sayısının düşmesi. Bu sadece sizin Bakanlığınızın işi değil, multidisipliner, hepimizin görev alacağı bir şeydir. Burada İçişleri Bakanlığı da olacak, yerel yönetimler de olacak, sivil toplum örgütleri de olacak, birçok kişi görev alacak. Ama Bakanlık olarak sadece "Şu konuda eğitim verildi, şu kadar okula gidildi, şu kadar okulda bu çalışma yapıldı." ya da işte "Bir tarama yapıldı." dersek... Daha önce Genel Kurulda konuştuğumda, son dönemde, gerçekten bu Hükûmet döneminde, bu iktidar döneminde birçok şeyi "mış gibi" yapıyoruz. "Mış gibi" sorunu çözmüyor. Sorunun kökten çözümü, el atmamız lazım, bunu düzeltmemiz lazım.

Niçin bu feryadı yapıyorum? Türkiye'de genelde gazeteler birbirleriyle rekabet eder, haber atlatırlar. Batman'da 14 tane yerel gazete -Batman kendi nüfusuna göre Türkiye'de örnek olabilecek bir yerel medyaya sahip- ortak bir manşet attı, uyuşturucuyla mücadele konusunda herkesi davet etti. Biliyorsunuz, bununla mücadele konusunda erişkinlere ve çocuklara yönelik merkezler var, bir kısım özel merkezler de destekleniyor. Normalde, sayılar elimizde, olabildiğince özelin dışında, kamunun bu konuda görev yapması lazım. Maalesef, bazı merkezlerde hekim arkadaşlarımız, psikiyatrist arkadaşlarımız... Mesela, Antep'ten Diyarbakır'a gelen 14 yaşındaki çocuk, Diyarbakır'ın hiçbir sokağını bilmediği hâlde uyuşturucuya ulaşabiliyor. Bu konuda özel çaba yürütmek lazım, yürütülmediği zaman vatandaş, yurttaş çocuğu bir halk sağlığı problemine dönüşüyor. Yani tümüyle, sadece kullanan değil, annesi, babası, çevresi, herkes bu problemden zarar görüyor. Bugün okul çevrelerinde bile bu satılıyor. Buna bir an önce el atmak lazım geleceğimizi düşünüyorsak ve "sosyal devlet" diyorsak.

Bir taraftan, bu yoksulluk çok konuşuluyor ve programı incelediğimizde yoksullukla ilgili birçok çalışma dile getiriliyor. Ki bugün Sayın Recep Tayyip Erdoğan açıklamasında şunu söylemiş: "Biz, dünyada fakir fukaraya en çok yardım eden ülkelerin başında geliyoruz, 1'inci ülke biziz, 2'nci ülke Amerika Birleşik Devletleri." Sorun yardım değildir, sorun ihsan, lütuf değildir. Sizin gönderdiğiniz, Bakanlığınızın tablosuna baktığımda birçok veri, trend yükseliyor, hastaneye başvuru sayısı, SGK harcaması, yoksullara yardım. Sorun aslında bunların sayısını azaltmaktır. Siz bir ülkede yoksulların sayısını azaltmıyor, yoksullara verilen para miktarının her gün arttığını söylüyorsanız siz yoksullukla mücadele etmiyorsunuz, yoksulluğun önlenmesi için çalışmıyorsunuz, sadece insanların muhtaçlığı için çalışıyorsunuz. Nitekim, siz, genel sağlık sigortası harcamalarına baktığınızda, "ilaç" diye tanıtıyorsunuz, "özel hastane" diye tanıtıyorsunuz, "devlet hastanesi" diye tanıtıyorsunuz ve trend sürekli yükselmiş, rakam sürekli yükselmiş. Koruyucu sağlıkla ilgili, sayfada bir tane yer yok. Evet, diyeceksiniz ki: "Sağlık Bakanlığının görevi." Ama bunu ortak yürütmek lazım. Normalde, bir ülkede -Sağlık Bakanı burada olsa söylerdim- bir kişi hastaneye çok gidiyorsa insanlar korunmuyor.