KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakanım, Ticaret Bakanlığımızın, Sayıştayın ve diğer kamu kurumlarımızın değerli personeli, kıymetli basın mensupları; öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Yarın 10 Kasım, ebediyete irtihalinin 80'inci yıl dönümünde Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle, minnetle, şükranla anıyorum, ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Sayın Bakanım, Sayıştay raporlarında geçen yılki birçok bulgu aynen yer alıyor. Demek ki Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapan Sayıştay dinlenmiyor. Kesin hesaplar ve Sayıştay raporlarının görüşülebilmesi, denetim görevimizin layıkıyla yerine getirilebilmesi için ayrı bir komisyon kurulması gerektiğini bugün de ifade ediyorum.

Ülkemizde son dönemlerde yaşanan gelişmeler ekonomideki sorunları daha da yaygınlaştırılmış ve geleceğe dönük beklentileri tahrip etmiştir. Ekonomik sıkıntılardan dolayı ticaret ve meslek erbabımız, esnafımız ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Konkordato ilanları, basına yansıdığı kadarıyla son üç aydır önemli ölçüde artmış olup sanki otomatiğe bağlanmıştır. Yine, arkası önü mutlaka aydınlatılıp araştırılması gereken fabrika yangınları da büyük soru işaretlerine neden olmaktadır.

Sayın Bakanım, konkordato ilanlarıyla yangınlar konusunda yaptığınız bir çalışma, araştırma, inceleme var mıdır? Kaç firma konkordato ilan etmiş, ertelenen, yapılandırılan borçları ne tutardadır? Bunlar arasında kasıtlı davrananlar, istismar edenler tespit edilmiş midir? Ekonomik teröre, küresel operasyonlara karşı yüreklice mücadele etmiş Türkiye'nin kasten ve kundaklama yöntemleriyle istihdam meşalesini söndürmek, istikbal yürüyüşünü sekteye uğratmak, bu bahaneyle fırsatçılık ve simsarlık yapmak rezilliktir, gayrimillîliğin karanlık resmidir, buna hiç kimsenin hakkı yoktur. Türkiye ekonomisi içine çekildiği kur savaşından ağır hasar almıştır fakat ülke bizimdir; tesisler, fabrikalar, kurumlar milletimizindir; ekonomideki derin yaraları tedavi edip iyileştirmek millî bekamızın gereğidir.

Sayın Bakanım, siz de açıkladınız, ihracatta son sevindirici rakamlar var. 2018'in ilk on ayında yüzde 7,6 artış gerçekleşti, ekim ayında tarihî rekor kırıldı. Tabii, ülkemizin ekonomik saldırılara maruz kaldığı zorlu bir dönemde gerçekleşen ihracat karşısında ihracatçılarımızı hakikaten tebrik ediyorum, kutluyorum. Ancak enflasyon rakamları pek iç açıcı değil. Son açıklanan enflasyon rakamlarını hepimiz değerlendirdik. Belli ki enflasyon canavarı tekrar kafasını kaldırdı. Yeni Ekonomi Programı'nda yıl sonu enflasyon oranı yüzde 20,8 düzeyinde tahmin edilmişti. Ekim ayı enflasyon oranı son on beş yılın en yüksek rakamıdır ve aylık yüzde 2,67, yıllık bazda da yüzde 25,24 olarak gerçekleşmiştir. Gıda enflasyonuysa yüzde 30'a yaklaşmıştır. Anlaşılan enflasyonla mücadele kapsamında binlerce firmanın yaptığı yüzde 10'luk fiyat indirimlerinin etkisi sınırlı olmuştur. Geçen hafta ilan edilen, yıl sonuna kadar süreceği söylenen ve altı ana başlıkta düzenlenen KDV ve ÖTV indirimlerinin nasıl bir sonuç vereceğini de önümüzdeki günlerde göreceğiz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak dileğimiz, ekonominin hareketlenmesi, piyasaların canlanması, artan maliyet baskısının, Türk lirasındaki değer kaybının süratle telafi ve tamir edilmesidir.

Kurdaki gerilemeyle birlikte vergi ve diğer fiyatlardaki indirimlerin insanımızın hayatına doğrudan doğruya yansıması gerekmektedir. O nedenle Sayın Bakanım, soruyoruz: Yani döviz artınca fiyat etiketlerini anında şişirenler döviz gerileyince neden aynı davranışı göstermiyor? Yüzde 10'luk fiyat indirimleri lütuf mudur? Dövizdeki tansiyon azalınca yaptıkları geçici fiyat indirimlerini vatandaşlarımızın âdeta gözüne sokanlar mutfaktaki feryadı, insanımızın şikâyetini yüreklerinde hissedebilecek alicenaplığa sahipler midir? Dolar 7 lirayı aştığında zam butonuna gecikmeksizin basanlar dolar gevşeyip gerilediğinde neden yaptıkları zamdan vazgeçmiyorlar?

Sayın Bakanım, 25 Ekimde yaptığınız açıklamada 5.300 firmayı ve 77.386 ürünü denetlediğinizi söylediniz. Yani nasıl denetlendi, ne yaptınız, ne yaptırım uyguladınız? Yani bir sonuç alınmadığını enflasyon rakamları ortaya koyuyor. Hayat pahalılığı, geçim zorlukları, ekonomik sıkıntılar her insanımızı tehdit etmektedir.

Bugün Enerji Bakanımızın bir açıklaması var, "Elektrik ve doğal gaza indirim gelebilir." diyor. "Gelebilir." değil Sayın Bakanım, gelmeli. Bilmiyorum, Enerji Bakanlığını, EPDK'yı da denetlediniz mi, elektriğe çok yüksek zam yaptı. Sanayicinin, esnafın, çiftçinin, girdi maliyeti üzerinde çok büyük oranı var. Yine, ailelerin en önemli harcama kalemlerinden biri. Yani devlet fiyat indirimlerinde özel sektöre örnek davranması açısından da elektrikte, doğal gazda fiyat indirimi gerekiyor. Yani vatandaşlarımız nimette en arkada, külfette en önde olmamalıdır. Bu işleyiş, bu haksız süreç mutlaka değişmeli, dönüşmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi ekonomik sorunlardan siyasal çıkar devşirmeye niyet etmeyen, buna tenezzülü dahi zül addeden millî asalet ve millî ahlaka sahiptir. İyiye iyi, kötüye de kötü demeye devam edeceğiz. Vatandaşlarımızın hakkını hukukunu savunmak, milletimize tercüman olmak en temel ve öncelikli hedefimizdir, aynı zamanda da görevimizdir.

Sayın Bakanım, bu haksız fiyat artışlarıyla ilgili bölüm de açmışsınız sunumuzda. Bir de haksız fiyat uygulamaları var. Yani bir ürünün maliyetinin en az ne olacağı üç aşağı beş yukarı belli ama bakıyorsunuz, özellikle gıda ürünlerinde maliyetinin çok altında fiyatla satışlar da yapılıyor. Mesela peynir, mesela sucuk yani o maliyete göre o fiyattan satılması mümkün değil. Yani bunlar konusunda da bir denetiminiz var mıdır, tespitleriniz var mıdır? Bu tüketiciyi aldatan, hileli ürün üretenlerle ilgili yaptığınız uygulamalar nedir?

Sayın Bakanım, ekonomide rekabet sağlanarak tekelci oluşumların önlenmesi, istihdam yaratılması, gelir dağılımındaki dengesizliklerin giderilmesi, yeni girişimlerin ekonomiye kazandırılması, bölgelerarası dengesizliklerin giderilmesi ve yerel potansiyelin harekete geçirilmesi amacıyla esnaf ve sanatkâr kesiminin faaliyetleri desteklenmelidir.

Esnaf kesiminin teknoloji kullanım düzeyi ve ürün kalitesi yükseltilerek verimliliği artırılmalı, bilgiye erişimleri kolaylaştırılmalı, ana ve yan sanayi bağlantıları güçlendirilmelidir. Meslek standartları geliştirilmeli, esnafa ihtisas kimliği kazandırılmalı ve mensubiyet bilinci oluşturulmalıdır.

Esnaf ve sanatkârımızı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakan AVM'ler ve büyük marketler zincirinin küçük esnaf aleyhine gelişen haksız rekabetin mutlaka önüne geçilmelidir.

Piyasanın canlanması, KOBİ'lerin ve esnafın rekabet gücünün artırılması amacıyla geniş kapsamlı bir program açıklanmalı, bölgesel, sektörel ve millî yenilik strateji ve politikaları ivedilikle uygulamaya konulmalıdır. KOBİ'ler ve esnafın vergi ve prim oranlarında indirim yapılmalı, elektrik, su ve doğal gazda özel tarifeler getirilmelidir.

KOBİ'lerin katma değeri yüksek mal ve hizmet üretmeleri desteklenmeli, AR-GE yatırımı yapmaları ve araştırmacı istihdam etmeleri özendirilmeli, markalaşmaları, kurumsallaşmaları ve yenilikçi iş modelleri geliştirmeleri sağlanmalıdır. KOBİ'lerin her kademedeki insan gücü kapasitesi artırılmalı, nitelikli insan gücüne dönük eğitim-sanayi iş birliği politikaları desteklenmeli, çıraklık ve kalfalık destekleri uygulamaya geçirilmelidir. KOBİ'lerin gerek finansman ve gerekse borç sıkıntısı had safhadadır. BDDK verilerine göre KOBİ kredileri her yıl yüksek oranda artarak 2018 Eylül ayı itibarıyla 663 milyar liraya ulaşmıştır. KOBİ'lerin takibe düşen kredi borçları da hızla artmakta olup 36 milyar lirayı aşmıştır. KOBİ'lerin takipteki kredi oranı yüzde 5,4 olup toplam takipteki kredi oranının çok üzerindedir. Kredi kullanan 3 milyon 153 bin 111 KOBİ'nin yüzde 10,4 oranında, 326.483 adedi takiptedir. Esnaf ve KOBİ'ler borç ve yüksek faiz sarmalından...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kalaycı.

Buyurun.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Tamamlıyorum Başkanım.

Esnaf ve KOBİ'ler borç ve yüksek faiz sarmalından kurtarılmalı, bu amaçla finansal borçların gönüllük esasına dayanan bir mekanizma dâhilinde uygun şartlarda yeniden yapılandırılması uygulamaya konulmalıdır. Böylece bankaların donuk kredileri azalacak, aktiflerinin kalitesi artacak, KOBİ'lerin ve esnafı birikmiş borçlarında önemli ölçüde azalma sağlanacak, girişimcimizin yeniden aktif üretime katılımı sağlanmış olacaktır.

Sayın Bakanım, bu KDV iadesiyle ilgili devletten olan alacaklar, yine hak edişler ödenmeli. Bunlar da KOBİ'lerimizi, girişimcilerimizi, ihracatçılarımızı finansman açısından rahatlatacaktır.

Bugünlerde haller, komisyoncular tartışılıyor. Toptancı halleri kamuoyunda bilinen aksine komisyonculara değil, üreticilere ve üretici malını pazarlayan ticaret erbabına çok gerekli olan bir mahaldir, üretici mallarının fiyat bulduğu yerlerdir. Bilinmesi gereken çok önemli bir noktada sebze ve meyvenin maliyet esasına göre değil, borsada oluşan günlük fiyata göre satılıyor olmasıdır. Komisyoncu, eski adıyla kabzımal, hukuk diliyle ahzükabz yetkisi verilen kişilerdir. Hallerin ve komisyoncuların fonksiyonlarının sona ermesi kayıt dışılığı artıracak, başta küçükler olmak üzere tüm üreticileri aracı ve korsan satıcıların insafına terk edecektir. Kısa süre sonra küçük üreticilerin üretimden çekilmesi ve ortalığın büyük sermayeye kalması söz konusu olacaktır. Çiftçilerimiz büyük zincir market gruplarının marabası hâline gelecektir, onların ürettiği fiyatlarla üretim yapmak durumunda kalacaklardır.

Milliyetçi Hareket Partisine göre esas yapılması gereken, kayıt dışı ticaretin önlenmesi ve toptancı hallerin fiziki yapılarının çağdaş standartlara yükseltilmesidir.

Son olarak nakliyeci esnafımızla ilgili birkaç hususu ifade edeceğim. Nakliyeci esnafımız her gün geriye gitmekte, sigorta primi ve vergilerini ödeyememekte, birçoğu son çırpınışlarını yaşamaktadır. Taşımacılık yapabilmek için zorunlu olan yetki belgelerinin ücretleri çok yüksektir. Ayrıca uygulamada pek çok problemlerle karşılaşılmaktadır. Vergi, prim ve yüksek akaryakıt fiyatları karşısında şoför esnafı ailelerine ekmek götüremez duruma gelmiştir. Deniz ve hava taşımacılığında ÖTV'siz akaryakıt alınabilirken kara yolu taşımacılığı yapan esnafımız bu imkândan yararlanamamaktadır. Bu uygulama, maalesef taciri esnafa karşı koruyan bir uygulamadır. Nakliyeci esnafımızın yaşadığı sorunlar artık görülmelidir. Yük ve yolcu taşımacılığı yapan şoför esnafına da vergisiz akaryakıt verilmelidir.

BAŞKAN - Arkadaşlar, sessiz biraz lütfen.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Şoför esnafına vergi indirimi ve kolaylıkları getirilmelidir. Dünyanın en yıpratıcı mesleklerinden biri olan şoför esnafına yıpranma payı hakkı verilmelidir, yetki belgeleri şoför esnafına yük ve eziyet olmaktan çıkarılmalı, uygulamadaki karmaşa giderilmeli ve belgelerin amacı dışında kullanımı ve haksız rekabet önlenmelidir.

Sayın Bakanım, biliyorsunuz geçen yıl Ahilik Fonu'nun oluşumuyla ilgili yasal düzenleme yapmıştık, altı ay ertelenmişti. Şimdi 1 Ocak 2019'dan itibaren uygulamaya girecek. Yüzde 2 prim ödeyecek esnafımız, yüzde 1 devlet ödeyecek. Bu düzenlemeyi MHP olarak biz de destekledik. Onu da ifade edeyim ama prim açısından baktığımız zaman esnafın mevcut yüzde 34,5 primi ödemekte zorlandığı ortada. Buna yüzde 2 daha ilave edilmesi gerçekten esnafımız açısından çok sıkıntı oluşturacak. Bu anlamda esnafın primlerinde, SGK primlerinde indirim gerektiğini ifade ediyorum.

Bakanlığınızın bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sözümün başında demedim, göreviniz de hayırlı olsun, Bakan yardımcılarımıza da hayırlı olsun. İnşallah ilk bütçeniz de ülkemiz, milletimiz için hayırlı sonuçlar getirir.

Teşekkür ediyorum.