BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Hayır, hayır. Usulde hata olması gerekmiyor öyle, bir şey söylemek için.

Şimdi, meseleyi bilmiyoruz aslında yani bu önerdiğimiz uzmanlardan birileri gelip de STK'lardan, dese ki mesela bize... Bir aralar Batman'daki kadın intiharları hakikaten Türkiye'nin gündemine oturmuştu ve ben tesadüfen başka bir araştırma yaparken bunun gerisinde ensest olayı olduğunu öğrendim mesela, anlatabiliyor muyum. Şimdi, birisi gelse bize dese ki: "Ya, şurada şöyle bir olay var, bunu araştırmak önemlidir." O zaman karar veririz. Şimdi, havadan bana zor geliyor yani neye karar vereceğimiz, nereyi gezeceğimize...

BAŞKAN - Havadan değil de bu alanda çalışan arkadaşlar şu anda fikir verebilir ise diye sordum, programa koymak için, gündeme yani çalışma tablomuz var ya, hemen çünkü bakarız. Bakınız Hocam, bunların yazışmaları...

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Şöyle mi yapsak acaba: Hayali olarak mesela "3 tane yurt içi" desek de nereye gideceğimize sonra, öğrendikçe mi...

BAŞKAN - Bunların yazışmaları gerekiyor çünkü.

MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) - Sayı koymaya da gerek yok, zaten kararını aldık yani.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Hayır ama zamanını diyor.

BAŞKAN - Şöyle, bunların, tabii, yazışmaları gerekiyor, zaman alıyor yani belki o ildeki vilayete yazıyorsunuz, Parlamentonun izni var, birtakım imkânları kullanmasına, resmî yazı...

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Ha, anladım.

BAŞKAN - O anlamda yani "Aman şuraya hemen bir bakalım, bunu gündemin 1'inci maddesi olarak gidilecek yerlere koyalım." diye var ise alayım hemen diye sordum. Yoksa dediğim gibi, bunu önümüzdeki salıdaki toplantıda da getirebiliriz.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Mesela benim aklıma bir de ne geldi biliyor musun. Öldürülmüş kadınları öldürenleri ziyaret. Mesela, Güldünya vardı, zorla iki erkek kardeşi...

MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) - Onu söyledik.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Evet ama işte mesela öneriyorum onun için. Aklıma gelen o değil de aklıma gelen, Güldünya meşhur oldu ve sembol oldu. Onu iki erkek kardeşi öldürdü ve zorla öldürttüler o kızı. Çünkü, öldürmek istemiyorlardı; gittiler, geldiler, sonunda mecbur kaldılar. Mesela o iki erkek kardeşle konuşmak ilginç olabilir. Bugün ne düşünüyorlar? Nasıl zorlandılar, nasıl bir toplumsal baskı altındaydılar?

MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) - Sebebi neydi ama?

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Sebebi namus meselesi tabii ki. Hayır, bir dakika, anlatabilir miyim?

BAŞKAN - Ben rica ediyorum, bakın -bu biraz da zaten sıcak bir konu- karşılıklı konuşmalara girersek sıkıntı çekeriz. Notlarımızı alalım, sonra söz alıp da devam edelim.

Şimdi, onu rıza gösterirlerse ancak yapabiliriz. Tabii, onu konuşabiliriz; eşini öldüren, şiddet görüp de eşini öldüren kadınları ziyaret edebiliriz yani kadınlara da sorabiliriz "Sen eşini niye öldürdün?" diye.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Sebebi ne olursa olsun...

BAŞKAN - Yani, bu çok boyutlu bir şey ama bunu, dediğim gibi yani bunu söz aldığımızda ve -şiddeti tanımlama maddesi- bu geniş toplantıda bunları konuşalım ve bence hazırlıklı da gelip konuşalım. Şimdi, burada birbirimizin fikrine karşı bir fikir koymayla zaten bir yere varamayız. Çünkü ortada bir gerçek var; şiddet, şiddettir yani.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Hayır, hayır "Örnek ver" demediniz mi? "Örnek verin" dediniz diye benim aklıma Güldünya'yı öldüren iki erkek kardeş geldi.

BAŞKAN - Bunlar semboldür, Ayşe Paşalı -Allah rahmet eylesin- bunlar semboldür.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Ha, o var, aynen.

BAŞKAN - Yani, bunların üzerinden bu ülke zaten ayağa kalktı, iktidarıyla muhalefetiyle, bütün kurumlarıyla.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Aynen.

BAŞKAN - Çok acı çekti herkes, çok üzüldü. Ben gazetelerin sürmanşetlerini hatırlıyorum. Üç gün gözüme uyku girmemişti.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Kızını canlı gömen bir baba var mesela.

BAŞKAN - Yani, bunlardan tabii herkes çok etkileniyor Hocam ama bunların sebeplerini, o kişilerin bugün içinde bulundukları durumları, bunları ayrı bir gündem maddesiyle konuşalım. Sizin bu konuda ekleyeceğiniz bir şey var mı?

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Bu konuda değil, başka bir konuda bir şey söylemek istiyordum, temenniler konusunda.