KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım, bakan yardımcıları, değerli bürokratlar, hocalarım ve değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, hayırlı uğurlu olsun göreviniz, ilk bütçeniz. Başarılar diliyorum ekibinizle birlikte.

Sayın Bakanım, yatırımların azaldığı, yatırımlar içerisindeki imalat sanayi payının düştüğü bir dönemde bakanlık yapıyorsunuz. İşiniz zor. Allah yardımcınız olsun. Sıkıntılı bir dönemde, ekonomik krizin olduğu bir dönemde böyle bir konuyla uğraşmak hakikaten hem önemli bir iş, büyük bir sorumluluk hem de sıkıntılı bir iş.

Sizin ilk bütçenizdi bu, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden sonra da ilk bütçeydi. Böyle bir dönemde sizin yeni bir vizyon ortaya koymanızı aslında beklerdim. Bu vizyonla yani mevcut, geçen yıllardan gelenleri sadece bu yılda devam ettirmek gibi bir sunum değil de yeni bir bütçe ortaya koymanızı beklerdik. Belki vardır, son bölümde tekrar söz alacaksınız, o bölümde bunları ortaya koyabilirseniz memnun oluruz. Çünkü yeni bir vizyona ihtiyacı var Türkiye'nin. Sanayide yeni bir vizyona, yeni bir anlayışa ihtiyacı var.

Sayın Bakan, bu şekilde devam ederse Türkiye, bu anlayışla devam ederse hiçbir şekilde bir üst lige çıkması mümkün değil. 16'ncı, 17'nci, 18'inci, sürekli olarak geriliyoruz. Bu şekilde bir üst lige çıkmamız, küresel rekabet içerisinde önemli bir yer tutmamız mümkün değil. Daha farklı politikalara ihtiyacımız var. Bunu hepimizin bilmesi lazım, biliyoruz da aslında fakat bunu uygulamak mesele. O konuda sizden o gayreti bekliyoruz.

Çok fazla kurum var. Önemli bir bakanlık. Geçmişten gelen kurumlarla beraber bizim on dakika içerisinde bunları hem 2017'yle ilgili yaptığınız harcamaları, icraatlarınızı hem de 2019'la ilgili bütçelemelerinizi değerlendirmemiz bu kadar kısa bir süre içerisinde mümkün değil ama bazı şeylere çok hızlı bir şekilde değinmek istiyorum.

Bakın, temel ekonomik büyüklükler OVP'de toplam sabit sermaye yatırımları 2017'de 7,8; 2018'de 1,8; 2019'da eksi 3,2 planlanıyor. AR-GE'yle ilgili olarak da Cumhurbaşkanlığı yıllık programında 2019'da şu cümleler var, bunlar doğru: "Son on beş yılda AR-GE harcamalarında artış yaşanmış. Gayrisafi millî hasılaya oranı 2002 yılındaki -Ne ilgisi varsa 2002'yle mukayese edilmiş ve 2002 rakamların en düşük olduğu yıldır- binde 51 düzeyinden 2016 yılında binde 49'a yükselmiş ancak -diyor aynı şeyde- 2016 yılı AB ortalaması olan yüzde 2,3'ün çok altındadır." Dörtte 1'i durumunda. OECD olan 2,33'ün de daha da altında tabii ki kalıyor. Ve yine aynı programda var. 2090'larda falan 10 bin kişi başına düşen AR-GE personeli sayısı şimdi 46'lara çıkmış. Yani aslında AR-GE'deki artış da personel artışı yani gerçek anlamda teknolojinin artışı değil.

Bunu nerden de görüyoruz? Şöyle, yine aynı programda var: Tablo 27. "İmalat sanayisinin ihracat yapısı." diyor. Teknoloji yoğunluğunu biliyorsunuz uluslararası düzeyde düşük, orta ve yüksek teknoloji diye üçe ayırıyoruz. 2003 yılında yüksek teknolojili ihracatımız 6,5'muş, 2015'te 3,7'ye, 2016'da 3,5'a düşmüş, 2017'de de yine 3,6. Yani 2003'le kıyasladığımızda bile çok önemli bir düşüş var. Bu zihniyetle bu anlayışla devam etmesi imalat sanayisinin, sanayi yatırımlarının mümkün değil. Bunları düzeltmemiz lazım. Bunlar devletin rakamları, benim rakamlarım değil.

Bir konuya değinip hemen 2017'ye geçmek istiyorum Sayıştay raporlarına. Bu otomobil işinden bıktık. Ben 2011 yılından beri bu komisyondayım. 2011 yılından beri ki herhâlde bir altı yedi bakan değişti Sanayi Bakanlığında bu dönemde en azından. Hepsi otomobilden bahsediyor, bir türlü bir otomobil yapamadık. Babayiğit arandı, babayiğitler arandı falan bulundu galiba. Ama hâlâ bu alaturka anlayışla, plansız programsız devam ediyoruz. İnşallah geçen dönem yurt dışından da getirdiğimiz bir CEO'yla bu işleri halledebiliriz. Dünyayla rekabet edebilir bir otomobil yaparız.

Sayın Bakanım, bu bölge kalkınma idareleri önemli idareler, başkanlıklar. Bunlar bölgesel kalkınma için kurulmuş, daha önce Kalkınma Bakanlığı içerisindeydi. Hep eleştirdik. Başlangıç ödenekleri yıl sonu harcamalarının çok çok gerisinde kalıyordu. Sadece personel harcamalarını neredeyse yapıyorlar, yatırım harcamalarını yapmıyorlardı. Sürekli olarak eleştirdiğim bir konuydu, düzeldi çok şükür. Ama bakıyorum, mesela Doğu Anadolu Projesi'nin, DAP'ın 2018'de 157 milyon olan ödeneğini 2019 için 89 milyona düşürmüşsünüz. KOP 2018'de 213 milyon olan ödenek 2019'da 117 milyona düşüyor yani yatırımlarımız düşüyor buna paralel olarak bu bölgesel kalkınmayla ilgili olarak da düşürüyoruz. Güneydoğu Anadolu Bölgesi GAP'ta da 2018'de 146 milyon olan ödenek -ki düşük bir ödenek bu- 2019'da 88 milyona düşüyor. Doğu Karadeniz'de de DOKAP'ta da 2018'de 145 milyon olan ödenek 85 milyona düşüyor 2019'da. Hepsinde bu şekilde düşüşler var. Sayın Bakan, bu bölgesel kalkınmalar çok önemli.

Bakanlığınızın bu Sayıştay raporunu gözden geçirmenizi öneririm. 2 bulgusu var, özellikle 2'ncisi önemli. Nasıl bir bakanlıkta çalışıyorsunuz, nasıl bir ortamda mücadele ediyorsunuz, onu görmeniz açısından önemli. Denetim görüşünü etkilemeyen bulgulardan 2'ncisinde özellikle...

Sayın Başkanım, bu Sanayi Bakanlığı raporunda 2'nci bulguda, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulmasının uygun olduğu şeklinde bir öneride bulunuyor. Bu önerinin dikkate alınması lazım. Söylüyorum bu konular bittikten sonra Sayıştay için, bu tür önerileri için ayrı bir toplantı yapmamız lazım. Bunu da dâhil etmemiz lazım. Epey böyle bir konu var.

TÜBİTAK eskiden çok kötü durumdaydı. Çok kötü Sayıştay raporları çıkıyordu TÜBİTAK açısından. Yine şartlı bir görüş var. 5+8'lik 13 bulgusu var Sayıştayın. Önemli bulgular. Bunun da gözden geçirilmesi lazım.

Patent ve Marka Kurumunun da şartlı görüşü var. Bunu da aynı şekilde...

KOSGEB'le ilgili... KOSGEB önemli. Özellikle bu kriz döneminde, ekonomik krizde KOBİ'lerimizin, esnafımızın iyi durumda olması lazım.

Sayın Bakanım, bu raporu özellikle incelemenizi rica ederim. Şartlı görüş verilmiş. 9 bulgu var. Bakın, bazıları çok önemli. Nasıl bir yerdeyiz, nasıl bir çalışma yapıyoruz, onu bilmeniz açısından şöyle başlayayım: "Bulgu 3: KOBİ'lere yönelik temel verilerin doğru tespit edilmemesi." KOBİ'lere yönelik temel veriler doğru tespit edilmemiş. Bu doğru tespit edilmemişse ne olur? Bakın, KOSGEB şöyle bir cevap vermiş: "Kurumun hiçbir zaman resmî istatistik yayınlanmasından sorumlu bir kuruluş olmadığı, bu görevin TÜİK'e ait olduğu, TÜİK'e ulusal ve kurumsal ihtiyaçların iletildiği belirtilmişse de..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, toparlarsanız...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.

KOSGEB "Evet yani bu veriler doğru değil. Ama bu bizim görevimiz değil, TÜİK'in bunu yapması lazım. TÜİK'e ilettik ama onlar görevlerini yapmadılar. Biz hibe ve kredi destekleri veren bir kurumuz. Bu bizim görevimiz değil. Ancak böyle bir eksiklik var." demiş.

Ayrıca, şöyle bir şey de var -bu, devletin ne durumda olduğunun gösterilmesi açısından, görülmesi açısından önemli bir paragraf- "TÜİK tarafından oluşturulacak KOBİ istatistiklerinin, KOBİ Tanımı Yönetmeliği'nde yer alan kriterlere uygun olarak üretilebilmesine yönelik KOSGEB ile TÜİK, GTB ve Gelir İdaresi Başkanlığı arasında ortaklık bilgisi, çalışan sayısı ve mali rakamların temini hususunda hâlihazırda çalışmalar yürütüldüğü ifade edilmişse de; buna ilişkin kanıtlayıcı belge sunulmamıştır." diyor. Yani böyle bir iddia oluyor, bir devlet kurumu da "Öyle bir şey yok." diyor.

"Bulgu 4: KOSGEB desteklerinin etkin bir izleme ve etki değerlendirmesine tabi tutulmaması." KOSGEB destek veriyor, neye destek verdiğini bilmiyor. Ondan sonra da etkin bir izleme ve etki değerlendirmesine tabi tutamıyor. Dolayısıyla bu teşvikleri nereye harcadığımızı bilmemiş oluyoruz.

"Bulgu 5: KOSGEB kredi faiz destek sürecinde yaşanacak uygunsuzluk durumlarını içeren detaylı bir düzenleme olmaması." Kredi faiz desteğine ilişkin uygunsuzluk oluştuğunda bunun nasıl tespit edileceği, bu konudaki yetki kullanımının nasıl olduğu, gerçekleştirilecek işlemlerin neleri kapsadığı, alacağın tebliği ve takibi, taksitlendirmenin nasıl olacağı, hangi durumlarda ve nasıl hukuki işlem başlatılacağı, uygunsuzluk durumunun nasıl ortadan kalkacağı ve ne tür işlemler yapılacağı gibi hususlar detaylı olarak düzenlenmesi gerekir." diyor. Maalesef öyle bir durum söz konusu değil.

"Sonuçta, eleştiri konusu yapılan husus, personel sayısının yetersizliği olmayıp mevcut uzman ve uzman yardımcılarının KOSGEB müdürlükleri arasında etkin dağılımının sağlanmamasıdır." Bu da 6'ncı bulgu: "Bulgu 6: KOSGEB müdürlüklerinde iş yükü dikkate alınmadan uzman ve uzman yardımcılarının görevlendirilmesi söz konusu." Türkiye çapında maalesef yanlış bir görevlendirme söz konusu.

Sayın Bakanım, son olarak Doğu Karadeniz Bölgesi, DOKAP'ı -8 bulgu var- bunu dikkatinize sunacağım. Konya Ovası'yla ilgili Sayın Kalaycı'ya bırakıyorum Sayıştay Raporu'nu. DAP'la ilgili de değerli Erzurumlu hemşerime bırakıyorum. Ama bunların muhakkak çok iyi değerlendirilmesi lazım İbrahim Bey, hakikaten. Bakmışsınızdır, çok üzülüyorum bu tür raporlar gördüğümde. Bakın, 8 bulgu var, devletin ne hâle geldiği, getirildiği dikkatimizi çekmesi açısından önemli.

DOKAP Eylem Planı'nda 2014-2018 döneminde projelerin büyük bir kısmının öngörüldüğü yıllarda gerçekleştirilmemiş olması... Bunlar için ayrılan çok güzel bir rapor var, Sayıştay denetçilerini kutluyorum. Yıllara kaydırılmış. Mesela, "2014 yılında sorumlu kuruluşlar tarafından, DOKAP Eylem Planı'nda uygulaması olan 56 eylem kapsamında 582 proje için 2,58 milyar liralık program ödeneği ayrılmış, ayrılan ödeneğin 2,29 milyar lirası -yani yarısı- harcanmıştır."

BAŞKAN - Toparlarsak Sayın Kuşoğlu, lütfen.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet, Başkanım, yetmiyor ki sürelerimiz bakın.

BAŞKAN - Ben de biliyorum ama işte elimizdeki bu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - "Bulgu 2: Eylem Planı kapsamında tüm kurum ve kuruluşlara ait verilerin teminindeki güçlükler nedeniyle, izleme ve değerlendirme görevlerinin yeterince yürütülememesi." KOSGEB'de olan durum burada da bölge kalkınmalarda da söz konusu.

Şöyle ilginç bir paragraf var, tutanaklara geçmesi açısından okuyacağım: "DOKAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının ilgili kurum ve kuruluşlardan temin edebildiği mevcut verilerin kapsam ve çeşit olarak yeterli olmadığı, kurumların verileri arasında farklılıklar bulunduğu ve güncellik sorunu yaşandığı görülmüştür. Veri konusunda yaşanan sıkıntıların, gerçekçi verilere dayanan eylem planı hazırlayabilmelerinin ve uygulanacak destek programlarında sağlıklı öncelikler belirleyebilmelerinin önündeki en önemli engellerden birisi olduğu anlaşılmıştır." diyor. Devlet bu durumda yani veriler çelişkili, doğru verilerimiz yok.

"Bulgu 3: Yeşil Yol Projesi kapsamında yapılan yol imalatlarında çevresel etki değerlendirme raporlarının (ÇED) düzenlenmemesi." Çok iddialı bir proje ve burada ÇED raporları yok, devlet tarafından yapılmıyor.

"Bulgu 4: Giresun Adası Botanik Bahçesi Yapımı Projesi'nin mevzuata aykırı olarak ihale edilmesi ve yürütülmesi." Mevzuata aykırı bir ihaleden bahsediliyor.

"Bulgu 5: DOKAP 2014-2018 Eylem Planı'nda yer almayan projelerin yürütülmesi." Eylem planında yok, kafadan, kendi keyfine göre yapılmış. Bunların çoğu da Rize'de yapılmış Sayın Bakanım. İyidere Belediyesi, Dereli Belediyesi, Güneysu ilçesi Merkez Mahallesi ve Hasköy projelerinin finanse edildiği, eylem planlarında olmamakla beraber yapıldığı anlaşılmıştır.

BAŞKAN - Son cümlenizi rica edeceğim Üstat.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, bu yıl çok ketumsunuz bütün konuşmacılara.

BAŞKAN - Ketum denmez ona, pinti, cimri, ketum değilim yani.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 6'ncı olarak da projelerin seçiminde, iller arasındaki gelişmişlik farkına öncelik verilmemesi, denetim raporlarının olmaması da şey.

Ayrıca, "Bulgu 7: DOKAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının kuruluşundaki temel amaç olan koordinasyon sağlama görevinin yerine getirilememesi." Yani, sadece DOKAP'la ilgili bu raporu okuyun. Bu bile ne durumda olduğumuzu gösteriyor. Bunları reforme edemedikten sonra, çalışır hâle getiremedikten sonra bir şeyler yapmamız, üretmemiz mümkün değil Sayın Bakanım.

Özellikle bu konularda daha büyük bir hassasiyetinizin olması... Yeni bir Bakansınız, bunlarla ilgili sizi ve ekibinizi suçlamıyoruz, kimseyi de suçlamıyoruz ama bunların düzeltilmesi lazım. Bu konuda çabalarınız olursa biz de her zaman için destek oluruz. Ama şu andaki durumumuz Sanayi Bakanlığı olarak ve bağlı kurumları itibarıyla hiç de iyi değil maalesef.

Başarılar diliyorum, bütçelerinizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım, anlayışınız için.