| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı c) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ç) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı d) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı e) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı f) Kalkınma Ajansları g) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı ğ) Türk Standardları Enstitüsü h) Türk Patent ve Marka Kurumu ı) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu i) Türkiye Bilimler Akademisi |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 12 .11.2018 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, milletvekili arkadaşlarımız, değerli bürokratlar, basınımızın değerli emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 2017 kesin hesaplarının ve 2019 bütçesinin Bakanlığınıza hayırlı olmasını diliyorum.
Sayın Bakan, yaklaşık üç haftadır burada bakanlıkların bütçelerini görüşüyoruz; siz de yeni bir Bakansınız, öncelikle görevinizde ekibinizle birlikte başarılar diliyorum, hayırlı olsun. Ancak bütün bakanlarımız 2002-2017 değerlendirmesi yaptılar bugüne kadar, siz de aynı şeyi yaptınız. O yüzden biz de eleştirilerimizi böyle geniş bir çerçevede tutuyoruz tabii ki Bakanlık olarak yani geçmişten bugüne kadar.
Tabii, sanayiyi ve teknolojiyi konuşuyoruz. 1700'lü yılların sonunda Sanayi Devrimi sonrası, hemen arkasından Endüstri 1.0, 2.0, 3.0 Devrimlerini ve onun arkasında da Endüstri 4.0'ı konuşmaya başladık. Şimdi, Endüstri 4.0 tabii, beraberinde işsizlik, siber bağımlılık, gelir dağılımındaki aşırı farklılıklar gibi endişeleri de getiriyor. Bunlar zaman zaman bizim tarafımızdan da tartışılıyor. Ancak küresel rekabette yer almak açısından olmazsa olmaz olan da 4.0 Sanayi Devrimi'ne uyum sağlayarak bir süreç ilerletmektedir, bunun da bilincindeyiz. Açıkçası şu anda Endüstri 4.0'da hangi noktada olduğumuzu da belki konuşma gerekiyor, bunu sizden de duymak isteriz.
Şimdi, böyle birkaç başlığa değinip daha sonra bütçeyle ilgili birkaç konuya değineceğim. Benden önceki konuşmacıların da değindiği bir konuya ben de parmak basmak istiyorum ve bir görselle katkıda bulunmak istiyorum, o da yerli otomobil meselesi. 2011 yılında -biliyorsunuz- bir yerli otomobil meselesi ortaya atıldı, yıl 2018, 2019 bütçesini konuşuyoruz, ortada hiçbir şey yok, sunumunuzda da bununla ilgili net bir şey göremedik ama günkü afişleri size göstermek istiyorum. Gördüğünüz gibi: "Yerli Uçağımız Göklerde" Nerede onu bilmiyoruz ancak biz işte hediye edilen uçakları görüyoruz havada.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Başbakan da yok artık.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Evet, Başbakan da yok, haklısınız.
Yani bu noktada neredeyiz? Çünkü o gün için oyları artırmak adına iyi bir propagandaydı, halkta da heyecan yarattı ama bir balon çıktığını on yıl sonra maalesef görüyoruz.
Katma değeri yüksek ürünlerle ilgili... Çok önemli ve konuşuldu. Bugün ithalat-ihracat dengemizin bozulmasında en büyük etken katma değeri yüksek gelişmiş teknolojili ürünler üretmedeki eksikliğimizdir. Üretim yapıyor olsak bile ithalata bağımlı bir üretim bizi bugün olduğu gibi ekonomik krizin içine sokuyor. Bir türlü şu ithalata bağımlı üretimden biz kurtulamadık. Ne zaman kurtulacağız, nasıl kurtulacağız; bununla ilgili sizden -sunumunuzun dışında- bir şeyler duymak istiyoruz. Çünkü sunumunuz -nasıl tarif edeyim, ben "havalı" diye tarif edeceğim- gerçekten çok havalı bir sunum olmuş. Yani böyle insan okuduğu zaman "vay" diyor ama şimdi, geçmişteki performansa baktığımız zaman bugün içinde bulunduğumuz krizi değerlendirdiğimizde ve ayırmış olduğunuz bütçelere baktığımızda sunumuzun gerçekçi olmadığını da görüyoruz. Tabii, bunu bir sonraki yıl değerlendirmek daha iyi ve kolay olacaktır.
Teknoloji ve inovasyon dediğimizde AR-GE faaliyetlerini geliştirme ve yenilik üretmede özellikle -burada tabii işin içine Millî Eğitim Bakanlığı da giriyor Sayın Bakanım- çok önemli bir şey var yani ilköğretim ve lise eğitiminde nitelikli bireylerin yetişmesi gerekiyor ki AR-GE ve inovasyon konusunda başarılı projeler üretsinler ve katkıda bulunsunlar. Bugün sizin sunumunuzda da paylaştığınız gibi, dışarıya giden beyin göçünü geri çekmek adına yaptığınız hamleler bunun için maalesef yeterli olmayacaktır.
Şimdi biraz da -süreme de bakarak- kurumlarla ilgili birkaç şeye değinmek istiyorum. Tabii, çok konuşulan TÜBİTAK'tan başlayalım. TÜBİTAK'ın maalesef, mazisinde hoş olmayan şeyler var, mazisinde hoş olmayan projeler var; TÜBİTAK'a hiç uymayan, TÜBİTAK'ın misyonuna uymayan. Örnek vereceğim iki tane. "Tebessüm ve selamın temiz dünyalara etkisinin araştırılması, dua okunup muska üflenen fasulye deneyleri" gibi, bilimden uzak araştırmaların yapıldığı dönemleri gördü TÜBİTAK. Aynı zamanda liyakatten uzak atamalarla gerçekten bilimsel olarak TÜBİTAK'ta çalışma yetkinliğine sahip bilim insanları kurumdan uzaklaştırıldı ve yerine liyakatsiz isimler getirildi. Bugün umarım bu konuda biraz yol alınmıştır.
Bir şey daha sormak istiyorum bu noktada TÜBİTAK'la ilgili. Sayın AK PARTİ Grup Başkan Vekili Mehmet Muş'un eşi Ümmü Eymen Muş en üst yönetimde görevlendirildi diye bir haber okuduk, Genel Başkan Yardımcısı yapılmış. Bu da gerçek mi, değil mi açıklar mısınız? Türkiye'de bu görevleri yapacak başka insan mı yok? Neden hep böyle, işte genel başkan yardımcıları, milletvekillerinin akrabaları, yakınları bu görevlere getiriliyor; bu sorunun cevabını da istiyorum. Tabii, böyle olduğu için de, maalesef kurumlarımız böyle yönetildiği için de Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi bizimle ilişkilerini durdurmuş, daha başka kurumlar da yakında durdurur.
Kalkınma ajanslarıyla ilgili çok konuşuldu. Kalkınma ajanslarının aslında misyonunun değiştiğini sunumunuzda siz de ifade ediyorsunuz. Bölgesel planlama, tanıtım, iş birliği, koordinasyon sağlama ve araştırma yapma gibi asli fonksiyonlarından ziyade destek veren kurumlar hâline dönüşmüştür kalkınma ajansları, özellikle de maddi desteklerden bahsediyorum. Siz sunumunuzda da belirtmişsiniz. Demek ki kalkınma ajansları aslında misyonunu kaybetmiş, onun için belki de kapatılmaları gerekiyor. Yani yapılan çalışmalarına baktığımızda -Sayıştay raporlarında da bunları görmek mümkün- önemli projeleri izleme görevini yerine getirmediğini, yerel yönetimlerin planlama çalışmalarına teknik destek sağlama görevini yerine getirmediğini; yatırım destek ofisleri, bölgenin tanıtımı ve yatırımı imkânları artırma görevlerini etkin bir şekilde yerine getirmediklerini görüyoruz. Daha birçok şey var. Yani mesela ben İstanbul Vekiliyim, İstanbul'la ilgili, kalkınma ajansı bünyesinde faaliyet gösteren tek durak yatırım ofisinin mevcut hâliyle beklentileri karşılamaktan uzak olduğu gibi bir eleştiri var, bu konuda ne diyorsunuz? Mesela yatırımların tamamlama vize işlemleri sürecinin sağlıklı işlemediği gibi teknik eleştiriler... Bir de personel istihdamına yönelik eleştiriler var. Çok fazla var, hepsini burada paylaşacak vaktim yok. Yani incelemediyseniz umarım bundan sonra bu Sayıştay raporlarını incelersiniz. Mesela çok önemli bulduğum bir ikisini paylaşayım: "Sözlü sınava davet edilecek adayların tespit süreci sağlıklı işlemediğinden gerekli şartları taşımayan personelin istihdam edildiği tespit edilmiştir." İşte yine size liyakatle ilgili, işte yine size atamaların uygun yapılmadığıyla ilgili bir tespit. "Mevzuatta yer alan şartları taşımayan personel istihdam edilmiştir." İşte yine bir örnek. Gerisini okumuyorum çünkü diğer kurumlarla ilgili de biraz değinmek istediğim birkaç nokta var, özellikle kalkınma idaresi başkanlıklarıyla ilgili.
Öncelikle, kalkınma idaresi başkanlıklarının bütçelerine baktığımız zaman çok dikkat çekici olan şey bütçelerinin düştüğünü görüyoruz. Örneğin, mesela Doğu Anadolu Projesi; 2018 başı 157 milyon 974 bin lira bütçe ayrılmışken 2019'da 89 milyon 950 bin lira ayrıldığını görüyoruz. Diğer bir dikkat çekici şey de -bu diğer kalkınma idaresi başkanlıkları için de geçerli- Doğu Karadenizde 145 milyon 196 binden 85 milyon 895 bine düşmüş. Başka bir dikkat çekici nokta ise başlangıç ödeneği ile ağustos sonu harcamaları arasında bu kalkınma idaresi başkanlıklarındaki fark kadar hiçbir bütçede fark göremedik. Yani kafamızda şöyle bir hesap yapıyoruz, yaptığımız zaman "Evet, dört ayda bunlar gerçekleştirirler bu bütçeyi." diyoruz ama buna baktığımızda, örneğin 145 milyon 196 bin liralık Doğu Karadeniz Projesi Kalkınma İdaresi Başkanlığı bütçesinin 23 milyon 500 bininin harcandığını görüyoruz. Mesela yatırım sermaye transferlerinde de 134.800...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Emecan, lütfen tamamlar mısınız.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Başkanım, hemen tamamlayacağım.
Aynı şekilde çok düşük bir ödenek ayrıldığını görüyoruz. Aslında bütün bunlar bize, özellikle bu kalkınma idaresi başkanlıkları kapsamında bölgesel kalkınmanın önümüzdeki süreçte yavaşlayacağını gösteriyor.
Şimdi, mesela GAP'la ilgili bir şey sormak istiyorum. Yaklaşık burada 1 milyon 60 bin hektar eylem planı hedefiniz var sulamayla ilgili ve yine sunumuzdan okuyorum Sayın Bakan, 41'inci sayfada "547 bin 333 hektara ulaşmıştır." diyorsunuz. GAP'ın 2019 yılı sonunda sonlanacağını biliyoruz. Şimdi, bu proje sonlanacaksa, daha hedefin yarısına bile gelinmediyse geçmiş dönemde, bu nasıl sonlanacak, nasıl tamamlanacak proje, bu sorunun da cevabını verirseniz seviniriz.
Bir de DOKAP, Doğu Karadeniz Projesi Bölgesel Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının Sayıştay raporlarına değinmek istiyorum. Sayın Kuşoğlu da değinmişti buradaki, Sayıştay raporlarındaki aksaklıklara, daha sonra Sayın Bekaroğlu, özellikle bu Yeşil Yol Projesiyle ilgili epeyce konuştu. Yeşil Yol Projesi kapsamında, evet, ÇED düzenlenmemesi gibi Sayıştayın bir eleştirisi var.
Sayın Bakan, Yeşil Yol Projesi Türkiye'de çok tartışılmış, çok ses getirmiş bir proje fakat o projedeki en büyük problemlerden bir tanesi, ne yazık ki daha önce yapılanlar. Mesela insanların denizle bağlantısını kesen sahil yolu, taş ocakları, çarpık yapılaşma -Uzungöl, Ayder benzeri- HES'ler. Bunlar, aslında, bir anlamda, hem Hükûmet olarak hem de Bakanlık olarak sizin sicilinizi çok da iyi göstermeyen şeyler. Yeşil Yol Projesi'nde dediniz ki: "Yaylaları birbirine bağlayacağız."
Sayın Bakan, siz Karadenizlisiniz, Trabzonlusunuz bildiğim kadarıyla, ben de Karadenizliyim, Giresunluyum. Yaylalarımız var, oraları iyi biliyoruz.
Ben bu noktada size şunu sormak istiyorum: Yaylaları bağlayan yollar yok muydu? Var, çünkü ulaşıyoruz. Ben eskiden beş-altı saatte gidilen yaylalara şimdi bir buçuk-iki saatte ulaşabiliyorum mevcut yollarla...
BAŞKAN - Sayın Emecan, lütfen toparlar mısınız.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Toparlıyorum Başkanım.
Niçin bu yapıldı? Orada çevresel etki değerlendirmesi zaten hiç göz önüne alınmadı, orada insanlar hiç göz önüne alınmadı. Devlet hizmeti, devlet projeleri sadece devlet için midir? İnsan odağı, insan vurgusu bunun neresindedir? Bunu da cevaplamanızı açıkçası istiyorum.
Sayın Başkanım, bir de son olarak son bir şeyden bahsedeceğim.
"Giresun Adası Botanik Bahçesi" diye bir proje var, Sayıştay raporunda da bu eleştirilmiş. Lütfen o projenin adını değiştirin Sayın Bakanım.
Şimdi, bakın, Karadeniz'den bahsediyoruz, kendi hâliyle botanik olan bir yerden bahsediyoruz. Bu da o projenin fotoğrafı yani Karadeniz sahilinde "botanik proje" diye sunulabilecek bir proje değil bu, bu "betonik" olabilir ancak, beton içerisinde çok komik kaçıyor, lütfen ismini değiştirin.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Emecan.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bir de bu Karadeniz projeleriyle ilgili sizin bu sunumlarda, hem performans programınızı hem de 2017 faaliyet raporunu incelediğimiz zaman, yine, Sayıştay raporunda, "İller arasındaki gelişmişlik farkına öncelik verilmemesi." diye bir şey var. Burada da ben siyaset yapıldığını gördüm. Projelerin dağılımına baktığımda, bölgenin tek CHP'li belediyesi Giresun Belediyesi. Giresun'a doğru dürüst bir hizmet yapılmadığını, yatırım yapılmadığını görüyoruz. Bunun nedenini de size sormak istiyorum.
Ayrıca, yine sunumunuzda...
BAŞKAN - Sayın Emecan, "son olarak" derken 6 tane "son olarak" dediniz, şimdi 7'nciye gireceğiz ama süreyi yüzde 50 aştınız şu anda.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - O zaman Giresun OSB'yle ilgili bir şey sormak istiyorum, ben başka bakanlıkta bu süremi telafi edeyim Başkanım.
Yine, sunumunuzda "2018 sonuna kadar Ankara Dökümcüler İhtisas OSB ile Bayburt, Çerkeş, Giresun ve Osmancık OSB'lerinin altyapılarını tamamlayacağız." diyorsunuz.
Benim bildiğim ve hatırladığım kadarıyla Giresun'daki OSB için ayrılan alan heyelan bölgesi çıkmıştı ve hâlâ orada bir çalışma başlatılmadı, 2018 sonuna kadar bunu nasıl başlatacaksınız?
Ben bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum ve sizleri saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim.