| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı c) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ç) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı d) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı e) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı f) Kalkınma Ajansları g) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı ğ) Türk Standardları Enstitüsü h) Türk Patent ve Marka Kurumu ı) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu i) Türkiye Bilimler Akademisi |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 12 .11.2018 |
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Başkan, Değerli Bakan, sevgili çalışma arkadaşları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sunumunuzda çelikte yüzde 35'lik bir ihracat artışına gidildiğini belirttiniz. Makine ve demir sektörlerinde de yüzde 22'lik bir artıştan bahsettiniz. Ben Cumhuriyet Dönemi'nin demir çelikteki en önemli merkezlerinden birisi olan Divriği'nin giderek yalnızlaşması ve Divriği Demir Çelik İşletmelerinin özelleşmeden sonra içine düştüğü yalnızlık ve çaresizliği dikkatinize sunarak konuşmama başlıyorum.
Sayın Bakanım, "Yapısal dönüşümde 4 temel stratejimiz var." dediniz, hepsine katılıyorum. Yüksek katma değerli üretim, sanayide verimlilik artışı, dijital dönüşüm, bölgesel kalkınma; bunları zaten burada bulunan herkes kabul ediyor ve bunun dışında da kimsenin farklı bir şey söylediği yok. Ama bir şey soracağım: Sanayide yüksek verimlilik artışını biz nasıl sağlayacağız, yüksek katma değerli ürünü nasıl üreteceğiz? Yani özerk olmayan üniversitelerden, milletvekili seçilemeyen Adalet ve Kalkınma Partili eski vekillerin rektör atandığı okullardan buraların oluşmayacağını artık hepimizin görmesi gerekmiyor mu? AR-GE dediğimiz çalışmaların özerk üniversitelere, bilimsel çalışmalara yatkın olan üniversitelere özgü bir çalışma olduğunu hepimiz bilmiyor muyuz?
Organize sanayi bölgeleriyle ilgili 4'üncü, 5'inci ve 6'ncı teşvik kapsamındaki bölgelerde son iki yıl içinde, arkadaşlar, yatırım yapan herkes yaptığına bin pişman. Burada bu bölgelerden gelen milletvekilleri gitsin kendi bölgelerindeki bütün organize sanayi bölgelerini gezsinler. Daha doğrusu, organize sanayi bölgelerinde, bırakın yeni fabrika yapmayı, yapılmış olan fabrikaların büyük çoğunluğunun üzerinde "satılık" ya da "devren satılık" tabelaları yer alıyor.
Bence ülkenin çözülmesi gereken en önemli problemlerinin başında, orta gelir tuzağından çıkmak gerekiyor. Sayın Bakanım, orta gelir tuzağına Türkiye 2010 yılından beri yakalandı. 2010 yılından beri biz millî geliri artıramıyoruz. Dövizdeki ani hareketlilik sonrasında da millî geliri azalan bir ülke konumuna geldik. Son otuz yıl içinde Japonya ve Kore dışında teknolojik yatırım yaparak, inovasyon yatırımları yaparak ve üniversitelerinde dünyayla rekabet eden sektörleri geliştirerek bunu başarabilmiş gelişmekte olan başka ülke yok. Burada sormak istiyorum, çok değerli bakanlar var, bakan yardımcıları var, müdürler var, hepsi bence sürecin farkında.
Şimdi, 2019 yılı bütçesi içinde bu bakanlık çalışanları kendilerine, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına, TÜBİTAK'a, KOP'A, DAP'a, GAP'a ayrılmış olan bütçelerle bugüne kadar gerçekleştirdikleri projelerin yüzde 5'inin bile yapılamayacağını bilmiyorlar mı? Yani buradaki bakanlık bürokrasisi Türkiye'nin her coğrafyasıyla ilgili çok sayıda projeyi yaptı ve bunları biliyor. Ama, bu küçük bütçelerle yani siz faiz için 110 milyar lira para öngöreceksiniz, 186 milyar lira Sosyal Güvenlik Kurumunun açıkları için para öngöreceksiniz, sonra Sanayi ve Ticaret Bakanlığı için 7-8 milyarlık bir bütçe koyup bununla Türkiye'nin beş yıl içinde millî gelirini 2 katına artırmayı, dünyanın 10'uncu büyük ülkesi olmasını savunacaksınız. Yani tabii, burada bulunan bütün değerli hazırunun huzurunda kimsenin aklımızla da alay etmesine izin vermemek gerekiyor.
Doğu Karadeniz Turizm Master Planı ve bu Doğu Karadeniz'e yapılan yollarla birlikte bir de bunun üzerine İmar Barışı Yasası geldi, Doğu Karadeniz'in bütün yaylaları kaçak yapılaşmaya açıldı. Bakın, tarih önünde bunun içinde kimin imzası varsa, kimin sorumluluğu varsa tarih önünde büyük sorumlulukları vardır ve mutlaka bu dünyada olması bile gelecekte insanlığa doğaya, çevreye verdikleri zararla ilgili mutlaka hesap vereceklerdir. Gerek Kuzey Anadolu gerekse Doğu Anadolu bölgesiyle ilgili değerli arkadaşlar, Sayın Bakanım; son otuz yıl içinde bu bölge kadar göç veren başka bir bölge yok. Kars'tan başlayın, Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Bayburt, Trabzon, Ordu, Giresun, Çorum, Yozgat, Sivas, Kastamonu'ya kadar sürekli olarak göç veriyor. Türkiye'nin milletvekili sayısı 450'den 600'e çıktı, bu bölgelerin, bu illerimizin milletvekili sayıları düşüyor. Bu bölgelerden gelen milletvekilleri neyi ikna etmeye çalışıyorlar, bize neyi söylemeye çalışıyorlar? Madem ki buradaki istihdamda artış var, sanayide artış var, teknolojide artış var, ya milletvekili sayısı artarken bölgenizdeki milletvekili sayısı neden düşüyor ki?
Başka bir olay da şu: Bakın, ham madde artıyor, işsizlik artıyor ama önümüzdeki 2018...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)