KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, saygıdeğer Komisyon üyeleri, değerli bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum. Görevlerinizin hayırlı olmasını ve başarılı olmanızı temenni ediyorum.

Sağlık geleneksel olarak herhangi bir hastalık veya sakatlık

hâlinin olmaması

şeklinde tanımlanmaktayken

toplumların refah seviyelerinin yükselmesi, artan eğitim seviyesi ve sağlıklı yaşam bilinci gibi gelişmeler sonucunda çok daha kapsamlı bir şekilde ele alınmaktadır. Artık, sağlık, yalnızca hastalık ya da sakatlığın olmayışı değil, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik durumu olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım çerçevesinde, sağlık politikalarındaki öncelikler seti de yıllar itibarıyla değişiklik göstermiştir. Bu çerçevede, hastalık ve sakatlıkla gelişen bir tedavi sürecinin yerine koruyucu, önleyici sağlığın geliştirilmesi, erken teşhis ve tedavi yöntemleriyle kişilerin yaşam sürelerinin ve kalitelerinin artırılması benimsenmiştir.

Sağlığın çok sektörlü olarak ele alınması, diğer sektörel politikaların odağında giderek daha fazla yer bulması, ekonomik ve sosyal kalkınma ile sağlık arasındaki ilişkinin tahmin edilenden daha güçlü olduğunu ortaya koymuştur. Önceleri, belirli bir ekonomik gelişmişlik seviyesini yakalamanın sağlık üzerindeki olumlu etkileri ön plana çıkarken, bir başka ifadeyle nedensellik ilişkisinin kalkınmadan sağlığa doğru olduğu düşünülürken artık kalkınma ve daha iyi sağlığın birbirini karşılıklı olarak pozitif etkilediği ortaya konmuştur. Sürdürülebilir bir ekonomik ve sosyal kalkınmanın en temel gereklerinden birisi, toplumların sahip oldukları nitelikli beşeri sermaye seviyeleridir. Sağlık, şüphesiz, eğitimle beraber beşeri sermaye oluşumunda en önemli unsurlardandır. Ekonomik kalkınma ise kişilerin ve toplumların refah seviyeleri ile yaşam kalitelerinin dolayısıyla bireylerin kaliteli yaşam yıllarını arttırmayı hedefler. Daha uzun hayatta kalma beklentisi ve daha sağlıklı yıllar iş gücünün verimliliğini, fiziki ve sosyal sermayeye yatırım esnekliğini artırır.

Ülkemizde yaşanan hızlı demografik dönüşüm nedeniyle nüfusumuz hızla yaşlanmaktadır. 1950 yılında toplam nüfusun sadece yüzde 3,3'ü olan 65 yaş ve üzeri nüfusun toplam nüfusa oranı 2023 yılında toplam nüfusun yaklaşık yüzde 9,3'üne yükselecektir. Toplam nüfusun ve toplam nüfus içerisindeki yaşlı nüfusun artışıyla beraber sağlık ve sosyal güvenlik harcamaları önümüzdeki dönemde artarak devam edecektir. Ülkemizde cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kademeli olarak temel sağlık göstergelerinde iyileşmeler kaydedilmişse de hâlâ gelişmiş ülkelerin gerisinde bulunulmaktadır. Kamu sağlığı harcamalarının gayrisafi harcamaya oranı ve kişi başı gelirin sağlık harcamalarına oranlarında OECD ortalamasının çok altındayız. Yine, konuşmanızda da belirttiniz, hekim ve sağlık personeli bakımından da durumumuz bundan farklı değildir.

Yine, 10 bin kişiye düşen hastane yatağı sayısı üst gelir grubu ülkelerde 54 iken Türkiye'de toplam 27,9'dur. 10 bin kişiye düşen yoğun bakım yatak sayısı da 2,25'tir. Bu önemli bir sorundur Sayın Bakanım. Siz konuşmanızda nitelik olarak da, nicelik olarak da yoğun bakım yatağı sorununun olmadığını ifade ettiniz ancak benim seçim bölgem İstanbul'da yoğun bakımda çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz, bunu da ifade etmek isterim.

Hâlen sağlık hizmetlerine dengeli ve hakkaniyetli bir şekilde erişim, sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesi, sağlığa harcanan kaynakların rasyonel kullanımı gibi sağlık hizmetiyle ilgili önemli alanlarda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir kuşkusuz. Ancak hâlâ bu alanlarda eksiklikler de devam etmektedir.

İlaç tüketimi, son yıllarda önemli ölçüde artmıştır. İlaç ve sağlık harcamalarındaki artışın kişilerin sağlık durumlarına olumlu etkisinin ne kadar olduğunun sayısal çalışmalarla ortaya konulması gerekir. Sunulan sağlık hizmetlerinin bu hizmete duyulan ihtiyaç ile ilişkisinin yeterince kurulmamış olması kısıtlı kamu kaynaklarının ne kadar verimli kullanılabildiği sorusunu akıllara getirmektedir.

Ülkemizde doktor başına düşen hemşire ve yardımcı sağlık personeli sayısı gelişmiş ülkelere kıyasla düşüktür. Bu ise çok temel sağlık işlemlerinin aksamasına, doktor ve hastane altyapısının verimsiz kullanımına neden olmaktadır.

Bir veya iki hasta yatağından oluşan odalar olarak adlandırabilecek nitelikli yatakların toplam yataklar içerisindeki oranı Sağlık Bakanlığı hastanelerinde 2016 yılında yüzde 52'den 2017'de yüzde 60,3'e yükselmiştir. Bu olumlu bir gelişmedir.

Olumlu gördüğümüz bir diğer husus da hastanelerde giderek artan, aynı zamanda destekleyici bakım olarak da bilinen palyatif bakım üniteleridir. Yine, konuşmanızda vurguladığınız gibi, bu alandaki gelişme yoğun bakımdaki yatak kapasitesinin de artmasına yardımcı olacaktır. Zira, yoğun bakım yatak kapasitesinin az önce de ifade ettiğim gibi hâlâ sıkıntılı olduğunu değerlendiriyoruz.

Aile hekimliği sistemine geçilmiş olmakla birlikte tam bir sevk zinciri sistemine geçilememiş, bu ise 3'üncü basamak hastanelerde yığılmalara, acil ve öncelikli hastaların tedavi süreçlerinin aksamasına yol açmaktadır. Sanki fiilen, Sayın Bakanım, iki basamaklı bir sistem vardır.

Gereksiz ilaç tüketiminin sadece ilaç harcamalarını artırmakla kalmayıp ilaç yan etkileri üzerinden sağlık kaybına da yol açtığı, ilaçlara karşı direncin yoğun kullanım sonucu arttığı ifade edilmektedir. Açıkçası bu söylentiler toplumda kimi zaman ilaç kullanımıyla ilgili defansif bir durumun oluşmasına da sebep olmaktadır.

Hemşireler temel olarak halk sağlığında ve klinik hizmetlerde görev alabildiklerinden hemşire sayısının artırılması uzun vadede sağlık hizmetlerinde kaliteyi artırıcı ve maliyetleri düşürücü etkiye sahip olacaktır.

Randevu sistemi olduğu hâlde hastaları on dakika gibi bir sürede muayene etmek, tanı koymak ve tedavi planlaması yapmak zor olmaktadır.

İller içinde ve iller arasında bilgi işlem koordinasyonu önemlidir. Bu yöndeki sağlıklı bir ağ aynı hastaya farklı hastanelerde veya farklı illerde aynı tetkiklerin tekrarlanmasının da önüne geçecektir.

Tıp eğitimi kalitesi özellikle yeni kurulan çevre şehirlerde fiziki, teknolojik ve beşerî kapasite bakımından tartışılmaktadır. Burada yetişen hekimlerin kalitesi de dolayısıyla tartışılmaktadır. Bunu da üzerinde önemle durulması gereken bir başka konu olarak değerlendiriyoruz.

Doktorlar yer yer komplikasyona açık olguları tedavi etmekten imtina etmekte, bu da hastaların hastaneden hastaneye dolaşmalarına sebep olmaktadır.

Performans sistemi ölçülebilirliği zor olan hizmetler bakımından tartışmalar yaratmakta, sağlıkta hizmetin niteliği yerine niceliğini öne çıkartmaktadır. Bu konuda profesöründen yardımcı sağlık personeline her kademede sorun yaşandığı iletilmektedir, ifade edilmektedir. Bu nedenle konunun gözden geçirilmesi yerinde olacaktır diye değerlendiriyoruz.

Cumhurbaşkanlığı yıllık programında sağlıkla ilgili olarak şu ifade kullanılmış: "Fiziki altyapı ve sağlık personelinin kent, kır ve bölgeler arası dağılımındaki farklılıklar ile sağlık hizmetlerinin finansmanının sürdürülebilirliğine ilişkin ihtiyaçlar önemini korumaktadır." Birçok tespit yapılmış ama bunu genel sağlık politikasına ilişkin tanımlama açısından önemli bulduğum için hatırlatmak istedim.

Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak yaşam kalitesini ve yaşama sevincini geliştiren, insan ömrünü uzatan, vatandaşın ve hizmet sunanların memnuniyetini esas alan, hayatı anlamlı ve dengeli kılan bir sağlık sistemi tesis edilmesini arzuluyoruz. Sağlıkta tüm karar alma ve icra mekanizmalarında koruyucu ve önleyici hekimliği ön planda tutan bir anlayışla ilgili tüm tarafların katılım, katkı ve memnuniyetlerinin esas olmasını arzuluyoruz. Sağlık hizmetlerinde sürekliliği ve erişilebilirliği sağlamak amacıyla sağlık insan gücünün ülke genelinde dengeli dağılımını temin edecek bir istihdam ve ücret politikasının uygulanması gerektiğini değerlendiriyoruz. Kalp damar hastalıkları, kanser, diyabet, kronik solunum yolları hastalıkları gibi ölüm nedenlerinin ilk sıralarında yer alan bulaşıcı olmayan hastalıkların gelişimine neden olan risk faktörlerinin azaltılmasına yönelik koruyucu sağlık programlarının uygulamaya konulmasını talep ediyoruz. Hastanelerin teknolojik altyapısının ve insan gücü imkânlarının iyileştirilmesini, yönetim kapasitesinin geliştirilmesini istiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Aksu, toparlayalım lütfen.

Buyurun.

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Hastanelerde hasta yatağı, donanım ve insan gücü kapasitesinden daha iyi yararlanılması, hasta taleplerinin zamanında karşılanması ve hizmet bekleme süresinin asgari düzeye indirilmesi için tam gün tam kapasite çalışma sağlanmasını, bu kapsamda hizmet veren personelin özlük haklarının da buna göre tanzim edilmesini istiyoruz. Ülkemizin sağlık turizmi yönünden cazibe merkezi hâline gelmesini arzu ediyoruz. Bu çerçevede, yeni kurulan, bizim de destek verdiğimiz USHAŞ'ın bir an evvel devreye konulmasını arzu ediyoruz. Madde bağımlılığıyla mücadelenin etkinleştirilmesini, bunların tedavisi için tüm psikiyatri klinikleri içinde ayrı bir birim açılmasını öneriyoruz.

Yine, yurt içinde ilaç, aşı, serum ve tıbbi cihaz üretimini önceleyen, bunun için uygun AR-GE iklimi yaratan üretim süreçlerinin kamu alım politikaları ve üretim teşvikleriyle desteklendiği bütüncül bir ilaç ve tıbbi cihaz stratejisinin geliştirilmesini istiyoruz. Zatıaliniz de konuşmanızda, sunumunuzda yerli ilaç üretimine öncelik verdiğinizi, ilaç üretiminde kendi kendine yeten, aynı zamanda da dünyanın önde gelen ilaç üreticilerinden ve ihracatçılarından birisi konumuna gelmeyi temel hedef olarak belirlediğinizi ifade ettiniz. Biz bunu desteliyoruz. Ancak, bunun önünde bazı engeller olduğu anlaşılıyor; firmaların ülke pazarlarına düşük fiyatla girmesi, hedef ülkelerde yaşanan ruhsatlandırma, gümrük gibi süreçlere ilişkin sorunlar, ilaç firmaları tarafından iç pazarda satılması amacıyla piyasaya sürülen ürünlerin ecza depoları vasıtasıyla ilaç firmalarının bilgisi olmadan söz konusu firmaların da faaliyet gösterdiği yurt dışı pazarlara izinsiz olarak ihraç edilmesi gibi.

Şimdi, sağlık yatırımındaki teşvikler önemli. Geçen dönemlerde, 2015 yılında ve öncesinde bu yönde bir teşvik sistemi ortaya konuldu. Bunu önemli görüyoruz ancak tekrar artırılmasını da öneriyoruz. Burada kamu kaynaklarının rasyonel bir seçicilikle önceliklendirilmesi ve yönlendirilmesi gerektiğini değerlendiriyoruz.

Bu arada, birkaç tane de sorun var, hızla onları da ileteyim. Bu aile sağlığı merkezlerinde çalışanların çalışmayla ilgili bazı problemleri var; iş güvenceleri yok, tayinleri vesaireleri, izin hakları yokmuş. Bize iletilen şeyler tabii ki bunlar.

Yine, atanamayan sağlık personelinin atanması yönünde bize talepleri var.

Yine, bu fiilî hizmet zammı uygulamasını geçen sene sağlık personeline getirdik. Ancak burada çevre sağlığı ve hayvan sağlığı çalışanları bu kapsamda değildi. Bunların da bu yönde talepleri var.

Ben bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.