| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Sağlık Bakanlığı b)Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç)Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı d)Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu e)Türkiye Halk Sağlığı Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 13 .11.2018 |
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, görevinizde başarılar diliyorum. Kayseri'nin kendisini çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle tanıdığı Sayın Muhammet Güven'e de yeni görevinde başarılar diliyorum. Kendisinin güzel çalışmalar yapacağından hiçbir kuşkumuz yok.
Sayın Bakan, sunumunuzda pembe bir tablo çizdiniz ama gerçek öyle değil, bugün sizin öve öve bitiremediğiniz Sağlıkta Dönüşüm Projesi'yle paranızın yettiği yere kadar ve kışkırtılmış bir sağlık hizmeti sunuluyor. Bakınız, bazı rakamları ben sizlerle paylaşmak istiyorum. 2017 yılında Ocak-Ekim döneminde 80 milyonluk Türkiye'de 295 milyonun üzerinde muayene gerçekleşmiş. Yine, 1 milyon 300 bin nüfuslu ilim Kayseri'de 3 milyonun üzerinde muayene yapılmış. Evet, hastanelerimiz dolup taşıyor, âdeta leblebi tüketir gibi ilaç tüketiyoruz; insanlarımız 2015 yılında tam 2 milyar 46 milyon kutu ilaç kullanmış, bir başka ifadeyle kişi başına yılda 26 kutu ilaç kullanılmış. MR'da açık ara dünya 1'incisiyiz. İnsanlarımızın beden sağlığının yanı sıra ruh sağlığı da bozulmuş durumda. Yılda yaklaşık 9 milyon insanımız ruh ve sinir hastalıkları nedeniyle doktora başvurmuş. Son beş yılda antidepresan kullanımı yüzde 27 artmış. 2016 yılının ilk dokuz ayında 34 milyona yakın antidepresan ilaç kullanılmış. 145 ülkede 154 bin kişi üzerinde gerçekleştirilen 2018 Gallup Küresel Duygu Raporu'ndaki en mutsuz ülkeler sıralamasında Türkiye 4'üncü sırada. Evet, on yedi yılda AKP hükûmetleri sağlıkta devrim yaparak yurdum insanını depresyona sokmayı, mutsuz etmeyi başarmış.
Değerli milletvekilleri, yine, ocak-ekim döneminde 76 milyon 814 bin kişi acil servislere başvurmuş ve bu rakamlar içerisinde üniversite hastaneleri ve özel hastaneler yok. Peki, ülkenin nüfusu kadar kişi on ayda acil servislere başvurdu da bunların dertlerine derman olunabildi mi? Hayır, olunamadı çünkü bir acil tıp uzmanına 54.126 hasta düşüyor. Ne oldu acil servislerde? Sağlık çalışanları, doktorlar bol bol dayak yedi. Bakınız, Sayın Bakan, Türkiye'de AKP hükûmetlerine kadar sadece 1 hekim şiddet nedeniyle hayatını kaybetmiş, on altı yıllık AKP iktidarı döneminde ise hayatını kaybeden hekim sayısı 11, şiddet sayısı ise son altı yılda 68.375.
Değerli milletvekilleri, geçen hafta Sağlık Komisyonunda şiddeti önleyecek yasalar yerine tam tersi doktorları, sağlık çalışanlarını daha da zor duruma sokacak yasalar Komisyondan maalesef ki geçti. Örneğin, çocuk sahibi olmak için tek şansı donasyon olan bir çifte bu durumu söyleyen bir hekim özendirme suçu olacak, hapis ve para cezasıyla cezalandırılabilecek. Evet, Sağlık Komisyonunda sabahlara kadar çalıştık, tartıştık; gönül isterdi ki kamu hastanelerinde vatandaşlarımızın çektiği çileyi konuşalım, çözüm yolları arayalım.
Bakınız, size bir belge göstereceğim. Bu, Hacettepe Üniversitesinde başvuran bir hastamızın belgesi, epikrizi Sayın Bakanım. Ben bunu hastanın kendisinden izin alarak burada sizlerle paylaşıyorum. Hasta 23 yaşında genç bir hastamız. 8 yaşında hidrosefali tanısı konulmuş, şant takılmış ve doktora baş ağrısı, baş dönmesi, uykusuzluk hâliyle başvurmuş, "Başımı yastığa koyamıyorum." diyor şikâyetinde. Ancak konulan tanı, şantın servikal bölgede kırıldığı, değiştirilmesi gerektiği; "Başhekimle görüşüldü, malzeme olmadığı için başka merkeze gönderildi." deniyor. Bu hasta Gazi Üniversitesine gidiyor, Gazi Üniversitesinde de bu hastaya mart ayında, MR için randevu veriliyor. Tabii, böyle hasta çok.
Yine, ismi Nazım Kılıçer, Erciyes Üniversitesine aritmi şikâyetiyle Yozgat'ın Çandır ilçesinden müracaat ediyor ve orada da kendisine yine malzemenin olmadığı ya da pahalı olduğu gerekçesiyle müdahale yapılmıyor.
Sayın Bakan Yardımcım, isterseniz, doktorunun ismini de sizinle paylaşabilirim. Buna benzer çok sayıda belge var Sayın Bakanım. Aslında bugün, burada bunları da tartışmak gerekir diye düşünüyorum. Örneğin, Ordu İl Sağlık Müdürlüğünün doktorlara gönderdiği belgede diyor ki: Kalp kapak ameliyatları ve kalp ameliyatları gerektiren...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)