KOMİSYON KONUŞMASI

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Aramızdan ayrılışının 80'inci yıl dönümü vesilesiyle bu ülkeyi savaş alanlarında kuran, bizlere özgürce yaşadığımız bir vatan bırakan çağdaş Türkiye'nin mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını bir kez daha minnetle anıyorum. Ne diyordu Ulu Önder: "Beni Türk hekimlerine emanet ediniz." Bu söz Sağlık Bakanlığımızın umarım bundan sonra Kutup Yıldızı olur.

Yeni Hükûmet sistemimizde Sağlık Bakanlığımızın görevleri şu şekilde sayılmıştı: Hastalık risklerinin azaltılması ve önlenmesi, teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin yürütülmesi. Bu hizmetlerin hangisinin hakkıyla yerine getirildiği söylenebilir? Cevabı uzakta aramaya gerek yok.

Değerli milletvekillerimiz, aramızda hastaneye yatış için, yoğun bakım ünitelerinde yer bulmak için, tetkik tarihlerini öne aldırmak için telefon almayan var mıdır? Eğer sağlık sorunlarının çözümü için vatandaş artan bir biçimde milletvekillerini arar durumdaysa sağlık hizmetinin sağlıklı bir şekilde yürütüldüğünden bahsedemeyiz.

Günümüzün önemli sorunlarından biri de maalesef şehir hastaneleri. Cumhuriyet Dönemi'nin sağlık alanında tüm deneyimini ve birikimini, uzmanlaşmış hastanelerini yok edecek olan şehir hastaneleri projesinin başarısız olması durumunda fatura çok ağır olacaktır. Eğer sistem işlemezse geri dönmek istediğimizde maalesef kapatacağımız bu hastaneleri yerinde bulamayacağız. 30 şehir hastanesi açılacak, bunların 8 tanesi hizmete girdi. Alanlarında uzmanlaşmış, güven veren birikimiyle dünya çapında bilinen birçok hastanemiz ise bu sayede kapatılacak. Şehir hastaneleri için devlet bu hastanelere yirmi beş yıl boyunca kira ödeyecek, hasta garantisi verecek, garanti edilen hasta gelmezse kalan bakiyeyi ise devlet üstlenecek.

Sayın Bakan, bu hastaneler açıldıkları günden bu yana ne kadar kira ödediniz? Hasta garanti oranı nedir?

Değerli milletvekilleri, sağlıktan tasarruf olmaz, sağlık personelinden kısıtlama olamaz. Bunu yaparsak maalesef bugün içinde olduğumuz sarmalın içinde kaybolur gideriz. Sağlık Bakanlığı çalışanları arasında tarafsız bir anket yapılmış olsa sağlık emekçilerinin hemen hemen hepsi çalışma koşullarının kötü olduğunu, iş yükünün ağır olduğunu size söyleyecektir. Sağlık çalışanları için emeklilikte yıpranma süresi getirdiniz, uygulama önümüzdeki yıl başlayacak. Bunu neden geriye doğru işletmiyoruz? Bu adaletsizlik değil midir? Bir empati yaparsak, bir hemşire ya da sağlık memuru bir ay içinde 9-10 nöbet tutuyor. Bunun 2 veya 3 tanesi hafta sonuna denk geliyor yani yirmi dört saat üzerinden nöbet tutuluyor. Sabah sekizde hastaneye giren personel ertesi gün nöbeti devrediyor. Pek çok hastanede sağlık çalışanlarına personel yetersizliği nedeniyle nöbet izni de kullandırılmıyor. Norm kadro içinde gözüken fakat geçici görevle Bakanlığın başka birimlerine çekilen personelin yerine yenisini atamıyorsunuz. Bu da bunların yükünün sahada olan personelin sırtında biraz daha artmasına neden oluyor.

Ağır çalışma koşulları sonucu ortaya çıkan tabloyu merak ediyorsak maalesef son üç yılda 431 sağlık çalışanı intihar etmiştir. Bu tablonun sorumlusu kimdir? Bu tablo vicdanımızı sızlatıyor, içimizi kanatıyor. Bu duruma acilen çözüm bulmamız gerekiyor. Neden sağlık çalışanları bu kadar ağır iş yükü altında kalıyor? Neden yeni personel istihdam etmiyoruz? Kaynak mı yok, yoksa sistem mi yanlış? Hastanelere personel ataması için kaynak bulamayan Sağlık Bakanlığının bina ve taşıt kiralamaları için rahatlıkla kaynak ürettiğini görüyoruz. Bilgi edinme talebime verilen yanıtta Sayın Bakanım, sadece son üç yılda taşıt kirası için 540 milyon 180 bin lira ödenmiş, sadece geçen yıl araç kiralamak için 209 milyon ödeme yapılmış. Gelgelelim bina kiralamalarına ise son üç yılda 283 milyon lira yani kira ve bina giderlerinin üç yıllık toplamı maalesef 825 milyon lira civarındadır.

Bölgemle ilgili bir şey söylemek istiyorum: Sendika ve işçiler özellikle Aliağa Devlet Hastanesi için bir yanık ünitesi kurulmasını istiyorlar çünkü Aliağa'ya en yakın yanık ünitesi bulunan hastaneyle arasındaki mesafe 60-70 kilometre civarında ve bu da acilen çözülmesi gereken bir sorun diye düşünüyoruz.

Bütçemizin sizlere hayırlı olmasını diliyorum. Sayın Bakanım, başarılar diliyorum size. Ne olursunuz başarılı olun, başarılı olun. Bu millet bezdi.

Teşekkür ediyorum.