| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Sağlık Bakanlığı b)Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç)Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı d)Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu e)Türkiye Halk Sağlığı Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 13 .11.2018 |
KANİ BEKO (İzmir) - Sayın Bakan, Sayın Başkan, Komisyon üyeleri, sevgili basın mensupları; OHAL sürecinde 150 bine yakın kamu çalışanı ihraç edildi, üstelik de mahkeme kararı olmadan. Bugüne geldiğimizde, ihraç edilen hekim sayısı 3.383 olmuş. 7.874, ihraç edilen sağlık çalışanı toplamı ve dolayısıyla bunları alt alta topladığımız zaman, maalesef, 11 bini aşmış ancak son süreçte 7.500'e yakın sağlık emekçisi de göreve dönemezse bunların sayısı, maalesef, 18 bini bulacak. Bununla birlikte, son üç yılda 450'ye yakın sağlıkçı intihar etmiş. OHAL ilan edildiği dönemde 70'e yakın arkadaşımız, maalesef, intihar etti. Bunların içerisinde doçentler var, hekimler var, polis arkadaşlarımız var, askerler var, öğrenciler var. Dolayısıyla Genel Kurul toplantısında eğer teklifte yer alan 5'inci madde kabul edilirse emin olun bu yeni bir OHAL olacaktır.
OHAL döneminde kamudan ihraç edilen ve daha sonra da intihar eden arkadaşlarımızdan bazılarının hikâyelerini sizlerle paylaşmak istiyorum: Hasan Orhan Çetin, asistan hekim. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Biyoloji Asistanı olan Çetin FETO soruşturması kapsamında açığa alındı. Bunun üzerine ağır bir bunalıma giren Çetin 19 Şubat 2017'de çalıştığı hastanenin 10'uncu katından atlayarak intihar etti. Ölümünden sonra Çetin'in "byLock" kullanmadığı yani "byLock"çu olmadığı ortaya çıktı. İbrahim Halil Özyavuz, radyoloji uzmanı. "byLock" kullanıcısı olduğu iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan Radyoloji Uzmanı Doktor İbrahim Halil Özyavuz 2 Haziran 2018 günü yaşamını yitirdi. Özyavuz'un intihar ettiği öne sürüldü. Mustafa Sadık Akdağ, diş hekimi. Ordu Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde Yardımcı Doçent olarak görev yapan 34 yaşındaki Sadık Akdağ FETÖ kapsamında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı. Psikolojik olarak bu durumun etkisinden kurtulamayan Akdağ 27 Şubat 2017 tarihinde evinde başına ateş ederek maalesef intihar etti. Daha kaç kişinin intihar etmesini bekleyeceğiz?
Buradan şunu anlatmaya çalışıyorum: Bu kadar intiharlar sanki yetmemiş gibi bundan sonra da bu arkadaşlarımızın intiharlarını göz göre göre bugün komisyonlarda görüşerek, konuşarak oylamak utanç verici bir şey. Ayrıca Anayasa'mıza aykırı olduğunu ifade etmek istiyorum.
Türkiye'de yaklaşık 145 bine yakın hekim var. Bir doktora 572 hasta düşmektedir. Türkiye'de yine yaklaşık 10 bin kişiye 17 doktor düşerken OECD ülkelerinde 10 bin kişiye 35 doktor düşmektedir. Tıp fakültesini bitirmiş ama zorunlu hizmet yapamamış ve güvenlik soruşturması devam eden yaklaşık 1.500 hekim olmayı başaramamış öğrencimiz var. İnşaatlarda çalışmayı denemişler, iş kazalarında ölmüşler.
Değerli milletvekilleri, hekim olamayan bu insanları ölüme gönderdiğimizin farkında mısınız? Suriyeli hekimlere görev veriyoruz ancak kendi hekimlerimize maalesef görev vermiyoruz. OHAL'den bu yana 40 bine yakın dosya incelenmiş ancak 2.700 kişi görevine iade olmuş, görünmektedir ki bu kaplumbağa hızıyla giderse bu dosyaların on yıla kadar bitmesi mümkün değil.
Okullarından mezun olmuş hekimler, sağlıkçılar güvenlik soruşturmasından geçemiyor. Sebebi ise örneğin, bir tıp öğrencisinin bir basın toplantısına katılmış olması, sırf bu yüzden soruşturmadan geçemiyorlar. Bu kişiler hakkında eğer bir mahkûmiyet kararı varsa yasaklansın ama mahkeme kararı olmadan kişilerin men edilmesi bize göre doğru değil diye düşünüyorum.
Sağlık emekçileri ve hekimler bizim sağlığımız için çırpınırken maalesef biz onları yaşarken öldürüyoruz. Unutmayın ki sizin ihraç ettiğiniz sağlık emekçileri gece gündüz demeden her zaman her yerde yanımızda yer almışlardır.
Biliyorsunuz, Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı Ankara'nın göbeğinde yaşandı ve "Gar katliamı" olarak tarihe geçti. Emek, barış, demokrasi talebinde bulunmak için binlerce, on binlerce insan Ankara'ya geldiğinde, orada IŞİD katilleri tarafından bombalar patlatıldı ve maalesef, 102 arkadaşımızı kaybettik, binlerce de yaralı insanımız vardı. Biz, hemen yanı başımızda...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)