KOMİSYON KONUŞMASI

KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Sağ olun.

Sayın Genel Müdürüm, bankamızın değerli yöneticileri; hepinizi selamlıyorum.

Şimdi, tabii, bugün Ziraat Bankası, bizim ekonomimiz, ülkemiz, tarım ve hayvancılıkla geçinen tüm kesimler için çok önemli bir banka. Bu bankanın varlığı çok iyi bir şekilde korunmalı, iyi bir şekilde yönetilmeli ve dağıtımını yapmış olduğu krediler de düzenli ve ülkenin üretimine daha çok destek verecek şekilde olmalıdır ama ne yazıktır ki son on beş yıldır bu banka dışında -üretimdeki büyük destek oranıyla beraber- siyaseten başka kuruluşlara da kurumlara da destek verildiğini görüyoruz. Bunun doğru olmadığını belirtmek istiyorum.

Sayın Genel Müdürüm, bankanın değerli temsilcileri; özellikle, tabii, bizim burada üzerinde durmamız gereken hadise tarımsal destekler ve hayvansal desteklerdir yani çiftçinin kullandığı krediler bizim açımızdan çok önemli. Şimdi, bankanın kullandırmış olduğu 360 milyarlık sektör desteğinde, kredisinde tarımsal desteklerin, tarım sektörünün çok az miktarda değerlendirildiğini görüyoruz. 56 milyar lira az bir ölçek değil; tamam, doğru bir bütçe de ama Türkiye'de şu anda tarımla uğraşan çiftçinin, hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın 100 milyarın üzerinde kredi kullandığını düşünürsek bu, Ziraat Bankasının gerektiği kadar kredi kullandırmadığı ve tarımla uğraşan, hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın alamadıkları kredileri başka bankalardan almak zorunda kaldığı gerçeğini ortaya koyuyor.

Şimdi, burada, değerli yönetici arkadaşımız dedi ki: "Biz 56 milyarlık kredi kullandırıyoruz, bunun 44 milyar lirası sübvansiyonlu kredi." Çok güzel ama altta da bir rakam belirtiyorsunuz, 24 milyar 469 milyonluk kredinin de devamlı ertelemeyle geldiğini söylüyorsunuz. Demek ki bu, üretimde bir şekilde devreye sokulmuş ama daha sonraki dönemlerde, almış olduğu krediyi yeniden ödeyebilecek duruma gelemeyen, bir şekliyle iflas eden çiftçimizi üreticiyi gösteriyor. Bu "erteleme" demek, bunun bir süre sonra, daha sonraki dönemlerde çok büyük bataklara söz konusu olacağının bir delili aslında. Yani devamlı ertelenen krediler bunlar.

Şimdi, buradan çıkmanın yöntemi nedir? Biz, hayvan kredisi kullanan vatandaşlarımıza kredi kullandırırken bankalarımızın komisyonu detaylı ve yüksek aldığını, komisyonla beraber kredinin kullandırılması için ahırda hayvanını görmeye, tarlasında ürününü görmeye gittiği için de hizmet bedeli aldığını biliyoruz. Bunun, bir şekilde, vatandaşımızın kredisine de yansıdığını görüyoruz. Tamam, kredilerin yüzde 8 gibi kullandırıldığı söylense de bu kredi ölçeklerin yüzde 15'leri geçtiğinin de bilinmesi gerekiyor. Bunun brütüne bakmak gerekiyor yani vatandaşın cebinden ne kadar para çıkıyor? Örneğin, kullanmış olduğu 100 bin liralık kredide bu vatandaşımızın bankaya hizmet bedeli olarak, komisyon olarak, diğer giderler için ne kadar bir para ödediği... Aslında bunların tamamı bir faiz meselesidir, faiz olarak eklenmesi gerekir. Buradaki mesele, kendisinin kullanmadığı bir parayı fazlasıyla ödemesi meselesidir.

Şimdi, burada ne yapılması gerekiyor? Şimdi, ben şunu söylemek istiyorum: Türkiye'de özellikle hayvancılıkta yüksek oranda kredilerin kullandırıldığı ortada. 5-10 baş hayvan veya 20 baş ila 55 baş hayvanın üzerindeki kredi kullandırmada vatandaşı iğneden ipliğe ince eleyip sık dokuyorsunuz. Tarlan ne kadar, evinin bedeli ne kadar, bize verebileceğin teminatların ne kadar, küpesi var mı yok mu? Bunları bir şekilde çok inceliyorsunuz, irdeliyorsunuz. Tamam, doğru. O yüzdendir ki zaten şu anda kredi takibinde de -çok geniş anlamda çok insana kullandırmayla beraber- takipte olan kredi oranı 1,3. Diğer taraftan, kurumlara kullandırdığınız kredi zaten yüksek.

Şimdi, ben, bankanın yetkililerinden özellikle şunu yazılı ve detaylı olarak istiyorum: Türkiye'de 250 baş hayvan sayısının altında yani 10 ila 250 baş arasında hayvanı olan kaç kişiye kredi kullandırılıyor? 250 başın üzerinde ne kadar insana kredi kullandırılıyor? Bu kredilerin yüzdesi ne kadar?

Ben şu anda bilemiyorum ama önüme gelecek belgelerde 250 başın altında kullandırılan kredilerin yüzdesinin daha düşük olduğunu, 250'nin üzerinde kullandırılan kredilerin daha yüksek olduğunu göreceğimi düşünüyorum. Bu, önümüze gelecektir. Biz kendi köyünde, mahallesinde bir şekilde ikamet eden, çoluk çocuğunun da geçimini bir şeklide 3-5 hayvanıyla sağlayan insanların üretime daha büyük destek olduğu, istihdam sağlaması açısından da daha çok önemli olduğu, bu tür kredilerin de daha iyi kullandırılması gerektiği inancı içerisindeyiz. Bunu Ziraat Bankasının bu yönde yapabileceğine, yapması gerektiğine inanmak istiyoruz.

Şimdi, diğer tarafta arkadaşımızın birisi bahsetti, dedi ki: "Ziraat Bankası kredisini kullandırırken, Ziraat Bankasının aracılığıyla tarım kredi kooperatiflerinin de kredi kullandırdığı mevcuttur." Bu mevcudiyette, örneğin Ziraat Bankası yüzde 5, yüzde 6 komisyon alırken, tarım kredi kooperatiflerinin yüzde 30'ların üzerinde komisyon aldığı mevcudiyeti söz konusu. Acaba, siz krediyi kullandırırken, sizin kullandırdığınız kredinin faizinden tarım kredi kooperatifi de artı vatandaşımızdan yani bu krediyi kullanandan ayrıyeten bir vergi mi alıyor? Yani faiz mi alıyor? Yani "hizmet bedeli altında", daha yüksek, vatandaşımızın bir şekilde ezdirildiğini, ezildiğini görüyoruz. Bunun da son bulmasını... Ben şahsen Sayın Ziraat Bankası Yönetim Kurulunun bu konuda daha çok kararlı, üreticiyi ve besiciyi daha çok koruyan bir durumda, tarım kredi kooperatifleri üzerinde de yaptırımcı olmasını talep ediyorum.

Ben bu vesileyle... Tabii, fazla zamanınızı almak istemiyorum.

Türkiye'de 225 milyar civarında kurumsal vergiler kullandırılmış ve bunların batağı daha fazla. Yani yüzdesi 4,4. Bakın, şimdi, burada Ziraat Bankasının takipteki kredisi 4 milyar 400 milyon lira civarında. Yani bunun, demek ki bu kurumlarda bu kredi daha iyi kullandırılırken iyi teminatların, olumlu teminatların alınmadığından veya bu teminatların da düzenli bir şekilde, yaptırımcı bir şekilde uygulanmadığından ortaya çıktığını düşünüyoruz. Ben buradaki rakamları yanlış telaffuz da etmiş olabilirim ama anladığım kadarıyla, burada yüzdesi olarak da kullandırdığı, takipteki kredinin 1,9'dan olmasının, kurumsal sektörlerdekinin rakamının da böyle olmasının çok büyük bir rakam olduğunu ve bunların da bir şekliyle, gerçekten üretimden yana olan küçük sermayeli işletmelerin kullandığı krediler değil, büyük çaplı kredi kullananların ve siyaseten korunduğu insan sektörleri olduğunu düşünüyorum.

Saygılar arz ediyorum.