KOMİSYON KONUŞMASI

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Dışişleri Bakanlığı 2019 mali yılı bütçe tasarısının görüşülmesi vesilesiyle AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım.

AK PARTİ politikalarıyla ilgili çok fazla tenkit yapan arkadaşımız oldu ancak otuz dokuz yıl Dışişleri Bakanlığında görev yapmış biri olarak dış politikada hangi noktadan buraya geldiğimizin de en büyük şahitlerinden biri benim. Birkaç konuyla iştigal eden bir Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye dış politikası bugün dünyanın her yerinde sözünü geçirten, söz ettiren ve kendisine güvenilen bir ülke olarak gerçekten çok yönlü bir politikayı devreye sokmuş bulunmaktadır. Komşularla olsun, dünyayla olsun, bütün ülkelerle esas amaç iyi ilişkiler kurmak, dost sayısını artırmak, düşman sayısını azaltmaktır. Tabii, bunun yanlış anlaşılması hâlinde de bugünkü arkadaşlarımın ifade ettiği bazı sonuçlara varmak mümkündür.

Bir kardeşim konuşmasında Türkiye'nin sıfır sorun politikasının artık öldüğünü ve bundan sonra gerçekten sorunlarla dolu bir politika izlenmekte olduğunu ifade etti. Kendisinden önce aynı yerde oturan diğer bir eski milletvekili aynı şeyi söylediğinde ben bu, meslek arkadaşımızın mesleki bilgisine olan takdirlerim son derece olmakla birlikte matematik bilgisine olan güvenimi bu ifadesiyle yitirdiğimi ifade etmiştim çünkü hiçbir komşumuzla iyi ilişki olmadığını söylemek 13 komşumuzla bugün ulaştığımız noktada son derece iyi olan ilişkilerimizi göz ardı etmek demektir ve hatta matematikle ilgili bir sorun var demektir. Türkiye bugün bütün komşularıyla, kendisine atfedilmeyecek sorunlar dışında, en iyi ilişkilerini yaşamaktadır. Bütün komşularımıza tek tek baktığımızda, Yunanistan'la olsun, Bulgaristan'la olsun, Romanya'yla, Moldova'yla, Ukrayna'yla, Rusya'yla, Gürcistan'la, Azerbaycan'la, Irak'la, Ermenistan'la bir dönem sarf ettiğimiz çaba da düşünülürse ve Suriye'de elimizde olmayan nedenleri de düşünürsek ilişkilerimizde aslında tarihin belki de en iyi noktasına ulaşmış vaziyetteyiz ama bundan dolayı eğer "yanlış politika" deniliyorsa elimizde olmayan nedenleri de hatırlamamızda fayda var.

Suriye'de biz uzun zaman terör örgütü PKK'nın liderinin yirmi yıl yaşadığı Damascus'da Şam'da, o dönemde Türkiye'de verdiğimiz çok büyük şehitler ve insan kayıplarına rağmen, yeni lider başa geçtiğinde biz iyi ilişki kurmak için çok çaba sarf ettik ama Beşar Esad'la bu ilişkinin devamı kendisi yanlış tercih yapıp kendi halkını öldürmeye başladığında, 300 bin insanın katili olduğunda, 5 milyon insanı göçe zorladığında mümkün değildi. Ama bu demek değildir ki dış politikada Türkiye hata yaptı. Bütün bu katil Esad görüntüleri ortadayken ve bu kadar insan göçe zorlanmışken Cumhuriyet Halk Partisinden milletvekillerimizin gidip Esad'la el sıkışıp poz poz resimler vermesini biz hiçbir zaman içimize sığdıramadık.

CAVİT ARI (Antalya) - Sizin de yatlarda resminiz var Sayın Büyükelçimiz.

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Bundan sonra da her zaman diyoruz ki, Suriye halkının bundan sonraki döneminde, eğer bu liderle devam edilecekse, ülkemizdeki göçe zorlanmış 4 milyon Suriyelinin, göçe zorlanmış birçok Suriyelinin, ailelerini kaybetmiş Suriyelilerin Beşar Esad liderliğindeki bir Suriye'de devam etmesi mümkün değildir, bunu hiçbir zaman unutmamamız lazım.

CAVİT ARI (Antalya) - Tatili siz yaptınız, biz yapmadık Sayın Büyükelçi.

BAŞKAN - Arkadaşlar, bir müsaade edin ya. Böyle bir usul yok ya, ne yapıyorsunuz?

CAVİT ARI (Antalya) - Usul yok da bire bir sataşma var.

BAŞKAN - Ya, bırakın Allah'ınızı severseniz!

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Şimdi, bakınız, bizim politikamız diklenmeden dik durmaya dayanıyor.

BAŞKAN - Kendinize geldiği zaman isteğiniz her türlü tepkiyi gösteriyorsunuz, böyle bir şey olur mu?

CAVİT ARI (Antalya) - Cumhuriyet Halk Partisine bire bir sataşma var Başkanım.

BAŞKAN - Müsaade edin lütfen.

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Eğer Türkiye'nin çıkarı varsa bizim için gerisi detaydır. (Gürültüler)

BAŞKAN - Müsaade edin. Hesaplaşacak mıyız yani?

CAVİT ARI (Antalya) - Kardeşim, hesaplayan sizsiniz.

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Eğer Türkiye'nin çıkarı, Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden bir bölüm...

HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Başkan, tarafgir davranıyorsun.

BAŞKAN - On dakika üzerinde sataşmasını mı yapacağız Sayın Özsoy?

Hesaplaşarak bir noktaya gitmek mümkün değil, yapmayın.

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Eğer bu tehdit Suriye'den geliyorsa, bu tehdit Irak'tan geliyorsa Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri gereğini yapar.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ortak Bakanlar Kurulu topladınız, ortak.

BAŞKAN - Sayın Gürer, biraz müsaade et.

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Eğer bu tehdit varken Türk Silahlı Kuvvetleri Cerablus'ta 4 bin DEAŞ teröristini öldürdüyse bundan dolayı kimsenin gocunmaması lazım. Cerablus'a bugün huzur gelmiştir ve o bölgeye biz 180 bin Suriyeli kardeşimizi geri götürdük, yerleştirdik. Afrin Harekâtı'nda bir o kadar PYD teröristinin işgal ettiği Afrin'i Türk Silahlı Kuvvetleri PYD/PKK uzantısı teröristlerden temizledi diye gocunan varsa bu, Türkiye'nin menfaatlerine uygun değildir.

HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - 150 bin Kürt'ü yerinden ettiniz, nokta. 150 bin Kürt, çoğu Müslüman.

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Biz bugün, 80 bin Suriyeli kardeşimizi de Afrin'e yerleştirdik.

CAVİT ARI (Antalya) - 4 milyonu da Türkiye'ye yerleştirdiniz.

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Eğer bunu işgal olarak düşünüyorsanız, o zaman Türkiye içinde de girişilen kanton harekâtlarında kurulan barikatlarla, kurulan hendeklerle Türkiye'yi ele geçirme teşebbüslerinin de Türkiye'nin güvenlik güçlerince önlenmesi ve bugün o bölgelerin huzur içinde, tamamen barış içinde yaşıyor olmasını da belki kınamak sizin gündeminizde olabilecektir. Bakınız, Türkiye bazı ülkelerde büyükelçi bulundurmayabilir ama bu ilişkilerin devamında eğer haklı olduğumuz nedenler varsa gerekirse büyükelçi bulundurmayız. Şam'da büyükelçi bulundurmayı, şu anda bu kadar eli kana bulanmış bir rejimin temsilcisine itimat mektubunu sunacak olan bir büyükelçi göndermeyi biz Türkiye olarak içimize sığdıramıyoruz.

AB'yle ilişkilerimize çok kısa değinmek istiyorum. AB'yle ilişkileri bu noktaya getiren AK PARTİ'dir, bütün bu reformları yapmıştır. Kopenhag Siyasi Kriterleri'ni yerine getirdiği için müzakereler başlamıştır ama 15 Temmuzda Türkiye'nin demokrasisine çok büyük bir saldırı olduğunda iki ay boyunca Avrupa Birliği ülkelerinden biz burada dostlarımızı göremediğimiz için kalp kırıklığımızı içimize gömdük, hâlâ da devam ettiriyoruz ama bakınız, Avrupa Parlamentosuyla olsun, AB Komisyonuyla olan ilişkilerimiz olsun, Kati Piri diye bir raportör var. Kati Piri diye bu raportöre ilk karşı çıkanlardan birisi benim. Neden karşı çıktım? Ankara'da bombalama olayında bir PKK saldırısında 28 kardeşimiz hayatını kaybettiğinde cenaze töreni burada yapılırken bu Kati Piri denen zat gitti Diyarbakır'da "Efendim, Türk Silahlı Kuvvetlerinin öldürdüğü insanları korumak için orada 5 kişinin hayatını kurtardım." diye demeçler verdi. Ermeni soykırım iddiasını AP raporlarına soktu diye raporları iki kere iade edilmiş bir kadındır ve biz bununla görüşmüyoruz ve bu görüşmediğimiz kişiyle de sağ olsun bütün muhalefet partileri görüşmek için âdeta yarış içinde bulunuyorlar.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bütün deme, bazıları. Bazı muhalefet partileri.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Biz görüşmedik, asla görüşmedik. Teklif bile edemezler.

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Bir tanesi hariç. Ama gerçekten böyle bir ilişki içinde AB'yle ilişkilerimizi biz sürdürüyorsak bu ülkemizin menfaatlerinin devamında gördüğümüz yarar nedeniyle sürdürüyoruz ama bunu sürdürüyoruz diye de Kati Piri geldiğinde herkes önünde el pençe divan duracak, bütün Türkiye'yle ilgili ne kadar olumsuz bilgi varsa bununla paylaşacağız, böyle bir nedenimiz de yok.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sizde var o anlayış.

CAVİT ARI (Antalya) - Sizin de kimin önünde durduğunuzu çok iyi biliyoruz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Suudilerle hangi amaçla...

BAŞKAN - Arkadaşlar, rahat olun ya! Sayın Bekaroğlu, sizi kastetmedi, Ömer Bey'e söyledi, sen rahat ol!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yemen'desin, Yemen. Suudilerle ikili ilişkilerin sebebini anlatsın, anlatsın bakalım hadi.

BAŞKAN - Rahatsız olmayın.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Rahatsız olmuyorum.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Suçluyor ama suçluyor, haksız yere bizi suçluyor.

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Johannes Hahn Genişlemeden Sorumlu Komiserdi. Genişlemeden Sorumlu Komiser bir Avusturyalı siyasetçidir ve Türkiye'nin en büyük düşmanlığını yürüten siyasi partinin önde gelen liderlerinden biridir. Eğer Türkiye'yle iyi geçinme niyeti yoksa bizim de Johannes Hahn'la iyi geçinme mecburiyetimiz yoktur. Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizde karşılıklı çıkar olması lazım. Karşılıklı çıkar şayet yoksa ve bu ilişkilerimiz devam etmeyecekse bunda tabii ilk adımı atan biz olmayacağız.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kopenhag Kriterleri...

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Kopenhag Siyasi Kriterleri'ni yerine getirdiği için Türkiye müzakerelere başladı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi ne durumda?

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Şimdi ne durumda olduğunu da sizin verdiğiniz yanlış bilgilerle değil, objektif kriterlerle ve Türk insanının ne düşündüğüne bakarak bunu devam ettireceğiz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz bir raportörü böyle aşağılarak...

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Burada çok önemli bir şeye daha değinmek istiyorum. Söz alan konuşmacıların hiçbiri Kudüs'le ilgili tek bir kelime etmedi. Başkentin Kudüs'e nakline ilk karşı çıkan Türkiye'dir ve Türkiye İslam İşbirliği Teşkilatını İstanbul'da topladığı için bu harekât akamete uğramıştır ve bütün dünyada gördüğü tepkilerle Amerika Birleşik Devletleri ve birkaç tane adı sanı bilinmeyen ülkeden ibaret kalmıştır. Ben isterdim ki Türkiye Büyük Millet Meclisinin çok değerli milletvekilleri burada konuşurken Kudüs'e de değinsinler. Kudüs'ün hepimizin ortak değeri olduğunu, bütün dinlerin ortak değeri olduğunu vurgulasınlar ve bunun...

BAŞKAN - Sayın Bozkır, bunu da siz yapın canım, illa herkesin yapmasını beklemeyin.

CAVİT ARI (Antalya) - Bize niye söylüyorsunuz?

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Biz yapıyoruz, biz yapıyoruz ama burada bütün bunları, Filistin'i tenkit ederken burada...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Daha milletvekilleri konuşmadı. Nereden biliyorsun söylemeyeceklerini? Hem suçlu, hem güçlü. Mavi Marmara'da 20 milyona insanların satıldığını da unutmayın. Daha konuşmadık. Nereden çıkarıyorsun?

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, rahat ol, Sayın Bekaroğlu.

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Burada Kudüs'ü söylemeyen birisi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, tansiyonun çıkacak, bak yüzün kızardı, dikkat et ha.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Mavi Marmara şehitlerini kim sattı 20 milyon dolara? Haraç mezat sattınız.

BAŞKAN - Toparlayın lütfen. Son cümlelerinizi alayım.

VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum.

Dışişleri Bakanlığımızın bütçesinin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum ve çalışmalarında Sayın Bakanımızda ve çalışma arkadaşlarına da güç ve kuvvet diliyorum ve inşallah çok iyi günlerde de beraber olacağız.