| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Dışişleri Bakanlığı b)Avrupa Birliği Başkanlığı c)Avrupa Birliği Bakanlığı ç)Türk Akreditasyon Kurumu d)Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 14 .11.2018 |
HASAN BALTACI (Kastamonu) - Teşekkür ettim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, başta Suriye meselesi olmak üzere, Davos çıkışı, Rus uçağının düşürülmesi, Deniz Feneri, Mavi Marmara olayı, Reza Zarrab'ın ABD tarafından tutuklanması ve Halk Bankasının olaya karışması, Rahip Brunson meselesi, Cemal Kaşıkçı cinayeti, FETÖ'nün uluslararası bağlantıları gibi konularda henüz bir sonuç alınmış değil, tek bir adım atıldığını görmüyoruz.
Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu 2012 yılında şöyle bir ifade kullanmıştı: "Artık bu süreci yıllarla ifade etmek yerine, aylarla veya haftalarla ifade etmek gerekir." diye Suriye meselesinin birkaç hafta içerisinde ya da birkaç ay içerisinde çözüleceğini söylemişti. Kendisinin Dışişleri Bakanı olarak ya da Başbakan olarak savaşın sonunu görmeye ömrü yetmemiştir ama bizim ömrümüz herhâlde bu savaşın sonunu görmeye yetecek çünkü savaş Suriye'de İdlib'e sıkışmış durumda.
Şimdi, İdlib'te hâlâ direnen cihatçı terörist grupları bekleyen iki tane seçenek var. Biri, ya yok olup gidecekler ki arzumuz o yöndedir ya da uluslararası bir anlaşma Türkiye'nin de içinde bulunduğu uluslararası bir anlaşmayla birlikte tahliye edilecektir. Şimdi, can alıcı soru bizim için şu... Çünkü Türkiye'de bu cihatçı teröristlerin canlı bombalarıyla çok canımızı kaybettik, bundan sonra böylesi acılar yaşamak istemiyoruz. Şimdi, bu teröristler tahliye edilecekse hangi yollarla tahliye edilecek, hangi yöntemle tahliye edilecek ve hangi ülkelere gönderilecek? Biliyorsunuz, Avrupa ülkeleri kendi uyruğunda olan ve bu terörist gruplara katılmış teröristleri kendi ülkesine kabul etmeyeceğini, daha doğrusu endişe duyduğunu defalarca açıkladı. Türkiye kamuoyunun bu konuda gerçekçi bir şekilde bilgilendirilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.
Ayrıca, bunu hem Maliye Bakanlığı ve Hazine hem de Dışişleri Bakanlığı, dış işlerindeki yanlış politikaların Türkiye ekonomisi üzerindeki sonuçlarını irdelemek zorunda yani bu Komisyon da bu sonuçları irdelemek zorunda. Çünkü sadece bir Rus uçağının düşürülmesinin turizme verdiği zarar ortadadır. Yani Rus uçağı düşürüldükten sonra Ege ve Akdeniz Bölgelerinde kaç tane otelin kapandığını bilmek zorundayız. Ayrıca, örneğin, domates üreticilerinden tutun da ithalat ve ihracat yapan hemen hemen her kesimi Suriye dış politikası etkiledi. Ben sözlerimi fazla uzatmayacağım, hepimiz biliyoruz, bu dış politikayla artık ilerleme şansımız yok.
Sene 1923'te İzmir İktisat Kongresi'nden Mustafa Kemal'in sözleriyle sözlerimi bitireceğim. Belki bugünleri görerek söylemiştir ama çok manidar, bu sese kulak vermenizi rica ediyorum. Diyor ki Mustafa Kemal 1923 yılının Mart ayında İzmir İktisat Kongresinde: "Osmanlı fatihleri her şeyden önce sapanın karşısında yenilerek çekildiler. Asıl felaket bu çeşit yenilgiden doğdu. Kılıçla zafer kazananlar, yerlerini er geç sapanla zafer kazananlara bırakmak zorundadırlar."
Bence dış politikada topla tüfekle daha fazla uğraşmayı bırakmak zorundayız, barışçıl bir politikaya dönmek zorundayız çünkü Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkış yolu barışçıl politikalardır diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.