KOMİSYON KONUŞMASI

RECEP ÖZEL (Isparta) - Sayın Başkanım, çok değerli üyeler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bana bu imkânı tanıdığınız için de Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Vermiş olduğumuz teklifle aslında seçim dönemi geldiği zaman kimlerin istifa edeceği, kimlerin etmeyeceği, hangi konularda... Aslında çok büyük bir karmaşa oluyor. Bunu seçim kanunlarında çok daha böyle açık, şeffaf, tadadi bir şekilde sayarak düzenlenmesi gerektiğini biz bu çalışmaları yaptıktan sonra görmüş bulunmaktayız. Tabii, bu istifayla ilgili bu oda başkanlarının milletvekili ve mahallî idareler, yerel ve ara seçimlerde ne şekilde düzenleme olacağı 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nda düzenlenmiş. İşbu kanun 1983 yılında yürürlüğe girmiş, tabii bu ilk yürürlüğe girdiği tarihte sadece hâkim ve savcılar, yüksek yargı organları, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, YÖK üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarındaki memur statüsündeki görevli ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve subaylar ile astsubayların adaylık sürecinde istifa etmeleri gerekirken 2010 yılında yapılan bir değişiklikle bu genişletilmiş, belediye başkanlarının, parti il ve ilçe yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, belediye ve il genel meclisi üyeleri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikaların, kamu bankaları ile bunların üst birliklerinin ve üst kuruluşlarının istifa kapsamında oldukları 2839 sayılı Yasa'ya dâhil edilmiş. Bu değiştirilmesini teklif ettiğimiz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kanunu'nun 81'inci maddesinin son fıkrasında ilk çıktığında şöyle bir ibare var: "Milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyesi ve il genel meclisi üyesi seçilenler ile siyasi parti organlarında görevli olanların oda, borsa ve birlik organlarındaki görevleri kendiliğinden sona erer." "Kendiliğinden" diyor, 2005 yılında bu daraltılmış, şu hüküm konmuş: "Milletvekili veya belediye başkanı olarak seçilenlerin oda, borsa ve birlik organlarındaki görevleri kendiliğinden sona erer." 81'inci maddenin son fıkrası şu anda yürürlükte. Şimdi, seçim döneminde oda başkanı istifa ediyor, milletvekili seçiliyor; istifa etmiş kişinin oda başkanlığı görevinin sona ereceğine dair hüküm açıkta kalıyor yürürlükte olmasına rağmen. Bu hükmün aslında 1983 yılında istifaları saydıktan sonra tabii kimi kamuya geri dönüşlerde problemler yaşanmış. 298 sayılı yasa ve geçici 7'nci madde ilave edilmiş 1990 yılında bu geri dönüşleri sağlama anlamında. Müsaade ederseniz o maddeyi size okumak istiyorum: "Yüksek mahkeme üyeleri, hâkimler, savcılar ve bu meslekten sayılanlar ile Subay ve Astsubaylar hariç olmak üzere; milletvekili ve mahalli idareler genel ve ara seçimlerinde aday ve aday adayı olan Devlet memurları ve diğer kamu görevlileri, adaylığı veya seçimi kaybetmeleri halinde, Yüksek Seçim Kurulunca seçim sonuçlarının ilanını takip eden bir ay içinde müracaat etmeleri kaydıyla eski görevlerine veya kazanılmış hak aylık derecelerindeki başka bir göreve dönebilirler." Böyle bir hüküm var, 1990 yılında çıkmış. Tabii, bu çıktığında istifa edecekler tadadi olarak sayılmış, daha sonra genişletildiği için bu ek 7'nci maddeye bir düzenleme olmadığı için istifa etmesi gerekenler bu sendika başkanları, oda başkanları, diğer kamu görevlileriyle ilgili bir düzenleme olmadığı için bu açıkta kalmış. 2013 yılında Yüksek Seçim Kuruluna Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu müracaat ediyor, Yüksek Seçim Kurulunun aldığı kararı sizinle paylaşayım. Yüksek Seçim Kurulu 9/10/2013 tarihinde vermiş olduğu bir kararda "Seçimlerde adaylık için görevinden ayrılan ve sonrasında seçilemeyen kamu görevlilerinin tekrar görevlerine dönmelerine ilişkin hüküm 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un ek 7'nci maddesinde düzenlenmiş olup madde hükmünden de anlaşılacağı üzere konunun kurumlarınca değerlendirilmesi gerektiği ve kurumumuzu ilgilendiren bir husus olmadığından görüşülmesine yer olmadığına, karar örneğinin Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonuna gönderilmesi..." Yani burada kurumlara diyor ki: "Aslında bu 298 sayılı Yasa'nın ek 7'ye göre aslında geri döndürülme imkânı var, bunu siz kendiniz yorumlayın."

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Kaç no.lu karar?

RECEP ÖZEL (Isparta) - 429 sayılı karar, 2013 tarihli.

Tabii, bizim vermiş olduğumuz teklif sadece odaların, borsaların ve bunun üst birliğinin yönetim kurulu ve başkanlarını kapsıyor. Diğer odalara genişletilebilir mi, diğer kamu meslek kuruluşlarına genişletilebilir mi? O, Komisyonumuzun takdiri. Tabii, onlar ile bunun seçiminde biraz farklı usul var. Oda başkanları ve yönetim kurulu istifa ettiği zaman onlar tabii mecliste de seçtiği için meclislerinden istifa etmeleri gerekmiyor, meclislerindeki görevleri devam ediyor. Diğer meslek kuruluşlarındaki aday seçimine bakarsanız esnaf odalarına, sendikaya mensup olanlarda direkt kendisi başkanını seçiyor. Bu oda seçimlerinde, ticaret odası seçimlerinde, sanayi odası seçimlerinde ise direkt başkanı seçme usulü yok, önce meclis teşekkül ediyor, meclisin içerisinden oda başkanı ve yönetim teşekkül ediyor. Bunlar istifa ediyorlar ama meclisten ayrılmadıkları için bazen istifalarını işleme aldırtmıyorlar, yasada "Bir ay içerisinde boşalan yerlere seçim olur." denmesine rağmen bu bir ay içerisinde seçim yapmayarak seçimden sonra aday olamadıkları veya seçilemedikleri takdirde mecliste görevleri durduğu için tekrar bunları oda başkanı veya yönetim kurulu olarak atanmaları, seçilmeleri mümkün; böyle bir yola da gidilebiliyor. Hem bu yolun önünü kapatalım, böyle bir imkân varsa demokraside herkesin aday olması anlamında... Zaten bir tarihte, bunların 2010 yılından önce de aday olmalarında, siyasi partilere girmelerinde hiçbir beis yoktu, olabiliyorlardı. 2010 yılındaki oda başkanı ya da yönetim kurulundaki herkes herhangi bir siyasi partiden aday olabiliyordu, seçilebiliyordu, seçildikten sonra oda başkanlığındaki görevleri sona eriyordu. Onun için getirdiğimiz bu düzenleme... Belki buna bir atananların geri dönmesi düzenine de yani seçilenler nasıl olacak? İstifa bu arada değil de kamu kaynaklarından veya bulunduğu makamın imkânlarından faydalanmaması anlamında görevini askıya alma olarak da tabir edilebilir. Seçim hukuku anlamında da askıda olduktan sonra görevlerine geri dönmelerini sağlayan bir düzenleme. İnşallah Komisyonumuz takdir buyurursa beklentilere...

Bir de bir kişiye özel, şahsa... Bu yasanın uygulanmasından sonra çok değişik partilerden çok değişik adayların bu imkândan faydalanacağını da hep birlikte göreceğiz diyorum.

Saygılar sunuyorum.