KOMİSYON KONUŞMASI

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmamın başında, biraz önce Mahmut Tanal da dile getirdi özellikle polis memurlarıyla alakalı, bu 3600 ek göstergeyle alakalı herhangi bir gelişme olmadı.

Biraz önce Sayın Bakanın yaptığı konuşmanın en başında hem şehitlerle alakalı hem gazilerle alakalı yaptığı değerlendirmeye hiçbir diyeceğimiz yok; ona katılıyoruz ama bu ülkede maaşla alakalı iyileştirme yapabilmek için ille de şehit cenazelerinde al bayraklı tabutların önünde hamaset yapmaya gerek yok. Sağ olanların durumlarıyla alakalı da mutlaka bir iyileştirme yapılması gerekiyor.

Sayın Bakan, bu konuda Cumhurbaşkanı, Genel Başkan biliyorsunuz seçimlerden önce bir vaatte bulundu; polis memurları bu konuda sizin ağzınızdan güzel bir haber duymak istiyor, bugün bu Komisyonda güzel bir haber duymak istiyor. Bakın, dışarıda polis memurları var. 3600'le alakalı bu belirsizliği ortadan kaldırmanız gerekiyor. Yeni dönemle alakalı benim vermiş olduğum ilk kanun teklifi bu ama ne yazık ki bugüne kadar bu ilk 100 günlük acil eylem planı içerisinde de buna ilişkin bir gelişme olmadı. Bu konuda sanıyorum ki cevap verirken inşallah güzel bir açıklama yaparsınız diye umuyorum Sayın Bakanım.

Şimdi, gelinen noktada buna ilişkin bir kanun teklifim de var. Biraz önce yapmış olduğunuz bütçe sunumunda "Terörle Mücadelede İdari Tedbirler" başlığı altında bazı belediyelerin terör örgütlerinin kontrolüne girmesiyle alakalı, görevden alınan belediye başkanlarıyla alakalı bir tablo verdiniz bize. Bu tabloda "10 il, 69 ilçe, 22 belde belediye başkanının 94'ü bölücü terör, 7'si ise FETÖ olmak üzere toplam 101 belediye başkanı." dediniz. Sayın Bakan, burada, ağlayarak istifa ettirilen belediye başkanları hangi sınıfa giriyor; merak ediyorum. Yani, dediler ya "Eğer istifa etmezseniz sizi görevden alırız." denilen belediye başkanları hangi terör örgütüyle iltisaklıdır? Bu konuda bize bir bilgi verirsiniz diye umuyorum Sayın Bakan.

Biraz önce konuşmanızda şöyle söylediniz; dediniz ki: "Pülümür Vadisi'nde ay yıldızlı bayrak dalgalanmaktadır." Tabii, bu bizi mutlu ediyor. Yani bir ülkenin İçişleri Bakanının kendi toprakları içerisinde ay yıldızlı bayrağın dalgalanmasından mutlu olması bizi de mutlu ediyor ama başka bir şey daha var Sayın Bakan, bir de olayın öbür tablosu var.

Bakın, 2016 yılında benim seçim bölgemde PKK'nın terör saldırısına uğradık, Genel Başkan ile beraber aynı aracın içerisindeydik ve Artvin'de hiç adı anılmayan, PKK'nın adı olmayan, yani görsek, duysak olmayacağımız bir yerde Artvin'in bir ilçesinden bir ilçesine kara yoluyla gidemedik Sayın Bakan, helikopterle gittik. Bize güvenlik güçleri bu gücü vermediler; burada olanlar gayet iyi bilir, ayrıntıya girmiyorum. Bakın, Artvin'de bir ilçeden bir ilçeye kara yoluyla gidemedik, havadan gittik. Bunu on yıl evvel başka bir yerde deseydiniz gülerlerdi böyle bir tabloya. Siz Tunceli'de ay yıldızlı bayrağın dalgalanmasını savunuyorsunuz, tabii ki doğrudur ama bir yandan da Artvin'de böyle bir olay yaşadık.

Sayın Bakan, daha sonra basına intikal ettiği kadarıyla o eyleme katılanlardan bir bölümünün etkisiz hâle getirildiğine ilişkin bilgiler verildi bize. Bu konuda bize net, yalın, açık bir şekilde, bize yapılan saldırının -ki bunun PKK tarafından yapıldığını biliyoruz- hangi terör örgütü tarafından ve kaç kişinin etkisiz hâle getirildiğini, bunun sorumlularının kim olduğunu bize açık ve yalın bir şekilde ifade ederseniz çok seviniriz.

Bir de ilginç bir gelişme daha var. Bunu siz Artvin'e geldiğiniz zaman, o zaman iyi hatırlıyorum Yeşil Artvin Derneğini ziyaret ettiniz ve Cerattepe mücadelesiyle alakalı olarak Yeşil Artvin Derneği yöneticilerine benim de olduğum ortamda aynen şöyle dediniz: "Vatan savunması yapıyorsunuz, sizleri tebrik ediyorum." dediniz, aynen böyle dediniz.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Hayır, hayır.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Sayın Bakan, ben getiririm belgeleri; size sunacağım. Size getireceğim belgeleri hem de kameralı görüntü kayıtlarını getireceğim size.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Yok.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Neyse; siz "yok" diyebilirsiniz, ben size getireceğim.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Bilmediğim bir meseleyi bana orada anlatırsınız.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Şimdi, Sayın Bakan, ilginç bir olay var: Cerattepe'de...

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU - Artvin'le ilgili hiç bilmediğim bir mesele.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Sayın Bakan, tabii, olabilir.

Ben size şunu anlatayım. Şu anda Cerattepe'de maden çıkartılan yerde -Jandarma Genel Komutanımız da burada- maden şirketinin görevlilerinin nöbet tutması gereken yerde jandarma görevlileri nöbet tutuyorlar. Bakın, dikkat edin, bu iş adamı da çok özel bir iş adamı. Yani halka ilgisi olan iş adamının nöbet tutturması gereken yerde özel güvenlik görevlileri değil jandarma görevlileri nöbet tutuyorlar jandarma konteynerlerinin içerisinde özel güvenlik görevlileriyle beraber. Sanıyorum Jandarma Genel Komutanımız bu konuda duyarlılık gösterir. Sayın Bakan, bunların üç öğün yemeklerini yani Mustafa Kemal'in askerlerinin üç öğün iaşesini o iş adamının şirketinden karşılıyorlar; sabah, öğlen, akşam yemeklerini Cerattepe'de maden çıkartan şirket karşılıyor. Bundan hiç rahatsız değil misiniz? Ben Mustafa Kemal'in askerlerinin o iş adamının karavanasından yemek yemesinden yöre milletvekili olarak rahatsızım. Siz rahatsız mısınız değil misiniz onu merak ediyorum Sayın Bakan. Bu utanç hepimize yeter diye düşünüyorum.

Sürem kalmadı, hepinize saygılar sunuyorum.