BEDRİ SERTER (İzmir) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Bakan, öncelikle sunumunuz ve verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz. Türkiye'nin tekelleşen rejimine sürüklenmesiyle beraber, parlamenter sistemin ve kurumların içinin boşaltılmaya çalışıldığı görülmekte. Bu nedenle, bakanlıkların iç işleyişi, sistemlerinin de Türkiye Cumhuriyeti devletine yakışır hâlde olup olmadığının sorgulanması gerektiği açık. Ayrıca, 15 Temmuz 2016'da yaşanan darbe girişimi sonrası en büyük temizliğin yapıldığı kurumlardan birinin de Bakanlığınız olduğu verdiğiniz rakamlarla anlaşılmakta. Bakanlığınızdan ihraç edilenlerin sayısının 43 binin üzerinde olduğunu, 5 binin üzerinde kişinin de uzaklaştırıldığını söylediniz. Ülkenin iç işleri kimlere emanet edilmekte, merak etmekteyim.

Sunumunuzda, bugün ülkemizde çeşitli statülerde 4,7 milyon yabancı bulunduğunu belirttiniz. Bu rakam Türkiye nüfusunun yüzde 5'inden bile fazla. Bu da bana gelecekte çok boyutlu, büyük problemlerle karşılaşabileceğimiz kaygısını yaşatmakta. Çok merak ediyorum, sizler bu kaygıları ne şekilde yaşıyorsunuz. Hepimizin farklı yaşlarda çocukları var ve çocuklarımızın bir gün yetişkin oldukları da, bugün "göçmen" dediğimiz bu kişilerle karşılaştıklarında başta sosyal ve kültürel anlamda ciddi problemler yaşayabileceklerini bugünden görmekteyim. Bunun için de sadece güvenlik temelli değil, insani boyutlu olan acil önlemler alınmasını partim adına da talep etmekteyim.

Bir sahil şehri İzmir'in vekili olarak bugün sunumunuzda duyduğum bazı detaylara dikkat çekmek istiyorum. Sahil Güvenlik Komutanlığının sahil gözetleme radar sisteminin güvenlik yapısını yüzde 90 oranında tamamladığınızı söylediniz. Oysaki daha çok yeni bir örnek yaşadık. 10 Ekim tarihinde İzmir'in Karaburun ilçesi açıklarında batan ve 9 kişinin öldüğü, 25 kişinin kaybolduğu kaçak göçmenleri taşıyan tekne faciasından, o tekneden çıkıp yirmi sekiz saat sonra suda yüzerken bulunan 30 yaşındaki bir Iraklı kadın sayesinde haberdar olduk. Bunu hatırlatmak istiyorum.

Yine bir İzmir Milletvekili olarak, söylemeliyim ki, size bağlı Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığının sorumlulukları alanına giren kara sularımızda ve kara yollarımızda kaçak göçmenlerin gündem olduğu olaylar dur durak bilmiyor ve bu durum sadece İzmir özelinde değil, Ege Bölgesi'nde ve vahim tablolarla ortaya çıkıyor. Her ne kadar siz bugün insan tacirlerine dair birtakım rakamlar vermiş olsanız bile kaçak göçmenleri kendine çıkar kapısı yapan çetelerin çoğaldığını da biliyoruz. Yine siz bugün gözaltına alınan bu organizatörlerin 4.913'ünden 1.165'inin tutuklandığını söylediniz. Bu rakamlar bile bu insan tacirlerine dair etkin önlemler almadığımızı bize anlatıyor. Bu konuda kurumlarınızın sahadaki görevlilerini de daha duyarlı olmaya davet etmekteyim.

Yine sizin verdiğiniz bilgilere göre, Fırat Kalkanı ve Zeytindalı Operasyonları sonrası 280 bine yakın düzensiz göçmen ülkesine geri dönmüş, ancak 23 bini denizlerde olmak üzere, 234 bin de fazla düzensiz göçmen de kolluk kuvvetlerimiz tarafından yakalanmış. Ülkesine dönenler kadar, ülkemiz üzerinden kaçmaya çalışan düzensiz göçmenler olması göç sorununun istenildiği noktada çözüme ulaşmadığını göstermekte.

Bunun yanı sıra, kara yollarını kullanarak ülkemizin içinde herhangi bir güvenlik tedbiri olmadan gezen ve düzensiz göçmenleri taşıyan kamyonlar kaza yapmaya devam ediyor. Bu da çok yeni bir örnek. Bir ay önce, İzmir'in Menderes ilçesinde, kaçak göçmenleri taşıyan bir kamyonet devrildi. Maalesef bu faciada 22 düzensiz göçmen hayatını kaybetti. Ben de olay yerine gittiğimde feci bir tabloyla karşılaştım. Üstelik bu kaçak ve düzensiz göçmenlerin büyük bir kısmı kadın ve çocuklardan oluşmakta. Bu da olayın boyutlarının insani, sosyal, ekonomik ve kültürel pek çok yanının olduğunu ortaya koymaktadır. Bu olayın bir başka çok yönlü boyutu ise güvenlik sorunu. Ben bir milletvekiliyim...