| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifi (2/1286) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 15 .11.2018 |
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Sayın Başkanım, gerçekten çok önemli bir konuyu tartışıyoruz. Ben yıllarca da avukatlık yaptım hatta sayın vekilimiz de icra müdürümüzdü bizde. Her yer Ankara gibi değil ve her borçlu da bilinçli değil. Şimdi, eğer siz takip talebine, talebinin ekine borcun dayanağı olan belgeyi koymadığınız zaman borçlular bu borcun nereden kaynaklandığını öğrenemeyeceklerdi. Dolayısıyla İcra İflas Kanunu'nun genel hükümlerine de aykırı bir işlem yapmış olacaktınız. Yani icra hukuk mahkemelerinde bu takiplerin hepsi tak tak iptal olacaktır çünkü Yargıtayın uygulaması var. Eğer siz bu belgeyi koymamışsanız takip iptal ediliyor ve yeniden biz diyoruz ya: İcranın işini azaltmak için bu kanunu çıkarıyorsunuz. Siz böyle yaptığınız zaman icra mahkemelerinin ve icra dairelerinin yükünü aslında 2-3 katına çıkaracaksınız.
Bir de şu gerçeği de Türkiye gerçeğini de göz önünde bulundurmak lazım: Uygulamada sadece kimlik fotokopisiyle telefon hattı veren bir sürü şeyler var. Düşünün ki sizin kimlik fotokopiniz bir şekilde ele geliyor, sizin haberiniz olmadan sizin adınıza bir sürü telefon numaraları alınıyor ve kullanılıyor. O telefondan kaynaklı takiplerle karşılaşabilirsiniz. Dolayısıyla bu belge mutlaka olacak ki vatandaş onu görebilsin. Yani bu borcun dayanağı ne, hangi telefondan kaynaklanmış, hangi abone sözleşmesinden kaynaklanmış bilmesi gerekiyor. Düzenleme bu hâliyle sakattır, bu kanunun amacına da hizmet etmeyecektir. Yani sadece makine tek sayfaya ayarlanmış diye böyle bir şey olmaz. Buna mutlaka bir formül bulmak lazım. Bu yasa bu şekilde çıkarsa sakat çıkacaktır yani sakat doğacaktır. Ben bu hususun özellikle Komisyon tarafından dikkate alınmasını talep ediyorum.