KOMİSYON KONUŞMASI

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, BİRLEŞİK METAL-İŞ Sendikası greve gitti. Henüz daha grev ertelenmeden, ben, Mersin'de ÇİMSETAŞ'ın önündeki grev çadırını da ziyaret ettim ve oradaki insanlarla görüştüm. Ben çok eminim ki siz de orada olsaydınız, onlarla biraz sohbet etseydiniz bugün bizim bu önerdiğimiz maddeye "Hayır." demezdiniz. Gerçekten insanlar Hükûmete güvenmek istiyorlar ve diyorlar ki: "Bizim işimiz ile millî güvenliğin ne alakası var? Her grev ertelemede bir millî güvenlik öne sürülüyor ve sanki grev ertelemek vakayıadiye hâline gelmiş oluyor." Ve bunlar, işçiler, çadırlarında eşleriyle, çocuklarıyla, anne, babalarıyla beraber; yediden yetmiş yediye herkes oradaydı. İstedikleri de çok bir şey değil Sayın Bakan. Anlaşmazlık olabilir. Biz gerçekten önemli bir sorun varsa grev ertelenmesin demiyoruz, bu maddede diyoruz ki: "Türkiye'nin genel olarak sağlığını tehdit eden bir durum varsa olabilir ama bunun da kararını Danıştay hemen versin, Hükûmetin iki dudağı arasında olmasın." Siz de diyorsunuz ki: "Halk Hükûmete güvenmiş." Doğru, halk Hükûmete güvenmiş, oy vermiş ama bir yandan da demiş ki: "Hükûmet hata yapabilir. Muhalefet, sen de bunu denetle." Siz görevinizi yapmaya çalışıyorsunuz, biz de sizi denetlemeye çalışıyoruz. Getirdiğimiz bu önergeyle Hükûmetin zor durumda kalacak bir şeyi yok. Gerçekten ülkenin sağlığını ilgilendiren bir şey varsa grev ertelensin, değilse grevi ertelemeyin, çözün. Bu insanların istedikleri çok şey değil; sadece, alın terleri kurumadan haklarını istiyorlar. Öyle dünya standartlarında, Avrupa standartlarında bir hak da istemiyorlar; Türkiye koşullarına uygun haklarını istiyorlar. Ama, eğer, işçi sınıfı attığı her adımda karşısında Hükûmet güçlerini, kolluk kuvvetlerini, işverenleri bulursa bu bir sosyal patlamaya doğru gider Sayın Bakan. İşçiler attıkları her adımda karşılarında Hükûmeti buluyorlar. Ya, Hükûmet güvenilir bir kurum olmak durumunda. İşçinin hakkını savunurken tabii ki işverenin de hakkını savunacak ama, eğer işveren kâr ediyorsa bu ettiği kârı paylaşacak, bunun başka bir yolu yok. Bu iş için grev ertelemek bizce insani boyutta değerlendirilemiyor, bizim anlayışımıza göre değil.

Grev çadırını ziyaret ettim, ertesi gün gittim -grev çadırı kaldırılmıştı sizin erteleme kararınızdan sonra- inanın, insanlar mutsuzdular, ölüm sessizliği vardı. Bunlardan ne verim bekleyeceksiniz siz? Hiçbir verim bekleyemezsiniz; işi yavaşlatırlar, geç gelirler, hakikaten çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalırız. Sorunların çözümü sorunları ertelemekle olmuyor. Erteleme mekanizmasını hayati önemi olan mekanizmalara bağlayıp karar mercisini de yargı yaptığınız zaman hem Hükûmet bu işten kurtulur hem işverenler size baskı yapmaktan vazgeçer hem de işçi hakkını almış olur. Söylediğimiz şey budur, bu kanun maddesindeki amaç da budur. Grev ertelemesinin de sosyal devlet anlayışından uzak olduğunu, sadece her şeyin sermayenin tekeline bırakılması olduğunu görüyoruz. Bu nedenle de bu maddenin kabulünü istirham ediyoruz.