| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifi (2/1286) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 15 .11.2018 |
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Şimdi, biz tabii, arkadaşlarımızla çalışırken burada 23'üncü maddenin (13)'üncü fıkrası, malum, iş hukukunda "İki saate kadar ücreti anlaşma olmazsa devlet karşılayacak." hükmü var. Aynı hususu buraya da dercettik. Efendim, her iki taraf da tacir, her iki taraf da işletme sahibi; anlaşamazlarsa niçin devlet bunu ödemek durumunda kalsın? Bu konu uzunca da konuşuldu çünkü Maliye Bakanlığı da bu yükün altına girmeyi çok arzu etmiyordu. Daha sonra iş mahkemesindeki anlaşılamayan hususlara ve ödediğimiz paraya baktığımızda elde edilen menfaat, çözülen ihtilafların sayısı, ortaya çıkan toplumsal menfaat devletin bu külfeti de üstlenmesini, eğer anlaşma sağlanamazsa ara buluculuğun ücreti kimden alacağı belli olmadığından dolayı ara buluculuk merkezindeki avukat arkadaşlarımız mağdur olup sistem çökmesin diye bunun da devletin üzerine, Adalet Bakanlığı bütçesine konulması kuralını getirdik ki sistem daha iyi yürüsün diye.
Az önce Bankalar Birliği temsilcisi değerli sınıf arkadaşım Muammer Bey'in söylediği husus da 23'üncü maddenin (16)'ncı fıkrası, bu fıkrada koruma tedbirleri yani ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirdeki bir hafta ve on günlük takibe girme ve dava açma süreleri işlemeyeceği, ara buluculuğa gittiğinde eğer ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir almak istiyorsa alacaklı bu hakkını, müracaat etsin, alsın, ara buluculukla ilgili sistemi uygulasın; anlaşma sağlanırsa onun sonucuna göre, anlaşma sağlanamazsa zaten tedbir ve ihtiyati haciz devam edip o süreler de düşmediğinden dolayı bir mağduriyet oluşmasın diyoruz.
Bence tabii, biz iyi çalışıldığını düşünüyoruz. Mutlak surette iyinin daha iyisi var, sonuç itibariyle insanız, hata yapma, eksik bırakma ihtimalimiz de var. Genel Kurula kadar eksik gördüğümüz hususları da dile getirip onları da düzeltmek elimizde ancak biz ihtilafları, hâkim sayısını ne kadar çok artırırsak artıralım, mahkeme sayısını ne kadar çok artırırsak artıralım verilen kararlarda "Ben bu karara razıyım." duygusunu oluşturmadığımız müddetçe bu sorunları çözme şansımız yok. İşte ara buluculukta benim görüşüm "Karşı tarafla uzlaştım, bir noktaya geldim ve ben bundan mutluyum, razıyım; dolayısıyla artık gideceğim bir istinaf, temyiz, itiraz yok." diyor, bu açıdan son derece faydalı bir iş yapacağımızı ümit ediyorum.
Hepinize teşekkür ediyoruz Sayın Başkanım.