KOMİSYON KONUŞMASI

NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yaşamın her alanında olduğu gibi tarımda da tarihî hafızamızı yok etmeye çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bundan on, on iki bin yıl önce "Dicle Fırat Havzası" dediğimiz Yukarı Mezopotamya'da doğal dirençli kırma tohumlarımız olan emmer ve einkorn türü buğday tohumlarımız nerede?

Geleneksel tarımda, insanlık tarım sayesinde tüketebileceğinden çok daha fazla ürün üreterek ve bunları depolayarak savaşlara, kıtlık ve açlıklara, salgın hastalıklara karşı türünü güvenceye almıştı ancak 21'inci yüzyılda geleceğimizin tarımının yürürlükte olan tarım ve doğa politikalarıyla her gün biraz daha tehdit altına girdiğini görebilmekteyiz.

AKP'nin on altı yıllık iktidarında Türkiye'de tarımsal üretim, üreticinin ihtiyacı veya toplumsal ihtiyaçtan ziyade AKP'nin kendi oluşturduğu yandaş firmalardan oluşan tekellerin kâr marjını artırması amaçlanmıştı. Dolayısıyla AKP'nin tarım politikası dar gelirliyi, yoksulu önceleyen bir politik yaklaşımın ötesinde neoliberal politikaların uygulayıcısı olan kapital sermayeli şirketlerin kâr marjını önceleyen bir anlayış çerçevesinde şekillenmektedir.

AKP'nin çıkardığı yeni tohumculuk kanunuyla köylü tek kullanımlık hibrit tohumları kullanmaya zorlanarak atasından görerek ürettiği ve takasını yaptığı tohumların ticaretini oyun dışı bırakmıştır. Küresel şirketlerin tohumluk üretimi, satışı, dağıtımı yasal koruma altına alınarak yerel tohum üretimi ve ticareti engellenmiştir. Bu yolla tarım üretimimizde son on altı yılda faaliyet yürüten 25'e yakın yabancı firmanın sadece 4 tane uluslararası tekelin Türkiye'deki pazar payı yüzde 58,2'ye çıkmıştır. AKP'nin iktidarı döneminde tarımsal alan 26,5 milyon hektardan 23 milyon hektara düşmüş yani 3,5 milyon hektar alanı betona dönüştürmüşüz.

Türkiye'de biyolojik çeşitlilik çok zengin olmasına rağmen, en zengin bir kıtaya tekabül eden bir zenginliğe sahip olmasına rağmen, Türkiye'de koruma alanları yüzde 9, bu oran dünyada yüzde 17'dir. Ülke olarak 177 ülkeden 133'üncü sırada yer almaktayız.

Otuz yıl önce dünyada kendi kendine yetebilen 7 ülke arasında iken üzüm, kayısı, fındık, fıstık ve narenciye çeşitleri dışında -belki buna bir iki ürün daha katabiliriz- bütün tarımsal ürünlerin ithal edilmesi izlenen tarım politikalarının sonucudur.

Son yıllarda mazot, gübre, elektrik, su gibi tarımsal girdilerin maliyetinin çok yüksek olmasından kaynaklı üreticimiz tarımsal üretimden vazgeçmek zorunda kalmıştır, bırakılmıştır. Tarımda son yıllarda aşırı gübre ve ilaç kullanarak üretimde dönemsel artış olur ancak toprağın bağışıklık sistemini çökerterek ileride hastalıklı gıdaya mahkûm olacağız.

Kapitalizmin yoksulluk üzerinden toplumu kontrol etme anlayışı Türkiye'de AKP'nin ortaya koyduğu politik yaklaşımlar aracılığıyla sergilenmektedir. AKP, kırsal alanlarda yaşayan üreticinin üretim alanlarını daraltarak onları sosyal yardımlar üzerinden yoksulluğa mahkûm etmektedir. Bir yanda da son otuz yıldır kürdistanda çatışmalı süreçten kaynaklı 3.500 köyün boşaltılarak meraların ve yayların kullanımını yasaklayarak Kürt halkının üretim gücünü kırmaya yönelik politikalar uygulanmıştır.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bu söylediklerinin hepsi yalan yanlış. Doğru söylemiyorsun, atıyorsun. Ayıptır!

NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Bu politikalar sonucu kürdistanda hayvancılık bitme noktasına getirilerek Türkiye'ye hayvan ve et ithalatı artmıştır, dışarıya bağımlı hâle gelmiştir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Neresi orası, tarif et, biz de bilelim.

NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Sayın Başkanım, demin orman yangınlarına müdahaleyi kırk beş dakikadan on beş dakikaya indirdiklerini söyledi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Arkadaşlar, biraz ahlak, biraz vicdan! Dersim'de bir hafta bu yangınlar devam etti. Hükûmetin Dersim, Hakkâri ve Şırnak gibi Kürt illerinde ormanları...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne Kürt ili kardeşim? Bu milletin illeri oralar ya! Ezberlemiş konuşuyorsun. Ayıptır ya!

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

Sayın Ceylan, buyurun.

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Sen de fikirlerini söylersin ya!

NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Fikir özgürlüğüdür ve fikirlerimizi...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne fikri? Bu fikir değil.

BAŞKAN - Sayın Ceylan, buyurun.

NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Sınırları aşarak Afrin'deki zeytinlikleri yok etmesi sadece tarım çetelerine hizmet etmemektedir.

BAŞKAN - Sayın Ceylan, buyurun.

Arkadaşlar...

NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Aynı zamanda tarihsel olarak Kürt düşmanlarının ekonomik alandaki politikasını göstermektedir.

BAŞKAN - Sayın Ceylan...

İBRAHİM AYDIN (Antalya) - "Kürdistan" diye bir şey yok.

BAŞKAN - Ben "Var." mı dedim ya!

İBRAHİM AYDIN (Antalya) - Sözünü geri alsın.

BAŞKAN - Ne yapayım yani? Ben "Var." mı dedim? Hayret bir şeysiniz ya!

NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Bugün de 50 bin tonun üzerinde Afrin zeytini 8 Kasımda Zeytin Dalı Gümrük Kapısı'ndan çıktığı biliniyor. Bu ganimet ve talan politikalarından vazgeçilmelidir.

BAŞKAN - Sayın Ceylan, buyurun.

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Teşekkür ediyorum.

NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Benim bu Meclisten dileğim, ülkenin en önemli meselelerinin başında, Kürt ve kürdistan karşıtlığı politikalarından vazgeçerek bu meseleyi barışçıl ve demokratik zeminde gündemine alarak...

BAŞKAN - Sayın Maçin, yeter artık. Sayın Maçin tamamdır.

NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Bu tarihî meselenin çözümünün 27'nci Döneme nasip olmasını diliyorum.

BAŞKAN - Sayın Maçin...

NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Bu meselenin çözümünün 27'nci döneme nasip olmasını diliyorum.