KOMİSYON KONUŞMASI

BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bakanlığınıza ait Sayıştay denetim raporları incelendiğinde, birçok kalemde muhasebeleştirme işlem ve kayıtlarının doğru ve eksiksiz tutulmamış olduğunu görüyoruz. Bu da Bakanlığın milyarlarca liralık kaynağının denetimden uzak kullanıldığı anlamına geliyor. O yüzden şeffaflıktan uzak rakamlar üzerinden bir değerlendirme yapmaktan ziyade, genel tarım politikalarınızın yanlışlığı üzerine konuşmak daha doğru diye düşünüyorum.

Geçen seneden çok daha az bir miktar bu sene Tarım Bakanlığı'na ayrılmış. Bu da demek oluyor ki geçen sene çiftçinin yararına atamadığınız her bir adımı atamayacak, yapamadığınız yatırımları yapamayacak, ödemediğiniz hiç bir teşviki yine ödemeyeceksiniz. Yani tarıma yine yatırım yok. Bu bütçeyle çiftçiye ve üretime dönük doğru adımları atmamız mümkün değil. Tarım sektörünün sorunları çok fazla. Örnekler üzerinden somutlaştırarak açıklamak istiyorum.

Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesi der ki: "Tarımsal destekleme programlarına bütçeden ayrılacak kaynak gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'inden az olamaz." Bakanlığınızın 2007'den 2017 yılına kadar gerçekleştirdiği son on bir yıldaki tarımsal destek miktarı toplam 92 milyar TL'yi buluyor. Ancak Tarım Kanunu'na göre bu süredeki destek miktarının en az 141 milyar TL olması gerekiyordu. Yani arada çiftçiye ödenmesi gereken ancak ödenmeyen asgari 49 milyar TL'lik bir fark söz konusu. Şu an görüşmekte olduğumuz bakanlık bütçesinden çok daha büyük bir miktarı siz çiftçiye borçlusunuz zaten. Bu mağduriyeti nasıl gidereceksiniz ?

Gübre, mazot ve tohum gibi Bakanlığınızca her yıl çiftçiye ödenen destek bu sene çoğu üründe hâlâ ödenmemiştir ve ne zaman ödeneceği de belli değildir. Destek verdiğiniz ürün kalemleri de yetersiz. Mesela zeytinyağına destek veriyor ama zeytine vermiyorsunuz. Sonra üzüm... Çiftçilerimizin geçim kaynağı, ekmek kapısı, ekonominin vazgeçilmezi. Üzüm üreticisi mağdur, maliyetler artıyor, emeğinin karşılığını alamıyor. Gübre o kadar pahalandı ki çiftçi artık gübresiz ekim yapıyor. Artış, döviz kuru bahane edilerek yapıldı ama kur düştü, fiyatlar düşmedi. Hastalık ve zararlılara karşı ilaçlama yapamıyor. Bu durumda ürün miktarları düşecek, bu da etiketlere yansıyacak. Tüketici yine tüm tarımsal ürünleri çok pahalıya tüketecek. Bu kısır döngüden nasıl çıkılacak?

Cumhurbaşkanının "Et fiyatlarının artmasının talepte olan fazlalıktan olduğunu düşünüyorum." diye bir açıklaması oldu. 2010 yılından beri et ithal ediliyor zaten. Et ithal etmenin bir çözüm olmadığını, yerli hayvancılığın desteklenmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyorum ve bu bütçe ile bu desteklemeyi nasıl başaracaksınız öğrenmek istiyorum.

Sizin de aylık kişi başı et tüketiminin 15 kilograma ulaştığı ve bunun toplumsal refahın artışı olduğunu ifade eden bir açıklamanız oldu. Bu da, herkesin günde yarım kilo et yediği anlamına gelir. Bu aylık kişi başı 15 kilogramlık et tüketimi sizin ve tüketicinin cephesinden neden bu kadar farklı görünüyor açıklar mısınız?

TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR PAKDEMİRLİ - Yıllık, yıllık.

BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) - Dediniz ki: "Türkiye'nin etle ilgili bir sıkıntısı yok. Diyetisyenler bile diyor ki 40 yaşına kadar kuzu, 40 yaşından sonra da kuzunun yediklerini yiyeceksiniz. Vatandaşlarımız biraz beyaz ete yönelirse bu sorun ortadan kalkar." Ben 40 yaşını geçtim Sayın Bakan. Bana "Et yeme." diyorsunuz, bu sorunu... Salona da bakıyorum şöyle, 40 yaşından yaşı az olan insan yok yani buradaki kimsenin et yememesi gerekiyor eğer tamamen sorulacaksa bu sorun.

BAŞKAN - Ben öğlen tavuk yedim seni bilmiyorum ama.

BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) - Sorunu bu şekilde nasıl çözeceğinizi çok merak ediyorum açıkçası.

Beyaz et sektörünün hâli de içler acısı. 14 bin üretim tesisinden yaklaşık 3 bin tanesi kapanmış durumda. Beyaz et sektöründe büyük firmalara piliç yetiştiren işletmelerin elektrik, kömür, veterinerlik gibi giderleri günden güne artıyor. Her alanda karşılaştıkları bu maliyet artışları yine dönüp dolaşıp vatandaşa yansıyor. Sayın Bakan, vatandaş beyaz eti de yiyemiyor zaten.

Tarım Bakanlığı, diğer bakanlıkların aksine yaklaşık iki yıldır personel alımına çıkmadı. Konuyla ilgili verdiğimiz soru önergelerine bir cevap alamıyoruz. Sayın Fakıbaba, ziraat mühendisi, orman mühendisi, veteriner hekim, teknisyen, tekniker ve gıda mühendisleri için 10.551 kişilik alım yapılacağı müjdesini vermiş, "Bir şey söylüyorsam doğrudur." diyerek atama bekleyenleri sevindirmişti. Bugün itibarıyla Bakanlığa herhangi bir alım olmadığı gibi, konuyla ilgili herhangi bir açıklama da yapılmamakta. İnsanlar umutla bekliyor. Bu atamaları ne zaman yapacaksınız?

Soru önergesiyle size sormuş olduğum ama yine cevabını alamadığım bir konu daha var. Et ve Süt Kurumu 27 Eylül 2018 tarihinde 7 bin 500 ton kemiksiz lop et için ihale açmış ve son başvuru tarihini bir gün sonrası olarak ilan etmişti. Bir günde bu ihaleyi nasıl yaptınız? Hangi şirkete verdiniz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)