KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Sayın Genel Müdürüm, burada Komisyon üyesi Sayın Mustafa Tuncer Bey'in anlattığına göre, ona ilaveten bir şey söylemek istiyorum.

Tabii, bu fizibilite zamanında yapılıp da iki yıl öncesi satışı yapılsaydı ihaleye çıkarılıp bu gayrimenkuller, yüzde 40'lık gibi bir rakamla satılacaktı yani 100 lira tespit edilen gayrimenkul bedelini 40 liraya banka almış olacaktı. Yani banka yüzde 40'ıyla aldığı zaman gayrimenkulün daha sonrasında yükselmesiyle bankanın ne kaybı vardı? Banka burada şahsen, çok açık ve net, o şirketi korumuştur, korumaktadır. Şu andaki gelişmeler, Sayıştayın denetimindeki bize belirtmiş olduğu rakamlar veya daha sonra devamlı ertelemeli bilirkişi tespitlerinin yapılması bunu göstermektedir. Ben ticarette böyle bir şey görmedim. Yani bir bankanın alacağını bilirkişiye tespit ettirip -gayrimenkul bedelini- o bedel üzerinden satışa çıkarılıp satışı yapılmayan bedel üzerinden de bankanın kendisine kalması mümkünken bu neden yapılmadı acaba? Mümkünatı vardı mı bunun. Yüzde 40'lık bir durumla kendi üzerine kalması gerekiyordu bankanın. Banka şahsen görevini yapmamıştır, şirketi korumuştur, bir iki yıl sonrasında yeniden fiyat tespitine giderek daha hâlen paranın, gayrimenkulün yükselmesi, alacağın alınmaması gibi bir durum mevcuttur. Bu doğru değildir arkadaşlar. Bu açık ve net gözüküyor. Biz taciriz yani biz milletvekili olduğumuz kadar da ticarette yapılanları, olanları görebiliyoruz. Burada resmen şirket üzerinde bankanın bir kayırması ve kollanması söz konusudur. Sayıştayın bu konuda gerekli tedbirleri yeniden ortaya koymasını talep ediyoruz.