LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, ben nöbetçi grup başkan vekiliyim, müsaade ederseniz, eğer Zeybek de müsaade ederse konuşma yapıp gitmek istiyorum uygun görürseniz.

KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Olur, olur, tabii.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Türkkan.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Öncelikle konuşmalara dikkat ettiğimde şunu gözlemliyorum Sayın Genel Müdür: Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu sıkıntılardan bize gelen şikâyetlerin tamamında bir finansman dar boğazı var ve insanlar ekonomiden, bu resesyondan çıkışın yolunda size göz dikmiş yani hiçbir yerden umut kalmamış gibi herkesin umudu sizde. Hem Bankalar Birliği Başkanı olarak hem de Ziraat Bankası Genel Müdürü olarak bu resesyondan çıkışta çok ciddi bir sorumluluk üstlenmiş durumdasınız. Sanayicilerin, çiftçinin, küçük esnafın içinde bulunduğu durum gerçekten içler acısı, bunu siyasi bir taassupla söylemiyorum. Buradaki diğer partideki milletvekili arkadaşlarımız, bizler, sahada siyaset yapan insanlarız. Gittiğimiz yerde insanların en çok bahsettiği şey, dükkânı siftah etmeden kapatıyoruz, fabrikaysa işçi çıkartıyoruz, eğer ithalata bağlı üretim yapıyorsa ithalatta problem yaşıyoruz hem dövizin yükselişi hem de akreditif açma konusunda. Dolayısıyla burada ekonomiyi, Türkiye'deki ekonomi yönetimini biz başarısız buluyoruz, bu aşikâr, bunu sık sık da dile getiriyoruz ama diğer arkadaşlar gibi ben de gözümü size diktim. Siz bu piyasaları hareketlendirecek herhangi bir çalışma yapıyor musunuz? Bankalar Birliğinde piyasaları nefes aldıracak böyle bir çalışmanız var mı? Bir zamanlar "nefes kredisi" diye bir şey çıktı ortaya ama o kredinin de nefesi çabuk kesildi, arkası çok gelmedi. Böyle bir çalışmanız var mı, piyasayı hareketlendirecek, piyasadaki esnafı umutlandıracak? İnsanlar bu Komisyondan çıktıktan sonra, hafta sonu seçim bölgesine gittiğinde, biz Ziraat Bankası Genel Müdürüyle konuştuk, Sayın Hüseyin Aydın aynı zamanda Bankalar Birliği Başkanı, bize verdiği böyle bir müjde var, dolayısıyla biraz dişinizi sıkın diyebilecek mi? Bunu sizden duymak istiyoruz.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Türkkan.

Buyurun Sayın Zeybek.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Zeybek, çok teşekkür ediyorum, sağ olun.

KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Ben teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, değerli...

BAŞKAN - Sayın Genel Müdürümüzün açıklamasını duymayacak mısınız Sayın Türkkan?

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Vekâlet bende Başkanım.

BAŞKAN - Öyle mi, vekâlet sizde mi, peki.

Siz hafta sonu seçim bölgesine giderken duymadan giderseniz diye...

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Ben duyarak giderim, hiç merak etmeyin. İkide Genel Kurulu erteleme imkânım yok, keşke olsa.

BAŞKAN - Açıldı Genel Kurul Sayın Türkkan.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Ben nöbetçiyim, mecbur bulunmak zorundayım.