KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, basınımızın değerli temsilcileri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle tüm İslam âleminin Mevlit Kandili'ni kutluyor; dün kaybettiğimiz Edirne Milletvekilimiz Erdin Bircan'a Allah'tan rahmet, ailesine ve tüm sevenlerine de başsağlığı diliyorum.

Kültür ve Turizm Bakanlığımızın 2017 yılı kesin hesap ve 2019 bütçesinin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Kültür ve Turizm Bakanlığımız sahip olduğumuz doğal güzellikler, tarihî ve turistik değerlerimiz göz önüne alındığında önemli bir bakanlığımızdır. Bugün Göbeklitepe gibi insanlık tarihinin ilk tapınağı ve dünya tarihini yeniden yazdıracak bir değerin üzerinde oturuyor olmamız değerlerimizin anlaşılması açısından da çok önemlidir. Bu nedenle Sayın Bakan Bakanlığınızın sorumluluğu çok büyüktür. Bir de yeni eklenen kurumlarla birlikte bu sorumluluğunuz daha da artmıştır. Siz turizm sektöründen gelen birisiniz, önceden tecrübeniz var, başarılarınız var, çalışmalarınızda fark yaratmanızı dileyerek sözlerime devam etmek istiyorum.

Öncelikle Sayıştay raporlarından birkaç noktaya değinmek istiyorum çünkü burada bütçeyi konuşuyoruz, bütçe hakkını, bütçenin nasıl kullanıldığına değineceğiz. Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesine baktığımız zaman denetim görüşünü etkilemeyen tespit ve değerlendirmelerden ben birkaç tanesine değineceğim. Çok fazla bulgu var tabii, bu bulguların hepsine burada değinmemiz süre açısından mümkün değil, birkaç tanesine değineceğim. Yurt dışı ön ödemelerin yasal süresinde mahsup edilmemesi, 2464 sayılı Kanun gereği alınan eğlence vergilerin eksik tahsil edilmesi gibi bulgular. Şimdi, Sayın Bakan, zaten genel olarak hem kurumlarda hem de Bakanlığın bütçesinde Sayıştay raporlarına göre birçok muhasebesel hatanın yapıldığını görüyoruz ama Bakanlık olarak bu konuda kendinizi yalnız hissetmeyin, bugüne kadar görüştüğümüz bütün bakanlıkların maalesef raporlarında bununla karşılaştık ne yazık ki. Sayıştay raporlarındaki bulgulara göre Bakanlık tahsil etmesi gereken gelirleri de tahsil edememekte ve Bakanlık zarara uğratılmakta. Biraz önce bahsettiğim iki tespitin, toplanmayan paranın kamuya toplam zararı yaklaşık 47 milyon TL. Evet, sizden önceki dönemlere ait Sayıştay raporları ama Sayın Bakan sizler tarafından bunların dikkatle incelenmesi ve bu açıkların, bu kayıpların bir an önce giderilmesi de gerekmektedir.

Yine Devlet Tiyatrolarıyla ilgili bir konuya değinmek istiyorum. Şimdi, burada tabii farklı bir konu var. Ben değinilen bulgulara değinmeyeceğim. Denetim görüşünü etkilemeyen tespit ve değerlendirmelerde temsillerde görevlendirilmeyen sanatçılara teşvik ikramiyesi ödenmesi gibi bir uygulama var. Şimdi, teşvik ikramiyesinin -yine Sayıştay raporlarına göre- olağanüstü gayret ve çalışma gösterilmesi ve başarılı olunması kriterine göre ödendiği ama hiç görev almayan sanatçılara da bu teşvikin ödendiği belirtilmekte. Şimdi, buradaki savunma da müdürlükçe görev verilmeyen sanatçılar teşvik ikramiyesi dışında bırakılmamaktadır, zira rol verilmemesi sanatçının isteği dışında olmaktadır. Maaşlarının zaten düşük olduğu bu durumda teşvik ikramiyesini de alamayan personelin ücret ortalaması düşük kalmaktadır. Sayın Bakan, bu teşvik ikramiyesi o zaman amacından tamamen çıkmış durumdadır. Buna yeniden bir düzenleme getirilmesi gerekmektedir ki gerçekten emek veren... O zaman ya maaşlarda bir düzenleme yapılacak ya da bu teşvik uygulamasında yeniden bir düzenlemeye gidilecek. Tabii ki görev almayan sanatçılarımızın da mağdur olmaması lazım ama teşvikin de amacının dışında kullanılmaması gerekiyor.

Diğer bir konu -daha önceki dönemlerde de Sayıştay uyarmış ama gerekli düzenleme yapılmamış- örneğin özel hesap kapsamında -bu da Yurtdışı Türkler Akraba Topluluklarıyla ilgili- gerçekleştirilen iş ve işlemlerin 5018, 4734 ve 4735 sayılı Kanun hükümlerine tabi olmaksızın yürütülmesi. Daha önceki dönemde uyarılmasına rağmen düzeltilmeyen bulgulardan bir tanesi bu. Neden uyarılmasına rağmen bu bulgular düzeltilmez? Biz bir dahaki seneye yine bunları mı konuşacağız? Bunu da sormak istiyorum size.

Bir de son olarak Vakıflar Genel Müdürlüğüyle ilgili bir paylaşımda bulunacağım. Bulgu 5, denetim görüşünü etkilemeyenler arasında. Tabii, birçok bulgu var, 18 bulgu. Restorasyon karşılığı kiraya verilen yerlerden elde edilecek gelirlerin hesabının sağlıklı olmaması. Şimdi, Sayın Bakan, burada yine bir kamu zararından bahsedebiliriz. Bir kovanın altı delikse içine ne kadar su doldurursanız doldurun alttan kaçaklar olur. İşte o deliği biraz tıkamak lazım. Bunları o yüzden bugün sizlerin gündemine getiriyoruz. Muhalefet olarak uyarı görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz.

Şimdi, burada da elde edilecek gelirlerin hesabının sağlıklı olmamasında dikkatimi çeken bir durum oldu. Yani sözleşmeye göre yeminli mali müşavir ya da vergi dairesi onaylı sunulması gerekirken bu bilgilerin, dilekçeyle iletildiğini yazıyor Sayıştay raporu. Yani, bu idarelerin ilgili yıla ait cirolarının bir dilekçeyle sunulduğu. Yani bazı kiracılar, gelirlerinin söz konusu işletme dışındaki başka faaliyetlerinden kaynaklandığını iddia ederek size sunmuyorlar, dilekçeyle yani uygun olmayan, kurallara uygun olmayan şekilde gelir bildiriyorlar. Bunlar ciddi gelir kaçaklarıdır Bakanlığınızın. Bu kadar kriz ortamında, hatta Bakanlığınızın bütçesi yükseliyormuş gibi gözükürken dövize endekslendiğinde düşmüş ise bunlara çok daha fazla dikkat etmeniz gerektiğini düşünüyorum Sayın Bakan.

Şimdi, faaliyet raporlarıyla ilgili bir tespitimi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Sayın Kuşoğlu konuşmasında Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumunun kullanılmayan ödeneklerinden bahsetti ne yazık ki. Ben de Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığının 2017 Faaliyet Raporu'ndan birkaç şey paylaşmak istiyorum. Örneğin 45 adet basılmış yayımın hepsini tabii inceleme şansımız bulunmamakta ancak baktığımız zaman, dikkatimi çeken, 2017 yılında yayımlar arasında "171 Soruda Başkanlık Sistemi" diye bir kitabın basımını gerçekleştirmiş bu kurum ve bin adet bastırmış, istiyorsanız yazarını da paylaşırım. Bu kurumlar daha Atatürk'le ilgili, dilimizle, tarihimizle ilgili çalışmalarını bile yerine getirmezken yeterince, neden böyle bir yayına imza atmıştır, bunun da açıklanmasını rica ediyorum? Mesela, Atatürk'ün Nutku'nun tüm dünyaya tanıtılması amacıyla 4 adet yayımın dillere çevirisi yapılmamıştır. Hâlbuki, burada, şu elimde gördüğünüz işte, faaliyet raporunda, burada bir taahhütte bulunulmuş bu faaliyet raporunda ve bu taahhüt maalesef yerine getirilmemiştir. Sayfasını da söyleyeyim, sayfa 63 ve 64'te bulabilirsiniz bunları. Hedef 2, yıl sonu gerçekleştirme tahmini 2, gerçekleşen sıfır diyebiliriz. Yine, Atatürk, Atatürkçü Düşünce ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ve gelişim sürecinin anlaşılması için koyulan hedeften 5 konferans gerçekleştirilmesi hedefi hiçle sonuçlanmıştır yani hiç konferans. Atatürk ve eseri hakkında gerçekleştirilecek radyo ve TV programı sayısı hedefi 3, gerçekleşme maalesef ki Sayın Bakan yine sıfır.

Yani, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığının ilgili hedeflerini gerçekleştirmemesini açıkçası yadırgadığımı sizinle paylaşmak istiyorum. Bunlar 2017 hedefleri. Siz o dönemde tabii ki Bakan değildiniz ama bundan sonrasıyla ilgili sorumlusu olduğunuz için de konunun, bunu sizlerle paylaşma ihtiyacı duyuyorum.

Yine, bütçeden sonra başka bir konuya değinmek istiyorum. Sunumunuz sırasında özellikle restorasyon çalışmalarıyla ilgili bölümde maalesef bir tartışma yaşandı restorasyonlarla ilgili. Biraz önce Antalya Milletvekilimiz Sayın Arı da bu konuya değindi. Ben şöyle söyleyeyim, Sayın Çelebi de burada zannediyorum, bir Ağrı elçisi olarak onun da beni daha dikkatli dinlemesini rica ediyorum. 2001 yılında Ağrı'ya ziyarete gittiğimde oradaki tarihî alanları gezerken İshak Paşa Sarayı'nı da Doğubeyazıt'ta gezmiştim. Ben o sarayı gezerken büyük bir şok yaşadım, bir restorasyon şoku. İnanamadım ve oradan bir tarihî eseri gezmiş olmanın mutluğuyla değil, bir restorasyon rezaletini görmüş olmanın üzüntüsüyle ayrıldım. Belki o günden beri de bu farkındalığım daha da fazla arttı. Şimdi bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Emecan, son cümlenizi alayım lütfen.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkanım, biraz müsaade etmenizi isteyeceğim.

BAŞKAN - Yok, Sayın Emecan.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Bakan, şu resme bakarsanız, restorasyonun son hâli İshak Paşa Sarayı'nda, sanırım İlber Ortaylı da paylaşmıştı. Bir PVC rezaleti diyebiliriz maalesef buna. O nedenle, bu hassasiyetimi de tekrar ben de paylaşmak istiyorum.

Sayın Başkanım, müsaade ederseniz, birkaç konu var değinmek istediğim maalesef bu süreyi yetmiyor.

BAŞKAN - Ama, zamanınız...

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bakın, yani başta kandili kutluyoruz, cenazemiz var, başsağlığı diliyoruz, Bakana "Hayırlı olsun." diyoruz, gidiyor üç dört dakikamız Sayın Başkan.

BAŞKAN - Kandili kutladık canım, bir sefer yeter yani.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - O yüzden lütfen biraz anlayış bekliyorum.

BAŞKAN - Her çıkanın da kutlamasına gerek yok, toptan hayırlı uğurlu olsun arkadaşlar.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Olsun, olsun.

Şimdi, turist sayılarımızın nasıl hesaplandığıyla ilgili birkaç şeye Sayın Bakan değinmek istiyorum. Şimdi, 2016 yılı sonrası yaşanan işte Rus uçağının düşürülmesi, ondan sonra turist sayımızdaki kayıplar, biraz hızlı geçeceğim, yüzde 50'li aşan turist kaybı falan. Yani göreceli olarak sayı bugün artmış görünse de kişi başı turist gelirimizin 500-600 dolar civarında olduğunu düşünürsek Avrupa ortalamasının neredeyse yarısında diyebiliriz yani en düşük gelir elde edilen ülke durumundayız.

Şimdi, bir şey sormak istiyorum size: Turist sayısının bu yıl 35 milyonu geçeceği söyleniyor. Ama, bu nasıl hesaplanıyor? Çünkü nüfusu 3,8 milyon olan Gürcistan'dan 2,5 milyonu aşkın turist geldiği söyleniyor, Bulgaristan'dan 1,5 milyon gibi bir rakamdan bahsediliyor. Çoğu çalışma amacıyla ya da günübirlik alışveriş amacıyla gelenleri yani bunları turist sayıp yine "Almancı" diye tabir edilen Avrupa'daki Türkleri de yabancı turist sayarak sayıların abartıldığını görüyoruz. Yani, bu sayı artar ama maalesef gelir artmaz. Yine, maalesef, o günlerden beri hâlâ ülkemizde yine turistlerin bizi tercih etmesi için sadece doğal güzellikler yetmiyor; hukukun üstünlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü, çocuk tacizleri, kadına şiddet, cinayetler, turistler bunlara da bakıyor Sayın Bakan.

Şimdi, demokrasi ve özgürlükler standardının yükseldiğini biz nasıl anlatacağız "Türkiye gitmeyin." diyen yayınlara? Şimdi, bunlar çok önemli. Yani hiç kimsenin düşüncesini rahat açıklayamadığı, bir "tweet" attı veya paylaşımları nedeniyle sabah beşte gözaltılar yapılan bir ülkeye turist nasıl gelecek? Bence Bakanlığınız açısından bunu da sorgulamanızı rica ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Emecan, lütfen toparlayalım. Sayın Gürer uçağı kaçıracak yoksa, yani az kaldı.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Kim kaçıracak?

BAŞKAN - Sayın Gürer uçağı kaçıracak.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sorun değil, biz devam ederiz yani burada.

BAŞKAN - Peki, gidebilir yani. Sayın Gürer size güle güle, Niğde için ben teşekkür ederim.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Başkanım, iki dakika toparlayayım o zaman.

BAŞKAN - Ama, on beş dakika oldu yani.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - İki dakikada toparlıyorum o zaman.

Yine, değerli sanatçımız Fazıl Say, yine milyonlarca dolar harcayarak tanıtmaya çalıştığımız ülkemizi parmaklarından dökülen notalarla daha iyi tanıtırken biz bu sanatçılarımıza gereken önemi maalesef verememekteyiz.

Birkaç kelime de İstanbul'la ilgili söylemek istiyorum. Yine turizmin merkezi, beşiği olan İstanbul'da Taksim beton yığınına dönüştü, gökdelenler maalesef dizildi. Mesela, nüfusu 1 milyon artıracak olan Kanal İstanbul'la ilgili ne düşünüyorsunuz Sayın Bakan? Ben bunu da öğrenmek istiyorum.

Bir de sizin için üzülüyorum çünkü yetkileriniz elinizden alınıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığının tahsis ettiği arazilerin tahsis yetkisi Cumhurbaşkanlığına devredilmiştir. Bu noktada, sizin artık karar veremeyeceğiniz de görülüyor, detayına zamansızlıktan dolayı giremeyeceğim.

Bir şeyi çok önemsediğimi söyleyeyim: Arkeologların çalışması, arkeoloji öğrencileri ve turizm meslek lisesindeki öğrencilerin stajlarıyla ilgili.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum artık.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Çünkü bu çocuklarımızın emekleri sömürülmekte.

Ben size sektörde bazı sorunlar var, ya soru bölümünde soru olacak soracağım ya da size yazılı olarak bana iletilen bu şikâyetleri ileteceğim çözülmesi için.

Bütçenizin hayırlı olmasını dileyerek, görevinizde size başarılar dileyerek sözlerime son veriyorum

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.