| Komisyon Adı | : | ÇEVRE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 14 .11.2018 |
BARIŞ AYDIN (Ankara) - Sayın Bakanım, tekrar çok teşekkür ediyoruz bu güzel ve verimli toplantı için.
Açılış konuşmanızda da bahsettiğiniz gibi, 2050 yılındaki rakamları söylediniz, dünyanın beklediği bir duruma dikkat çektiniz. Tabii, biz Komisyon olarak Komisyon Başkanımız ve tüm milletvekillerimizle -parti gözetmeksizin- çok uyumlu, çevrenin evrensel bir durum olduğu, dünyada da bunun bu şekilde kabul edildiği, ülkemizde de bunun bu şekilde kabul edildiği bilinciyle tüm milletvekili arkadaşlarımızla bu şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Tabii, dev gibi bir Bakanlığa, zor bir dönemde, özel sektörden, gelmiş, özel sektörün de tozunu yutmuş birisi olarak gelmiş olmanız çok memnuniyet verici. Böyle bir sorumluluğu üstlendiniz çünkü sahayı da bilen birisisiniz. Aynı zamanda, sahada ilgili bir konu geldiğinde bakan yardımcılarımıza, bürokratlarımıza anında ulaşıyor olmamız, gerektiğinde bürokrat arkadaşlarımızın ve bakan yardımcılarımızın uygunluğuna göre toplantılarımızda hoparlörü de açarak bu toplantılarda bilmediğimiz konularda cevap aldığımızdan dolayı, ayrıca bu koordinasyonu sağladığınızdan dolayı şahsınıza, tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum.
Ben farklı bir konudan bahsetmek istiyorum. Tabii, bu büyük Bakanlığın koordineli çalışması gerektiği bakanlıklar da var ve çalışıyorsunuz biliyorum, daha yakın zamanda Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla tarım arazilerinin tarımda kullanılması amacıyla kiralanması, çok uygun rakama kiralanması ve üreticinin artması için bir girişimizin oldu. Tabii, Millî Eğitim Bakanlığını da ilgilendiren, Turizm Bakanlığını, Enerji Bakanlığını da ilgilendiren konular var. Bu koordineli çalışmaların yapıldığından ben de eminim. Biraz özendirmek gerekiyor çünkü bilim, sanayi, teknoloji, savunma, inşaat sektörü çok fazla özendirici bir sektör fakat tarım, ziraat, gıda, hayvancılık konusunda gençlerimizi çok fazla özendirmediğimizi düşünüyorum. Ben de özel sektörden gelen bir milletvekili, dört yıl Türkiye Genç İşadamları Derneği Başkanlığı yapmış bir arkadaşınız, bir kardeşiniz olarak gitmiş olduğumuz üniversitedeki girişimciler toplantılarında çok konuşmacılar gelirdi ve gençler sıkılırlardı, salonu terk ederlerdi; ben salon daha boşalmasın diye, benden sonraki konuşmacılara da yer olsun diye... Çünkü gençlerin duymak istediği şey, eğitimlerinden sonra kariyerleri, nasıl para kazanacakları. Hepimizin hayatında yaşamış olduğu şeyler. "Arkadaşlar, ben size on dakika sonra, bir hafta içerisinde 5 bin dolar nasıl kazanılır, onu anlatacağım." derdim, konuşmanın sonuna kadar kimse salonu boşaltmazdı. Gençlerimizi özendirmemiz gerekiyor. Sizin genç bir iş adamı da olarak, tarım hayvancılık sektörünü de bilen birisi olarak -hem ailenizin, daha önce rahmetli babanızın da sektörle ilgili bakanlığı döneminde- sektördeki bilgilerinizle, tecrübeli bürokratlarımızla, bakan yardımcılarımızla, ilgili bakanlıklarla bunu koordineli bir şekilde sağlayacağınızdan eminim.
Çok farklı bir konuyu söylemek istiyorum: Doğal hayatı korumak, doğal hayatı korurken de doğal hayvanları korumak adına, avcılığın da caydırılması açısından, yasak avlanmanın da cezai müeyyidesinin artırılması için, bunu gerekiyorsa Adalet Bakanıyla da görüşerek bu konuya bir el atmanız gerektiğini düşünüyorum.
Madenci firmaların -daha önceki toplantımızda bir milletvekilimiz Çevre ve Şehircilik Bakanımıza iletmişti, sizin Bakanlığınızı da ilgilendirdiğini biliyorum- işleri bittikten sonra ormanları gerekli şekilde bırakmadıklarıyla ilgili bir sual oluşmuştu. Buna da dikkatinizi çekmek istiyorum. Gerekirse bunun teminatları alınsın aynı hâle gelmesiyle ilgili. Bu çalışmayı da dikkatinize sunuyorum.
İçişleri Bakanlığımızı belki ilgilendiriyor ama konu biraz da Bakanlığın konusu Sayın Bakanım. Dünyada örneklerinin olduğunu biliyorum, kanunlaşmadığını da biliyorum. Yalnızca kent hayvanlarının ve doğal hayvanların algılayabileceği bir şekilde şehir içerisinde ve kara yollarında hayvanları ses dalgalarıyla kovucu veya frekanslarından zarar görmeden uzaklaştırıcı şekilde araçlara... Biliyorsunuz, hem şehir içerisinde hem şehir dışında kara yollarında bir çok kazaya sebebiyet veriyor. Hayvanların, araçların önüne birden çıkması hem hayvanların ölümüne hem ciddi hasarlı kazalara hem insan ölümlerine sebep oluyor. İşte, bu kedi olabiliyor, köpek olabiliyor, inek olabiliyor, birçok örnekleri var. Bununla ilgili dünyada da örneklerin olduğunu düşünüyorum. Gerekiyorsa bunun da yasalaşmasıyla ilgili bir çalışma yapalım. Ben Komisyon toplantımızda da arkadaşlarımıza bu öneriyi getireceğim. Sizin de dikkatinizi çekmek için bunu iletmek istiyorum.
Saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum.