| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a) Adalet Bakanlığı b)Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu c)Türkiye Adalet Akademisi ç)Anayasa Mahkemesi d)Yargıtay e)Danıştay f)Hakimler ve Savcılar Kurulu g)Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ğ)Kişisel Verileri Koruma Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 20 .11.2018 |
ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan; bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. 2002'den bu yana 18 yaşın altında 460 bin çocuk doğum yaparken 15 yaşın altında cinsel istismara uğrayan ve bu nedenle doğum yapan çocuk sayısı ise maalesef 15.937. 3.017 çocuk cezaevinde ve çalışan çocuk sayısı 1 milyonu geçti. Adalet Bakanlığının bütçesini görüştüğümüz bugün bu çocuklarımızın adil bir ülkede yaşama fırsatının verilmediğini, adaletsizliğin en çok da çocukları etkilediğini söylemek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, maalesef, Türkiye, Hukukun Üstünlüğü Endeksinde 113 ülke içinde 101'inci durumda. Adli yıl açılışlarının yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanlığı sarayında yapılması hukukun üstünlüğüne gölge düşürmektedir kanısındayım. Yargı mensupları kimsenin önünde eğilmesin ve önlerini iliklemesin diye cüppelerinde düğme olmaz, kimsenin etkisinde ve güdümünde kalmasın, bağımsız ve tarafsız olsun diye cüppelerinde cep de bulunmaz. Maalesef hukukun üstünlüğü ayağa kalkacağına yargı mensupları ayağa kaldırıldı ve önleri iliklendi. Bu şekilde devam ederse herhâlde endekste en son sırayı kazanacağız.
Rakamlara göre, elli yedi yılda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 7.286 ihlal kararı verdi, bunların 1.497'si Türkiye aleyhine. AİHM bugüne kadar ifade özgürlüğüne 650 ihlal kararı aldı ve bu 650 kararın 265'i Türkiye aleyhine ve maalesef 258 milyon lira bu siyasi iktidar döneminde tazminat olarak ödenme rekoru kırıldı.
Bugün için güzel ülkemizde yargının bağımsız olduğundan ve hukukun üstünlüğü ilkesinin hakim olduğundan söz edemeyiz. Bir süre önce "Yargının itibarı yerlerde sürünüyor." diye zaten yargının üst düzey temsilcileri de artık çığlık çığlığa bağırıyorlar.
Çok önemli bir hususa daha işaret etmek istiyorum; o da yargıda liyakat ve başarıya göre tayin ve terfiler yerine siyasal mülahazaların esas alınması yargıdaki işleyişi de kilitlemeye başlamıştır. Bakın, bunun yarattığı sorunları biz ağır bedeller ödeyerek 15 Temmuz hain ve alçak darbe girişiminde gördük. Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay 4 bin hâkim ve savcının işine son verildiğini açıkladı. Yine aynı hatayı yapmamak için çok daha dikkatli olmalı ve hak eden, yeterlilik sahibi ve konusunda objektif çalışabilecek hâkim ve savcılar yargı sistemine dâhil edilmelidir.
Önemli bir konu, teknik bir konu: Yargıda adli tatil uygulamasının en önemli nedenlerinden biri de adli ara verme dışında mahkemelerdeki işlerin aksamaması, hâkim ve savcıların yıl içinde yıllık izin alarak işlerin sürüncemede bırakılmaması düşüncesi. Ancak son yıllarda özellikle kürsü hâkimlerinin adli tatil dışında sık sık izin ya da rapor kullanması, izinlerini bölerek kullanmaya çalışmaları nedeniyle duruşmalar ertelenmekte ve adalet gecikmektedir. Buna bir çözüm bulunması gerekiyor Sayın Bakanım.
Ve çok önemli: Mübaşir arkadaşlarımızın -avukat olanlarımız bilir- adliyenin en önemli yükünü çekiyorlar, idari sınıfa geçmelerini talep ediyorum. Genel idari hizmetler kadrosuna alınırlarsa aradaki eşitsizlik giderilebilir düşüncesindeyim.
Bunun yanında, avukat meslektaşlarımızın görevi de her geçen gün güçleşiyor. Bunun için avukatların yargı mekanizması içinde yeri ikinci bir konum yerine anayasal güvenceye kavuşturulması gerektiğine işaret etmek istiyorum.
Bu arada, Sayın Bakanım, CMK zorunlu müdafilik ücretlerinin avukatlık asgari ücret tarifesi düzeyine çıkarılması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını sizden talep ediyorum. Kamu avukatları en az hâkim ve savcılar kadar bu devleti koruyorlar, çabalıyorlar ve hakları olan 3600 ek göstergenin onlara verilmesi ve görevdeyken de en az hâkim ve savcılarla aynı özlük haklarına kavuşturulması gereğine işaret etmek istiyorum.
Bunun yanında, adliyelerde pek çok sorun var. Adliyelerdeki bu sorunların çözülmesi için adli yargı komisyonlarına baro başkanlarının da girmesini düşünmenizi arz etmek istiyorum.
Son olarak Sayın Bakanım, Mersin için özel bir şey, Mersin'de çok güzel bir adliye kazandırıldı ama yanında boş bir arsa var. Mersin adalet teşkilatı da, Başsavcılık da buranın kamulaştırılmasını istiyor. Bu konuda da yazı yazmışlar. Eğer bu konuda da yardımcı olursanız Mersin'in belki yirmi-yirmi beş yıllık adalet sorununa da bir çözüm bulmuş olacaksınız yer açısından.
Teşekkür ederim.