| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a) Adalet Bakanlığı b)Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu c)Türkiye Adalet Akademisi ç)Anayasa Mahkemesi d)Yargıtay e)Danıştay f)Hakimler ve Savcılar Kurulu g)Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ğ)Kişisel Verileri Koruma Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 20 .11.2018 |
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sabrınız için teşekkür ederim. Gerçekten zor bir iş yapıyorsunuz, bunu görüyoruz, farkındayız. Şimdi, biz aralıklı gelmeye çalışıyoruz bütçeye, bütçenin gerçek sahipleri, Komisyon üyesi arkadaşlarım günübirlik, her gün takip ediyorlar. Başkanımız düzenli takip ediyor. Kolay bir iş değil, sabrınız için teşekkür ederiz ama işte adalet, adalet, gerçekten mümkün olduğu kadar her yerde sağlanmalı, temennimiz de o. Adalet yoksa ülke yıkılır; bu kadar net, bu kadar açık.
Şimdi, adliyelerin dağınıklığına ilişkin sabahtan bir açıklamamız oldu, bir vekil arkadaşımız da söyledi. Ben sadece bu sebeple İstanbul'dan Ankara'ya gelmiş bir avukatım Sayın Bakanım. Şimdi, o dönem, İstanbul'da adliyeler darmadağınıktı, Ankara'da tek adliye vardı. Çalışma koşullarının zor olacağı gerekçesi, ailemin de burada olması sebebiyle daha rahat bir ortamdı avukatlar için Ankara. O dönem geldik Ankara'ya, İstanbul'daki adliyeler birleştirildi, Ankara'dakiler darmadağın oldu, geldiğimize pişman ettiniz bizi Sayın Bakan. Yani "Birleştireceğiz." diyorsunuz. Ne zamandır görüşülüyor? Barolarla da görüşüyorsunuz, onların talepleri de var, biliyorum ama öncelik, bu Ankara Adliyesinin birleştirilmesi, hem de merkezi bir yerde yapılması lazım.
Şunu söyleyeyim: Avukat camiasında mevcut adliyeler konuşuluyor. Bir kere fiziki koşulu imkânsız olan yerler kiralanmış "Oralara dünyanın rakamları ödeniyor." şeklinde inanılmaz laflar dolaşıyor. Gerçekleri Sayıştay raporlarından görebilir miyiz, bilemiyorum ama başta fiziki koşulunun zaten adliye olmasının mümkün olmadığını hepimiz gördüğümüz hâlde, gidilmiş, oralar tutulmuş. Ankara bir an önce toparlanmalı.
Onun dışında, avukat arkadaşların çok ciddi talepleri var. Mesela bu UYAP sorgularından yetki istiyorlar. UYAP sorgularında yetki isteyip kendi dosyalarında yetkilerinin genişletilmesini istiyorlar. Çok basit bir talep aslında, yapılabilir. Bir görev suçu varsa da gereği yapılır zaten ama avukatlar bu konuda bir güven istiyor Sayın Bakanım.
Aylık kirası, bilemiyorum, teyit vardır ama Bakanımıza sunarım. Bir yerden geldi, teyide muhtaç olduğu için... Bilemiyorum ama söylerim. Çok ciddi rakamlardan bahsediliyor.
Şimdi, onun dışında, stajyer avukatlar sağlık güvencesi istiyor ve "Stajyer avukatlara ücret ödenemez." hükmünün kanundan çıkarılması isteniyor avukatlar tarafından.
Başka bir husus daha var. Avukatlar hassas bir iş yapıyor, çok hassas bir iş yapıyor; bütün suç unsurlarıyla -ya bir tarafa ya karşı tarafa- uğraşırken görevi gereği, çok ciddi suçlara maruz kalıyorlar. Avukatlara karşı işlenen suçlarda ceza miktarının artırılmasından tutun diğer etkili önlemlerin bir an önce alınması gerekiyor.
Onun dışında, ben Cezaevleri Alt Komisyonu üyesiyim. Bu dönem Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürümüzün bize yaptığı sunumdan anlıyoruz ki çok ciddi hak ihlalleri başvurusu oraya da yapılıyor ve bize de yapılıyor. Dört ayda 919 başvuru yapılmış İnsan Hakları Komisyonuna ve bunların 663'ü cezaevlerinden gelmiş Sayın Bakanım; çok ciddi bir rakam. Cezaevlerinin bir an önce daha iyiye evrilmesi lazım. Şimdi diyoruz ki 260 bin kişi kalıyor, 220 bin kişilik kapasite var. 40 bin kişi nerede kalıyor, nerede yatıyor, hangi koşullarda yatıyor? Şimdi, cezaevi açalım da demiyorum. Bakın, cezaevleri açış şeklimiz bile inanılmaz kötü. Bunun çözümü cezaevi açmak değil ceza oranını düşürmektir. Ceza oranını düşürdüğümüzde, ekonomiyi iyileştirdiğimizde, suç sayısını düşürdüğümüzde zaten cezaevlerine ihtiyaç duymayacağız. Ama bir vekiliniz, daha doğrusu sizin vekiliniz değil, AK PARTİ'li bir vekil, Yozgat Vekilinin "Cezaevleri bacasız fabrika. Hayırlı olsun memleketimize." diye bir izahı vardı. Aslında ülkede cezaevleri açmak değil, kapattığınız zaman ülke iyiye gidiyor demektir ama bir alkış tufanıyla cezaevleri açmak ülkenin geldiği hâli gösteriyor. Bunu üzülerek izliyoruz. Keşke her gün bir protokolle, bir coşkuyla, sırasıyla, ülkemizde cezaevine ihtiyaç kalmadı diye kapatsak.
Onun dışında, büyük büyük adliyeler kuruyoruz ve çok ciddi, geniş katılımlı yargılamalar oluyor. Bu demektir ki ülkede her geçen gün suç oranı artıyor ve artarak devam ediyor. Keşke ihtiyaç duyulmasa da adliyeleri de küçültsek. Ama büyük adliyelere ihtiyaç duymaya... Cezaevlerinde insanları yatıracak yer bulamadıktan sonra yeni yeni cezaevlerini hele hele bir de alkışla açmak bu ülkemin, güzel ülkemin kötüye gittiğinin göstergesidir; üzülerek belirtmek istiyorum.
Son olarak şunu söyleyeceğim: Ben de Çağdaş Hukukçular Derneği üyesiyim ve Genel Başkanımızın yargılandığı bir dosya İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinde. Bakın, 14 Eylülde yargılandılar, tahliye olduktan üç gün sonra yeniden tutuklandılar ve tutuklayan, daha doğrusu, tahliye eden mahkemenin üyelerinden birisi Başkan Vekili Kadir Alpar 18. Asliye Ceza Mahkemesine üye olarak atandı. 37. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Serkan Baş ise 15. Ticaret Mahkemesi üyeliğine atandı, hemen karardan sonra.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
Bu, vicdanlara sığmıyor. Kararı siz vermeyebilirsiniz, başkası vermeyebilir, yeri değişebilir ama bu kararın hemen sonrasında, üç gün sonra bu yerlere gönderilmeleri en basit haliyle akla şaibeyi getiriyor Sayın Bakanım.