| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi Genel Müdürlüğünün 2015 ve 2016 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 21 .11.2018 |
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Genel Müdürüm, Sayın Özelleştirme İdaresi Başkanım, değerli yöneticiler; hepiniz hoş geldiniz.
Ben özellikle Sayıştayın oradan başlayayım. Sayıştayın yüksek yoğunluklu tatlandırıcının ithalatının azaltılması politikasına uymamız gerekiyor, bunu çok önemsiyorum. İnşallah, bunu hep beraber takip edeceğiz.
Tabii, yine buralarda bir özelleştirme karşıtlığı başladı, bir özel sektör karşıtlığı başladı. Özelleştirilen fabrikalar yok pahasına satılmıyor burada ifade edildiği gibi veya kapanmıyor, tam tersine özel sektöre devrediliyor. Üstelik TÜRKŞEKER'in özelleştirme programına alınması tarihi, bildiğim kadarıyla, 2000 yılı. 2000 yılında özelleştirmeye yani rahmetli Ecevit iktidarı döneminde olmuş. Burada ilginç bir istatistik de var, Sayın Ecevit özelleştirmede AK PARTİ hükûmetleri öncesindeki iktidarlarda 1'inci; 6,4 milyar dolarlık bir özelleştirmede başbakanlar arasında en yüksek. Ondan sonra rahmetli Özal geliyor, o da 1,5 milyar dolar. Yani Ecevit'in özelleştirmeye verdiği önemi burada hatırlatmak istiyorum, bu kadar yeterli.
Üstelik bir de şöyle görmememiz lazım: Özel sektör çok başarılı işlere el atıyor. Örneğin, savunma sanayi gibi en stratejik bir alanda özel sektörün Türk savunmasında önemli katkıları olduğunu ve Fırat Kalkanı'nda, Zeytin Dalı Harekâtı'nda bunu görüyoruz. Yani İHA'ların, SİHA'ların özel sektör tarafından yapıldığını, tabii devletimizin kontrolünde, Savunma Bakanlığının kontrolünde çok başarılı işler yapıldığını ve SİHA'ların, İHA'ların özel sektörde yapıldığını da unutmayalım. Yani "Özel sektör stratejik bir alanda olamaz." diye bir kavrama katılmıyorum. Burada da yani 2000 yılından beri bir plan var, bu plan çerçevesinde özelleştirme yapılıyor. Bana göre de son yıllarda çok başarılı bir Özelleştirme İdaremiz var. Üstelik Özelleştirme İdaresinin ihalelerini ben yakından da inceledim. Gördük ki bir kere televizyon kameraları orada yani herhangi bir yanlışlığın olması mümkün değil. Ancak şeker fabrikalarının özelleştirilmesi de tabii ki Türkiye'nin Avrupa Birliğiyle, Avrupa ülkeleriyle rekabet edebilmesi için en önemli konu. Yani özelleştirme ülkelerin gelişmesinde, kalkınmasında önemli bir şeydir. Yani Sovyetler Birliği yıkıldığı zaman Sovyet Cumhuriyetleri, diğer ülkelerin, hepsinin Türkiye'den daha fazla özelleştirme yaptıklarını unutmayalım. Bu bakımdan, tabii ki dikkat etmemiz lazım, özellikle işçilerin korunmasına çok dikkat etmemiz gerekiyor, çiftçilerin hak ve menfaatlerinin korunmasına çok dikkat etmemiz gerekiyor. Bu kapsamda özelleştirmeye tabii ki Türkiye devam edecek çünkü bu bir çağın gereği yani özelleştirme karşıtlığının hem dünyada hem Türkiye'de gelecek açısından bir karşılığı olduğunu düşünmüyorum. Arkadaşlarımızın daha özenli, daha dikkatli bir şekilde, özelleştirmelerde Türkiye'nin hak ve menfaatlerinin korunması yönünde devam edeceklerine inanıyorum çünkü artık Türkiye devletçi politikalardan özel sektörü de reel ekonomiye katkıda bulunacak şekilde harekete geçirmeye mecburdur. Bankacılık sistemi de buna göre düzenlenmiştir Türkiye'de ve Türkiye, bölgede ve dünyada küresel bir güç olma yolunda hızla adımlarını atıyor. Bu çerçevede de özelleştirme karşıtlığını yavaş yavaş bırakalım diyorum ve Ecevit örneğini tekrar hatırlatmak istiyorum.
Teşekkür ederim.