KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Sayın Başkan, Sayın Genel Müdür; genelde toplantı şeker fabrikalarının satılması üzerine yoğunlaştı. Aslında TÜRKŞEKER'in çok daha önemli görevleri de var. Bunlardan birisi ve en önemlisi, olmazsa olmaz koşulu, şeker pancarının ve şeker pancarı üreticilerinin bu ülkede yaşatılması ve korunması.

Sayın Genel Müdür ve Yönetim Kurulu da çok iyi konuyu bilecektir, biliyordur muhakkak; şeker pancarı çiftçisinin bu ülkede tarıma kazandırdığı sulu arazi miktarını henüz DSİ kazandırmamıştır. "Şeker pancarı stratejik üründür." diyoruz ama tabii ki stratejiktir, işte sadece etinden, sütünden faydalanılan değil, şeker pancarı sayesinde bu ülkenin çiftçisi -şu anda aklımda değil ama- tahayyül edilmeyecek miktardaki susuz araziyi, hatta önce kullanılmayan araziyi tarım arazisi hâline getirmiş, daha sonra da o susuz araziyi şeker pancarının hatırına sulu arazi hâline getirmiştir. Bu bakımdan baktığımızda, öncelikle bu emeğin boşa çıkarılmaması gerekiyor ülkemizde.

Yine şeker pancarı çiftçiye öyle ahım şahım para kazandıran bir ürün değildir. Şeker pancarı diğer ürünlerle karşılaştırıldığında memur gibi bir üründür. Çiftçi şeker pancarını eker, o mahsulü on ay sonra teslim ettiğinde üç aşağı beş yukarı ne kadar para alacağını bilir ve ona göre bir sonraki senenin hazırlığını yapar. Bu bakımdan da aslında şeker pancarının geliri, gideri üç aşağı beş yukarı bellidir ve bu yüzden ürünler arasında da memur olarak nitelendirilir.

Şeker pancarı çok meşakkatli bir üründür, yetiştirilmesi çok zordur. Buna rağmen çiftçimiz ısrarla bu ürünü yetiştirmeye devam etmektedir. Yaklaşık 10 evresinde mazot harcamaktadır, dekara 6,5 litre ile 10 litre arasında mazot kullanmaktadır bir çiftçimiz. Yine, en az 6 defa sulamak zorundadır şeker pancarını çünkü şeker pancarı suyu çok seven bir mahsuldür, 6 defa sulamak zorundadır. Azot, potasyum, fosfor, çinko, bor içerikli gübreleri yılda en az 2 defa vermek zorundadır. Yine yabani otlarla mücadele anlamında, dekara 15 ila 25 kilogram arasında en az 2 defa ilaçlama yaparak mücadele etmek zorundadır. Bunların hepsi paradır ve hepsi peşin paradır. TÜRKŞEKER bazı konularda destekleme yapmaktadır, doğrudur ama geri kalan çoğunluğunu çiftçi kendi cebinden harcamaktadır.

Şimdi, 2017-2018 şeker pancarı kilogram fiyatı herhâlde 16 polar üzerinden yaklaşık 210 kuruş diye biliyorum. Bu 210 kuruş belli olduğunda ülkemizde henüz dolar çok düşüktü, mazot fiyatları düşüktü, gübre fiyatları hemen hemen yarı yarıya yakın düşüktü ve çiftçi bu 210 kuruş üzerinden masrafını yapınca kendisine en azından bir yüzde 15, yüzde 20'lik para kalacağını hesaplıyordu. Ama ülkedeki ekonomik kriz sonrasında 210 kuruş gerçekten maliyeti karşılamayacak duruma düştü. Bu, sizin de malumunuzdur. bu 2017-2018 kampanya dönemi istisnai bir durum oldu. Bu bağlamda TÜRKŞEKER'in bence birincil görevi çiftçiye bu seneye mahsus bir özel destekleme yapmasıdır şeker pancarıyla ilgili. Çünkü eğer 210 kuruşta bırakırsanız çiftçi de şeker pancarını yavaş yavaş bırakmak zorunda kalacak; çünkü kazancı giderini karşılamıyor. Ya mazot desteği ya gübre desteği somut olarak, en azından bu 2017-2018 dönemine istisna olmak üzere çiftçiye mutlaka bir destek yapılması gerekiyor. Bu yapılmazsa 2018-2019 ve devamı kampanya dönemlerinde çiftçi yavaş yavaş şeker pancarını terk edecek arkadaşlar. Bunu bilmenizi istiyorum. Samimi olarak söylüyorum çünkü bu konuda tarladan gelen biri olarak ve pancar üreticisi olarak.

Şimdi, özelleştirilen fabrikalarla ilgili şunu söylemek istiyorum: Geçen seneki KİT Komisyonu toplantımızda -yanlış hatırlamıyorsam genel müdürümüz değişmiş- fabrikaların özelleştirilmesi sorulduğunda TÜRKŞEKER buna çok sıcak bakmadığını doğrudan doğruya ifade edemese de dolaylı olarak ima etmişti ve gerekçe olarak da şunu söylemişti: "Biz bu satılacak fabrikaların birçoğuna çok yeni daha yatırımlar yaptık. Milyonlarca liralık yatırımlar yaptık." İşte Afyon Şeker Fabrikasına, Turhal Şeker Fabrikasına hem teçhizatlarda iyileştirme hem yeni paketleme sistemleri gibi yatırımlar yapılmıştı, 2018'de de bu yatırımlar özelleştirme yapılana kadar da devam edecek diye söylenmişti. Bu bağlamda aslında ben bu soruların cevabını önce sözlü istiyorum. Yazılı tabii ki teknik konularda verilebilir ama biz sözlü soruyoruz, sözlü de duyarsak iyi olur, kulak aşinalığı sağlanmış olur. Özelleştirme yapılan fabrikaların hangisine, 2018 yılı Nisan ayına kadar kaç liralık TÜRKŞEKER tarafından yatırım yapıldı her konuda? Bunu merak ediyorum.

4 tane fabrikanın devrinin gerçekleşmediği söyleniyor. Bu 4 fabrikanın devri niçin gerçekleşmedi? Bununla ilgili bir açıklama istiyorum. Kütahya Şeker örneği yaşanmış, muhtemelen de herhâlde yargı kararıyla bu aşılacak gibi görünüyor, inşallah seneye bu iş bitmiş olacak gibi benim anladığım.

Bu kesinleşen 9 şeker fabrikasının devri yapılırken bu fabrikaların arsaları da devredildi mi? Özellikle mesela benim bildiğim bölgemde işte Turhal'da, Çorum'da çok büyük fabrika arsaları var. Arsalar da mı devredildi, yoksa arsalar TÜRKŞEKER üzerinde kaldı, sadece fabrika teçhizatlarıyla birlikte, müştemilatıyla birlikte mi devredildi? Çünkü özelleştirme yapılacağı zaman arsaların devlet üzerinde, TÜRKŞEKER üzerinde kalacağı belirtilmişti. Bu hususun aydınlatılmasını talep ediyorum.

Bir diğer husus: Yanlış hesaplamadıysam, satışı kesinleşen 9 tane fabrikadan 4 milyar lira gibi satış bedeli elde edildiği görünüyor. Bunu da dolara çevirdiğimizde 800 milyon dolar gibi bir rakam yapıyor. Bu rakam sizce uygun mudur? Bir de bu satışlar niye yapıldı, zarar ediyordu, onun için filan diyorduk. Bu gelen 800 milyon doların 400 milyon dolarıyla uçak alınması da sizce uygun mudur? Bunu çok merak ediyorum.

Sevgili vekilimiz özelleştirmeye kaşı olmaktan bahsetti de özelleştirmeye hiç kimse karşı değil ama ihtiyaca göre ve doğru özelleştirme herkesin istediği. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesindeki ihtiyaç hâlen sunulmamıştır, gerekçe hâlen sunulmamıştır. Şimdi ben size birkaç örnek vereyim çok tartışmaya girmeden. Bafra'da sigara fabrikası vardı, Tokat'ta sigara fabrikası vardı, bu fabrikalar satıldı, özelleştirildi. Şimdi Bafra Sigara Fabrikasında ne olduğunu biliyor musunuz arkadaşlar, sigara mı üretiliyor? Tokat Sigara Fabrikasında ne olduğunu biliyor musunuz, sigara mı üretiliyor? Ben söyleyeyim: Tokat Sigara Fabrikasının önüne kocaman bir levha asmışlar "Hurda alınır, hurda satılır." yazıyor. Ben sigara içen biri değilim ama hatırladığım, bizim kendimize ait yerli sigaralarımız vardı. Diğer işte şu an Mey tarafından işletilen fabrikalara girmeyeceğim yani işte özelleştirilip de daha sonra bir firmaya üç katına, daha sonra onun tarafından da başka bir yere bir üç katına daha satıldığına girmeyeceğim, devletin buradaki zararını filan şey yapmayacağım ama şimdi bizim millî ve yerli sigaralarımız vardı, işte Maltepe vardı, Samsun vardı. Hatta işte "İç Birinci, ol devrimci" derlerdi benim çocukluğumda. Birinci vardı. Bafra vardı. Şimdi sevgili vekilim, bu sigaralardan bir tane sigara var mı, Maltepe var mı, Samsun var mı, Bafra var mı?

BAŞKAN - Sigara içmediğimiz için bilmiyoruz. Sigara içenler eğer...

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Sayın Başkanım, ben tütün üreticisiyim. 6 yaşımdan itibaren tütünün içinde büyüyen ve 6 yaşımda tütüne gitmek için sabahın üçünde gidilir, traktörü de kullanmayı öğrenen bir kardeşinizim.

BAŞKAN - Biz de biliyoruz traktör kullanmayı.

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - O yüzden içicisi değilim ama üreticisiyim, çok tütün sardık.

BAŞKAN - Evet, biliyorum.

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Doğrudur, sizin o bölgede aynı şekilde Sevgili Başkanım. Yani diyeceğim şu ki özelleştirmeler sonunda bu ülke sigarada bile ithale mahkûm oldu.

Toplantı için hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.