SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sayın Başkan, süremden kabul edilmemek üzere bir ricada bulunacağım. Hakikaten ülkemizin en büyük sorunu, çevre sorunları konuşulurken hiçbir arkadaşımız kendi sırası dışında kimseyi dinleme nezaketinde bulunmuyor. Buna dikkat çekmek istiyorum öncelikle.

BAŞKAN - Ben sürenizi yeniden başlatayım sizin.

Buyurun.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Hayır, ben zaten süremden kabul edilmesin istiyorum.

BAŞKAN - Ben de başlattım zaten.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Ayrıca, bunda da adalet istiyorum, az konuşan insanlara takdir hakkınızı lütfen kullanın. Yani süre uzatımı bir kısmına var, bir kısmına yok olmasın.

Süremin başlamasını istiyorum.

BAŞKAN - Süre uzatımı kesinlikle misafir milletvekillerimizin hiçbirine yok yani orada adaleti tesis ettim, sıkıntı yok.

Buyurun.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Hiçbirine yok.

BAŞKAN - Yok.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Bu, adalet sayılmaz, bugüne kadar olanların karşısında bize haksız davranıyorsunuz.

BAŞKAN - Bu adalettir, adalettir.

Buyurun.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Peki.

Sayın Bakan, değerli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bütçemizin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Ülkemizde irili ufaklı yaklaşık 15 bin aktif taş ve kum ocağı bulunmaktadır. Taş ve kum ocaklarında delici, kazıcı ve kırıcı ağır iş makinelerinin çalışıyor olması, ocaklarda kullanılan patlayıcılarla birlikte ciddi gürültü kirliliğine neden olmaktadır. Hem ocakların açılması ve işletilmesinden hem de bunların ulaşım hatlarının inşasından dolayı doğal bitki örtüsü tahrip edilmektedir. İşletmelerde kullanılan patlayıcı etkisi ve topoğrafya değişikliği nedeniyle oluşan heyelanlar ülke mirası olan tarihî dokuyu ve sit alanlarını tehdit etmektedir. Taş ve kum ocaklarının terk edilişi sonrasında yapılması gereken tesviyenin yapılmaması, önceden ayrılmış üst örtü toprağının yüzeye yeniden yayılmaması ve ağaçlandırma işlemlerinin büyük oranda denetim eksikliğine bağlı olarak göz ardı edilmesi sonucu, sadece ocağın kendisinin değil, yakın çevresinin de bozulmasına yol açmaktadır.

Jeolojik yapı değişiyor ve doğal denge bozuluyor. Normal akan dereler, çaylar zaman içinde sellere neden oluyor. Aşırı yağışlar sonrası birçok bölgede yaşam zorlaşıyor. Seçim bölgem olan Hatay'da da usullere aykırı faaliyet gösteren ve çevreye zarar veren taş ve kum ocağı sayısı oldukça fazla olup İskenderun bölgesinde her 2 kilometrede bir açılan ocaklar, dağları ve ormanları çıplak bırakarak içler acısı bir görüntüye de neden oluyor.

Taş ocaklarının çevreye verdiği en büyük zararlardan biri de ocaktan çıkan toz ve dumandır. Çıkan bu tozlar çevredeki bitki örtüsünün üzerine beyaz bir tabaka şeklinde örtülmektedir. Taş ocaklarının bulunduğu yere yakın olan tarım alanları da çıkan kireç tozundan dolayı kireçlenmekte, kireç de toprağın asit-baz dengesini bozduğundan toprak olumsuz etkilenmektedir. Yanlış madencilik faaliyetleri sebebiyle tarımsal ürünlerde rekolte düşmesi, tozlu ve lekeli ürün üretimi gerçekleşmektedir.

Sonuçta ortaya çıkan etki sadece doğal yapının değişmesine değil, aynı zamanda o ortamda yaşayan ve o ortamda beslenen insan, hayvan, bitki, tüm canlıların olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır. Ocaklardaki patlatma faaliyetleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından sıkı denetim altına alınmalı ve oluşan doğa tahribatı önlenmelidir.

İthal ekonomi, ithal tarım, ithal sanayi ve nihayetinde ithal hayvanlardan milletimiz bunalmış durumdadır. Ülkemizin et ihtiyacının karşılanabilmesi için Güney Amerika ülkelerinden canlı hayvan ithalatı yapılmaktadır ve bu ithalat faaliyetlerinin dolaylı yoldan çevreye verdiği zarar da göz ardı edilmektedir. İskenderun Limanı bölgesinden yayılan ve tüm İskenderun'u kapsayan katlanılmaz kötü koku ve son zamanlarda Hatay genelinde türeyen, canlı hayvan ve insan sağlığını olumsuz etkileyen Afrika sineği halkta büyük şikâyetlere neden olmuştur. Ayrıca, koku nedeniyle

İskenderun turizm konusunda da zarara uğramış, yerli turist gelmez olmuş, bölge halkı evlerinde oturamaz, lokantalarda yemek yenilemez hâle gelmiş, yapılan tüm başvuru ve şikâyetler sonuçsuz kalmış, İskenderun halkı mağdur duruma düşmüştür. İlgili bakanlıklarla ortak hareket edilerek, derhâl ikamet alanlarından uzak tahliye alanları seçilerek uçucu haşerelerle ve kötü kokuyla ilgili tedbirler alınmalıdır.

Şahsımın vermiş olduğu soru önergesi de aradan dört ay geçmesine rağmen Sayın Bakan tarafından hâlâ yanıtlanmamıştır. Anayasa ve ilgili mevzuatlar gereği on beş gün içerisinde cevaplamanız gereken önergeye hâlâ cevap vermeyerek görevi kötüye kullanma suçunu işliyorsunuz Sayın Bakan.

Her tahliye limanında halkın protesto eylemlerini duyan yok. Canlı hayvan gemilerinden kaynaklanan kötü koku bölgedeki mahallî idari amirlikler ve STK'lerin de gündemine gelmiş, yapılan toplantılarda ortaya çıkmıştır ki koku gemilerde biriken hayvan dışkısı ve ölü hayvanlar nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bu şekilde de basına yansımıştır.

Bu ticaret hem koku nedeniyle liman şehirlerini yaşanmaz hâle sokup halkı isyan noktasına getirmekte hem de insan ve canlı hayvan sağlığı ciddi tehlikeye girmekte, bakteriyel hastalıklar baş göstermektedir. Anguslar ve gemilerden kaynaklı oluşan çevre kirliliği ve yayılan hastalıkların önüne geçilmesi adına derhâl çalışma yapılmalı, doğa ve halk sağlığı koruma altına alınmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ettim Sayın Şahin.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sayın Başkan, ek süre istiyorum.

BAŞKAN - Yok, veremiyorum.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Herkese verdiğinizi vereceksiniz.

BAŞKAN - Kimseye vermedim, o yüzden.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Verdiniz, ben sayabilirim.

BAŞKAN - Kime verdim?

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Herkese verdiniz.

BAŞKAN - Kimseye vermedim.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Vermediniz mi?

BAŞKAN - Vermedim.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Peki, bir daha takipçisi olacağım. Sayın Başkan, verdiniz.

BAŞKAN - Sayın Şahin, vermedim.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Çok konuşan insanlara daha çok takdir hakkı kullanıyorsunuz. Mahmut ağabey kullandı, benim arkadaşım.

BAŞKAN - Neyi kullandı?

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Ek süre kullandı.

BAŞKAN - Mahmut Bey dört dakika konuştu.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, kadınlara birer dakika verebilirsiniz.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Rica ederim.

BAŞKAN - Niye, erkeklerin ne suçu var?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kadınlar azınlık.

BAŞKAN - Erkeklerin ne suçu var?

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Yok, bizde azınlık psikolojisi yok.

BAŞKAN - Hiç de azınlık falan değiller.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Pozitif ayrımcılık, pozitif ayrımcılık.

BAŞKAN - Kadınlar olmazsa sen olmazsın ya.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, daha az kadın var.

BAŞKAN - Hayret bir şey ya.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sayın Başkan, ek süre istiyorum.

BAŞKAN - Yok, ek süre vermeyeceğim ama konuşun.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Peki, teşekkür etmek için verdiğiniz sürelerden verin.

BAŞKAN - Buyurun, buyurun, kayıtlara geçecek, siz söyleyeceklerinizi söyleyin ama açmayacağım mikrofonu.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Efendim?

BAŞKAN - Mikrofonu açmıyorum ama tutanaklara...

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Peki, sözüm bitinceye kadar bekleyecek misiniz?

BAŞKAN - Bekliyorum, buyurun.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Peki.

Hayvancılık ülkemizde desteklenip teşvik edilerek canlı hayvan ithalatı durdurulmalıdır.

Bakanlığın üzerinde durması gereken konulardan bir diğeri de orman yangınları konusudur. Ülkemizde ciddi anlamda, özellikle Hatay'da son zamanlarda orman yangınları meydana gelmektedir. Erken müdahale edilmesi amacıyla orman yollarının inşası ve yangın emniyet yollarının inşa faaliyetlerinin araştırılarak tespit edilmesi ve çözüm önerilerinin belirlenmesi ile ülkemizin akciğeri olan ormanların korunması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı ortak hareket etmeli, çevre koruması adına gerekli önlemler ve iyileştirmeler yapılmalıdır.

Benim bölgem ağır sanayi bölgesi; lojistik, maden, tarım ve turizmin aktif faaliyet gördüğü yer. Özellikle İskenderun bölgesinde toz duman altında, şehirli nefes alamaz durumda. Hava kirliliğiyle ve deniz kirliliğiyle Çevre Bakanlığının hiçbir biriminin ilgilendiğini görmedim. Neden Hatay'da Çevre Bakanlığının varlığını hissedemiyoruz?

Su kaynakları sanayide soğutma suyu olarak kullanılıyor...

BAŞKAN - Artık teşekkür edeyim değil mi Sayın Şahin?

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Peki, teşekkür ediyorum.

Saygılarımla.