| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Çevre ve Şehircilik Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 21 .11.2018 |
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, yeni bütçenin öncelikle hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Tabii, ben özellikle sahillerle ilgili bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Millî Emlake ait veya belediyelere ait olan sahillerin işletilmesinde çok büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bunlarla ilgili belediyelerin veya diğer kurumların müracaatı sırasında da devlet gerçekten yakan top oynuyor. Oraya dilekçe veriyorsun, buraya gönderiyor; oraya gönderiyorsun, diğer bir kuruma yani devletin bütün kurumlarını dolaşıyor, belki bir belediye başkanının ömrü bir sahili kiralamaya yetmiyor görev yaptığı süre içerisinde. Sahillerin çoğunluğu da ya belediyelerin peşkeş çektiği birileri tarafından ya belli bölgelerde mafya tarafından ya da oteller tarafından kapatılmış durumda. Ben geçtiğimiz yıl -ismini söylemeyeyim burada ama- Muğla'da bir beldede deniz ile suyun birleştiği yerde yürüyorum, en son 2 güvenlik karşıma çıktı benim, dediler ki: "Buradan sonrası otele ait, yürüyemezsiniz." Yani deniz ile suyun birleştiği yerde yürüyorum. Bununla ilgili, Türkiye'nin her yeriyle ilgili... Sahillerin mutlaka tek elden işletilmesi lazım, hepsiyle ilgili mevzuatın aynı olması lazım ve sahillerde yani bariyer, güvenlik, koruma, ücret karşılığı gibi tedbirlerin olmaması lazım, plajların halkın plajı olması lazım yani bütün plajlara herkesin girebilmesi lazım. Bununla ilgili ciddi sıkıntılar yaşanıyor yani bununla ilgili bir çözüm üretmenizi öncelikle bekliyorum.
Tabii, bütün belediye başkanlarımız veya bakanlarımız, idare eden herkes kendi görev yaptığı süre içerisinde "Yeşil alanları biz 8 katına çıkardık, parkları 10 katına çıkardık, kamuya ayrılan alanları, sosyal tesisleri bu kadar artırdık." diyor ama maalesef kentlerin geleceği yok ediliyor. Nereye gidersek gidelim şu anda... Ankara'yı bir dolaşın, Ankara'nın imara yeni açılan bölgelerini bir gezin, bir de eski Ankara'yı bir dolaşın, eski Ankara'da yapılan parklara -sadece Ankara örneğinde ele alıyorum- bir bakın. Yani şu anda yapılan parklara zaten park demeye şahit istiyor, bütün parkların içerisine büfeler, lokantalar, tesisler, betonlar... Ve ortada parktan başka her şey var ama maalesef park kalmıyor. Parklara yapılacak olan işletmelerle ilgili de mutlaka belirli bir kriter konması... Bu, belediyenin keyfine bırakılmamalı. Kesinlikle ahşap ve çok küçük metrekareler dışında yapılacak inşaatlara müsaade edilmemesi lazım.
Tabii, ben hep bu konuya çok dikkat çekiyorum ama maalesef imar affıyla ilgili çok çarpıcı örneklerle karşılaşıyoruz Sayın Bakanım. Geçtiğimiz hafta Mersin'de bir tane vatandaş bir prefabriğin resmini çekiyor e-devletten imar affına müracaat yapıyor, daha sonra da karakola gidiyor "Benim prefabriğim çalınmış." diyor. Karakolda tutanak tutturuyor ve buna göre işlem yapmak istiyor. Sonra olay araştırılıyor, adam normalde prefabrik falan koymamış. Başka bir yere konulan bir prefabriğin fotoğrafını çekmiş, karakola gitmiş ve "Benim prefabriğim çalındı." diye de orada tutanak tutturmuş. Yani imar affında geldiğimiz noktanın vahametini anlayın. Devletin arazilerini koruyun, Millî Emlak Genel Müdürümüz de burada... Yani devletin malının ortasına birisi geldi bir prefabrik koydu, 30 metre, 50 metre, 100 metre bir bina yaptı, buna tapusunu vermeyin kardeşim, bunu hak sahibi yapmayın. Yani namuslu insanlar nasıl kendi tapulu mallarına inşaat yapıyorlarsa, ruhsat alıyorlarsa, kurallara uyuyorlarsa herkes kurallara uysun, devlet devletliğini göstersin. Yani devletin malını korumak hepimizin görevi, öncelikle Türkiye Büyük Millet Meclisinde yer alan herkesin görevi. Bu konuda hassasiyet göstermenizi bekliyorum. Yani elbette 14 milyon konut yapılmış... Yani bunun izahı yok, 14 milyon müracaat var. Bunun izahı yok, "Yıkacağız." diyoruz ama kaç tanesini yıkacağız, ne yapacağız? Aslında İmar Affı Yasası çıkarken biz bunu çok söyledik ama yerine getirilmedi. İnsanlara önce bir tapu sorulmalı. Tapu kutsal bir haktır yani insanın tapusu yok, gidiyor bir yere, başkasının arazisine, hazine arazisine veya belediyeye veya başka bir kuruma ait, vakfa ait bir araziye ev yapıyor, ondan sonra da gidiyor müracaat ediyor. Şimdi biz buna imar affından ruhsat veriyoruz. Yani bu çok önemli... En azından -en azından diyorum- arazinin değeriyle içine yapılan binanın değeri karşılaştırılsın bari, en azından bu yapılsın. Ve vakfın ya da hazine arazilerini işgal eden insanlara kesinlikle fırsat verilmesin Sayın Bakanım. Ya, bu, Türkiye'nin geleceği. Türkiye'nin elinde kalan, devletin elinde kalan arazi de zaten sınırlı, bu konuda mutlaka hassasiyet göstermenizi...
Seçim bölgem olan Mersin'de seçim döneminde ucuz konut yapılacağı, aylık 100 TL taksitle 1+1 veya 1+0 konut verileceği...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Şimşek, teşekkür ediyorum.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Son cümlem Başkanım, bitiriyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Mersin Teknik Üniversitesi kuruldu, teşekkür ediyorum emeği geçen herkese. Üniversitemizin hemen bitişiğinde FETÖ'den Millî Eğitime geçen bir okul var, üniversiteyle yan yana, bitişiğinde buranın. Buranın imam hatip lisesi yapılması... Şehrin dışında bir üniversite kurulmuş, bu binanın mutlaka üniversiteye devrolması lazım; bölgemiz, millî eğitim, aslında herkes bunu istiyor. İmam hatiplerin yarısı boş, yüzde 50'sinde doluluk yok. Bu binanın üniversiteye devrolması, rektörlük binası ve öğrenci yurdu olarak hizmet vermesi gerekir.
Tekrar yeni görevinizde başarılar diliyor, saygılar sunuyorum.