| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Hazine ve Maliye Bakanlığı b) Maliye Bakanlığı c)Gelir İdaresi Başkanlığı ç)Kamu İhale Kurumu d)Özelleştirme İdaresi Başkanlığı e)Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu f)Türkiye İstatistik Kurumu g)Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ğ)Hazine Müsteşarlığı h)Sermaye Piyasası Kurulu ı)Yatırımcı Tazmin Merkezi i)Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .11.2018 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, sunumunuzu izledik, bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi sonrası da ilk bütçeydi, bugün son bütçeye geldik çok şükür. Bu süre içerisinde nasıl bir devlet yapısıyla karşı karşıya olduğumuzu da gördük. Başbakanlığın neden kaldırıldığını bu süre içerisinde anlayabilmiş değiliz gerçekten de, 2 bin yıllık bir Türk devlet geleneği içerisinde çok önemli bir yer tutan, icrayı temsil eden Başbakanlığın neden kalktığını, yerinin nasıl dolacağını anlayabilmiş değiliz. Yani sadece cumhuriyette değil, bizden önce Osmanlı'da, Selçuklu'da, ondan önceki Türk devletlerinde de yer alan böyle bir gelenek neden kaldırıldı ve yeri nasıl dolacak anlayabilmiş değiliz.
Bu ayrı bir konu ama bu devlet yapısı içerisinde, bu devlet teşkilatı içerisinde Maliye Bakanlığının yeriyle ilgili de tereddütlerimiz var. Şimdi, Maliye Bakanlığı -siz izah etmeye çalıştınız- birçok fonksiyonunu icra edemez durumdaydı, sıkıntıları vardı, bir reforma ihtiyaç duyuyordu hakikaten yapısı itibarıyla. Ama bu şekilde bir yapı mı olacaktı tereddütlüyüm. Şimdi, mesela 13 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi var, Strateji ve Bütçe Başkanlığı Teşkilatı hakkında kararname bu, Başkanlığın görev ve yetkilerini sayıyor, birçoğu sizin de alanınıza giriyor. "Hazine ve Maliye Bakanlığıyla birlikte müşterek hazırlamak." diyor bu Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen temel hedef, ilke ve amaçlar çerçevesinde kalkınma planı, Cumhurbaşkanlığı programı, orta vadeli program, orta vadeli mali plan, yıllık program, sektörel mali plan ve programlar vesaire bütün bunları da müşterek hazırlamak, makro dengeleri oluşturmak, izlemek, değerlendirmek, sonraki maddelerde uygulamasını izlemek, sonuçlarını değerlendirmek, bunun nasıl olacağını anlayamıyorum. Dışişleri Bakanlığında da benzeri bir durum vardı, Dışişleri Bakanlığı da kendi görev alanındaki konuların bir kısmını Güvenlik ve Dış Politikalar Başkanlığıyla müşterek paylaşıyordu ama bunun nasıl yapılacağını anlamadım hakikaten. Yani böyle bir müşterek izleme, takip, bunun nasıl yürüyeceğini bilmiyorum. Gerçekten, Maliye Bakanlığı, Hazine de dâhil olmak üzere bir reforma ihtiyaç içerisindeydi ama garip bir yapının ortaya çıkmasından korkuyorum.
Sunumunuzda önemli konulara değindiniz. Bunlar hemen hemen her yıl geçmiş yıllardan itibaren var bende, bütün sunumlar, ta 2012, 2013'ten itibaren. Geçmiş yıllarda da benzeri şekilde her yıl sayın bakanlarımız, örneğin 2013'te vergilemede adalet ve etkinliğin artırılması, kayıt dışılığın azaltılması, mali disiplinin sürdürülmesi, istihdamın ve yatırımların teşviki, rekabet ortamının geliştirilmesi, bölgesel ve sosyal gelişim farklarının giderilmesi gibi çok konuya değiniyorlar. Çok fazla projeden bahsediyorlar, Bandrollü Ürün İzleme Sistemi, Mükellef Sicil Otomasyonu, Vergisel Uyum Analiz Modeli, Mükellef Değerlendirme Sistemi, e-defter, e-arşiv, e-tahsilat, e-tebliğ, e-bilet vesaire her dönem bunlar gündeme gelmiş. Ancak biz Maliye Bakanlığından bir türlü istediğimiz bilgileri, verileri alamıyoruz. Denetim konusunda büyük sıkıntılar var. Mesela 2 kere varlık barışı yapıldı, 2 kere. Sonuçlarını bilmiyoruz Sayın Bakanım, siz biliyor musunuz, bilmiyorum. Yurt dışından Türkiye'ye, yurt içine istenilen şekilde, vergisiz kaynak aktarımı, varlık aktarımı sağlanabilir, servet aktarımı sağlanabilir diye 2 kez kanun çıktı. Bundan kaç kişi yararlandı, ne kadar bir servet aktarımı oldu, bilgimiz yok. Bilmiyorum Maliye Bakanlığı biliyor mu? Geçen yıl sorduğumda Sayın Bakan "Bankalarla ilgili bir konu. Biz bilmiyoruz." demişti. Hâlbuki bilinmesi gerekir. Maliye Bakanlığının bilmemesi mümkün olabilir mi?
Mesela hedeflerden birisi AR-GE'nin desteklenmesidir. AR-GE'yle ilgili olarak bir ara daha yüksek rakamlara çıkıldı, çok önemli miktarlarda teşvikler verildi ama şu anda AR-GE millî gelir içerisinde yüzde yarımın altında bir yer tutuyor maalesef.
Mükellef sayıları itibarıyla bakıyorum, en son Ekim 2018 itibarıyla gelir vergisi faal mükellef sayısı 1 milyon 922 bin. 81 milyon nüfusu olan bir ülkeyiz. 60 milyona yakın seçmenimiz var. Yani 18 yaşın üzerindeki nüfus sayısı 60 milyona geliyor neredeyse ve bizde 1 milyon 922 bin mükellef var. Bütün bunların aşılması lazım.
Kayıt dışılık çok önemli bir problem. Kayıt dışılıkla ilgili sayın bakanlarımız yıllardan beri çok önemli şeyler söylüyorlar. Siz de bugün sunumunuzda "Türkiye'de kayıt dışı ekonominin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2002 yılında yüzde 32,4 iken 2016 yılında bu oranı yüzde 26,8'e düşürdük." demişsiniz. Yani tebrik ediyorum çünkü daha önce de 2015 yılında bunu "27'ye düşürdük." demişsiniz. Binde 4 oranında azalmış. Çok güzel ölçülüyor bu demek ki (!) Çok başarılı bir şekilde ölçülüyor kayıt dışılık. (!) Yok böyle bir şey tabii. Yani dalga geçer gibi böyle konulmuş bir rakam.
Ayrıca "Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı verilerine göre 2002 yılında yüzde 52,1 seviyesinden 2017 yılı sonu itibarıyla yüzde 33,9'a indirdik kayıt dışı istihdam oranını." demişsiniz. Bu 33,6'ymış bir önceki sene, çıkmış. Bunlar nasıl ölçülüyor, nasıl tespit yapılıyor, bilmiyorum Sayın Bakan.
Kamu-özel iş birliği çerçevesinde hiç bilgi alamadık. Çok önemli bir konu. Yani "kayıt dışılık" deyince devletin kayıt dışılığı da kamu-özel iş birliği. Ne olduğu belli değil. Ne kadar yük getireceği belli değil. Büyük bir sıkıntıdır. Geleceğimizle ilgili, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili çok önemli bir tehdittir. Bu sene de kamu-özel iş birliği çerçevesindeki yatırımlar için ne kadar ödenek konduğunu tam olarak bilmiyoruz. Tahminlerimiz var, çeşitli şekillerde rakamlar almaya çalıştık. Tabii, korkunç bu şekilde öğrenilmesi de, maalesef güzel değil.
Sayın Bakanım, ben, yine bu Sayıştay raporlarına gireceğim. Orada durumunuz daha farklı bir şekilde görülüyor. 2017 Sayıştay raporlarında Maliye Bakanlığıyla ilgili 18+8; 26 bulgu var. Yani çok da önemli bulgular bunlar. 18'i denetim görüşünü etkileyen bulgu Sayıştay tarafından Maliye Bakanlığına. Maliye Bakanlığı bu vaziyetteyse o zaman diğer bakanlıklara hiç bakmamak lazım. Yani diğer bakanlıkların kayıtları, kamu mali sistemine uyumları, mevzuata uyumları, hukuka adaptasyonları nasıl olur Maliye Bakanlığının bu seviyedeyse, merak ediyorum.
Bir tanesini dikkatinize sunayım, 12'nci bulgu bu: "Elden çıkarılacak stoklar ve maddi duran varlıklar hesabının gerçeği yansıtmaması."
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Vergi Usul Kanunu'na göre kaçakçılık suçu oluşur.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet, artık onun sonuçlarını biliyor olmaları lazım.
Yine, denetim görüşünü etkileyemeyen ama örnek vermek istiyorum, 3'üncü bulgu: "Genel bütçeli idarelere tahsisli kamu konutlarının sayısına ilişkin kayıtların gerçeği yansıtmaması." Tahsis türlerine göre kamu konutları raporunda 173.976 adetmiş, 2018 bütçe kanunu gerekçesinde ise 207.435 adet olarak yer alıyor. Önemli bir farklılık var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Maliye Bakanlığının kayıtlarının böyle olmaması lazım. Mesela Sayıştayın önemli bir bulgusu. Bunun Maliye Bakanlığına yapılmaması lazım. Yani Maliyenin böyle yapmaması lazım, Sayıştayın kabahati değil.
Bulgu 6: "Yedek ödeneğin geçmiş yıl gerçekleşmeleri dikkate alınmadan belirlenmesi."
7'nci bulgu: "Muhasebe birimi tahsilat hesabı bakiyesinin tek hazine tahsilat hesabına aynı gün aktarılmaması." Bunun için de epey bir mücadele edilmişti. Ama bu uygulamada belli ki sorunlar var.
Gelir İdaresi Başkanlığıyla ilgili olarak da Sayıştay denetim raporunda 9 bulgu var. 4 tanesi denetim görüşünü etkileyen önemli bulgular. Gelirlere ben yakıştıramadım tabii bu bulguların olmasını. 5 tane de denetim görüşünü etkilemeyen bulgu var. Ve 5'incisi özellikle iç kontrol sistemiyle ilgili. "İç kontrol sistemi yapılandırma çalışmalarının tamamlanamaması..." Hâlâ Maliye Bakanlığı içerisindeki kendi iç kontrolüyle ilgili çalışmaların tamamlanmaması denetim yapmakla görevli bir bakanlığın ne durumda olduğunu gösteriyor.
Hazine Müsteşarlığıyla ilgili de şartlı görüş var. 3+8; 11 bulgu var Sayıştay denetim raporunda. Bu denetim görüşünü etkileyen bulguların 3'ü de önemli. Çok önemli bulgular.
Darphane ve Damga Matbaasıyla ilgili 5 görüş var. Orada da şartlı görüş verilmiş. Damga Matbaası, Darphane devletin çok önemli bir kurumu. Çok güvenilir olması gereken bir kurum ama... Bakın, bulgu 1 "Stoklarda bulunan altınların mali tablolarda gerçek değeriyle gösterilmemesi ve gelir fazlasının hazineye aktarılmaması." diyor. Böyle önemli eksiklikler. "Satın alınan hazine malı altınların stok hesaplarında gösterilmemesi." Burası güvenli bir kurum.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığıyla ilgili olarak da denetim görüşünü etkilemeyen 6 bulgu tespit edilmiş. 2'sini dikkatinize sunacağım. Bulgu 5: "Özelleştirme işlemlerine ait değer tespit sonuçlarının kamuoyuna duyurulmaması." Özelleştirme idaresi de gerçekten ne yaptığını çok fazla bilmediğimiz işler yapıyor. Sayıştay raporuna da bu kamuoyuna duyurulmama işi girmiş vaziyette. Özelleştirme programına alınan taşınmazların mali tablolarda yer almaması da çok önemli bir tespit. Şeker fabrikalarıyla ilgili de en son buna benzer bir durum var. Hem kamuoyuna duyurulmaması hem de oradaki gayrimenkullerin durumuyla ilgili sıkıntılar.
Kamu İhale Kurumuyla ilgili Sayıştay denetim raporu da 3 bulgu içeriyor. Bir tanesi ilginç, sadece onu dikkatinize sunayım. "Üzerinde Kamu İhale Kurumu hizmet binası inşaatı devam eden arsaya kamu taşınmazlarının ekonomiye kazandırılması kapsamında trampa yoluyla el konulması." Bu ilginç. Bunun hikâyesine bakıyorsunuz bir tanesi galiba Çukurambar'da, birisi Yenimahalle'deki iki bina. Kamu kurumlarının böyle ilişkiler içerisinde olması, el koyması, kamunun zararına işler yapması da enteresan. Kamu İhale Kurumunun yapmaması lazım.
Yatırımcı Tazmin Merkeziyle ilgili benim de çok fazla bilgim yoktu. Burada da bir şartlı görüş verilmiş. Özellikle denetim görüşünü doğrudan etkilemeyen tespitleri var. "Düzenleme yapma yetkisi yönetmelikle Yatırımcı Tazmin Merkezinin yönetim kuruluna verilen hususlara ilişkin usul ve esasların uygulamaya konulmaması..." Yani bunlar uygulamaya konulmamışsa bu özel fondan, oluşturulan özel fondan bugüne kadar sınırlı sayıda yatırımcıya ödeme yapılabilmiş olması, uzun yıllar geçmesine rağmen iflas işlemlerinin hâlen devam ettirilmesi, bütün bunlar bu merkezin çalışmadığını gösteriyor Sayın Bakanım. O zaman bunları tutmaya gerek yok. "İdari para cezalarının tespiti, tahakkuku, tahsili ve takibine ilişkin etkin ve işleyen bir sistemin kurulmaması..." Yani hiçbir görevini yapmamış demek ki merkez.
BDDK'yle ilgili de 4 tespit var. 2 ve 4, önemli bulguların 2 ve 4'ü, dikkatinize sunuyorum, vaktim olmadığı için zikretmiyorum. Sermaye Piyasası Kuruluyla ilgili de 4 tespit var şartlı görüş verilmiş. Bir tanesini dikkatinize sunayım, önemli görmüşüm: "İlave iş gücü istihdamını gerektirecek herhangi bir durum yaşanmamasına rağmen 2017 yılında hizmet alımı yoluyla çalıştırılan personel sayısının 69'dan 112'ye çıkarılması." yani keyfî bir yönetim olduğu tespiti var. İstatistik Kurumuyla ilgili olarak da 2 bulgu söz konusu. Merkez Bankasıyla ilgili 4 bulgu söz konusu Sayın Bakanım.
Sayın Bakanım, işimiz zor, işiniz zor. Başarılar diliyorum size ekibinizle beraber. Bu yeni düzen içerisinde, nasıl olacağını bilmiyorum ama bildiğim kadarıyla Bakanlık çalışanlarının da morali çok iyi değil. Bunların düzelmesi, yapının çalışır hâle gelmesi lazım. Görüyorsunuz, vergi tahsilatıyla ilgili sıkıntılar, çok önemli sıkıntılar söz konusu. Vergi mükellef sayısı itibarıyla öyle. Yani mesela 2019'la ilgili bir örnek vereyim sadece, durumumuzu herhâlde özetleyecektir. Kurumlar vergisi tahsilat hedefiniz 74 milyar ve ilk bin mükellef bunun aşağı yukarı yüzde 80'ini karşılıyor, geri kalan... 800 bin mükellef olmuş, ilk bini yüzde 80'i, gerisi olmasa da olur vaziyette, hiç denetlenmiyor, iş yapmıyor, vergi ödeyecek durumda değil, öyle görünüyor. Sadece harçlar ve damga vergisine bakın, damga vergisi, biliyorsunuz, binde üzerinden alınır, damga vergisi çağdaş bir vergi değildir. Damga vergisi 21 milyar lira. Kurumlar vergisinin 74 milyar lira olduğu... Yüzde 22 biliyorsunuz kurumlar vergisinin oranı, damga vergisi binde seviyesiyle sözleşmelerden alınıyor, 21 milyar. Harçlar 27-28 milyar. Ne kadar büyük bir orantısızlık var, vergide ne kadar büyük bir adaletsizlik var, çok net olarak ortada. Bütün bunların giderilmesi için size başarılar diliyorum ekibinizle birlikte. Bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ederim.