| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Hazine ve Maliye Bakanlığı b) Maliye Bakanlığı c)Gelir İdaresi Başkanlığı ç)Kamu İhale Kurumu d)Özelleştirme İdaresi Başkanlığı e)Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu f)Türkiye İstatistik Kurumu g)Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ğ)Hazine Müsteşarlığı h)Sermaye Piyasası Kurulu ı)Yatırımcı Tazmin Merkezi i)Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .11.2018 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, basınımızın değerli temsilcileri, değerli bürokratlar; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyor, Hazine ve Maliye Bakanlığınızın 2017 kesin hesap ve 2019 bütçesinin ülkemize, memleketimize hayırlı olmasını diliyorum.
Tabii, bütçe görüşmelerinin Komisyondaki son günündeyiz. Zaman bulabildiğimiz kadar, 2019 bütçesiyle ilgili, açılış gününden itibaren bugüne kadar tüm bakanlıklarla ilgili yaptığımız görüşmelerde ülkemizde insanlarımızın daha fazla refah içinde yaşayabilmesi ve gelirden mümkün olabildiğince eşit pay alabilmesi adına görüş ve önerilerimizi sizlerle ve diğer bakanlarımızla da paylaştık. Tabii ki biz muhalefet milletvekilleri olarak eleştirilerimizi yaptık, eleştirilerimizi getirdik. Belki bazen siyasi eleştirilerimiz de oldu ancak gerçekten, hepimizin ortak hedefinin, ülkemizin ekonomik krizden çıkabilmek adına fikirlerimizle iktidara destek olarak bu girdiğimiz yoldan başarıyla ve az bir zararla çıkabilmekti; eleştirilerimizi, fikirlerimizi paylaşmamızın asıl sebebi buydu çünkü hepimiz bu vatanın evladıyız, hepimiz memleketimizi düşünüyoruz, hepimiz memleketimizin, insanımızın iyiliğini düşünüyoruz. Tabii, biz bu süreçte "Kriz var." dedik, siz "Kriz yok, iç ve dış şoklar var." dediniz; biz "Vergi eşit ve adil dağıtılmıyor." dedik ama siz bunu savundunuz "Üretim yok, üretim yapılmıyor." dedik, eleştirilerimizi yaptık ve bugüne kadar geldik.
Şu anda sunumumda, konuşmamda çok fazla sayılara boğulmak istemiyorum, boğulmayacağım, yeterince değerlendirme yaptık bu konuda, Türkiye'nin durumunu ortaya koyduk, arkadaşlarımız da benden önce değindi. Ben Bakanlığın yapısı ve şu an içinde bulunduğumuz durum olarak 2019 bütçesinin yönetilebilir olup olmadığı üzerine açıkçası biraz beyin jimnastiği yapalım istiyorum bu son günde. Örneğin, 2016 bütçesi görüşülürken dönemin Bakanı "Bütünleşik kamu mali yönetim bilişim sistemi projesini hayata geçiriyoruz. Kamu mali yönetim sisteminde yer alan süreçlerin sorumlusu olan idareler tarafından geliştirilen otomasyon sistemlerinin -tutanaktan okuyorum bu arada- bütünsel bir çerçevede entegre bir yapıda olmasının sağlanması için önemli bir çaba içindeyiz. Kaynakların etkin kullanımı, hesap verilebilirliğe, saydamlığa önemli bir katkı sağlayacak." Şimdi, burada bütünleşiklikten bahsediyor; tabii, iletişimden, otomasyondan bahsediyor.
Şimdi, içinde bulunduğumuz süreci değerlendirdiğimizde, bugüne kadar tüm bakanlıkların bütçelerini görüştüğümüzde karşımıza çıkan tablo -özellikle, tabii, Sayıştay raporlarına dayanarak bunu da söylüyorum- sistemde çok ciddi düzeltilmesi gereken yönler olduğu; bütün kurumların, bütün bakanlıkların bütçesinde ve görüyorum ki sizin Bakanlığınız ve alt kurumlarınız bütçesinin Sayıştay raporlarında da inanılmaz yoğun bulgular var, muhasebesel inanılmaz hesap hataları, aktarımlar var. Şimdi, bir otomasyon sistemine geçiliyorsa ve bir sistem yenilenmesi yapılıyorsa bunların artık önümüzdeki süreçte düzeltilebiliyor olması lazım. Bu bulgular karşısında en fazla karşılaştığımız Sayıştayın raporlarından biri de "2016 yılında da bu konu karşımıza gelmişti, uyarılarımız yapmıştık." deniyor fakat hiçbir şey değişmemiş, 2017 bütçesinde de bunların hepsi karşımıza gelmiş. Bu anlamda kurumlar arası iletişimin çok da iyi olmadığı sonucunu çıkarıyoruz. Çünkü yine kurumların Sayıştay raporlarında çok fazla da kamuyu zarara uğratacak, kurumları zarara uğratacak israfların olduğunu gördük doğru yönetilememesinden kaynaklı. Belki art niyet yok hepsinde ama demek ki iyi yönetilemiyor.
Tabii, bu arada, ben 2014'te Mehmet Şimşek'in verdiği bir demecini paylaşmak istiyorum. Mehmet Şimşek 2014'teki bir demecinde "Yeni bir sisteme geçiyoruz. Bütçe artık daha şeffaf, daha anlaşılır, daha etkin, daha hesap verilebilir olacak." demiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkan, hiçbir şey söylemedim daha. Biraz uzatır mısınız?
BAŞKAN - Ben size tekrar ilave süre vereyim.
Buyurun.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Beş dakika vermişsiniz zaten.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Evet, ben de dedim "Nasıl bu kadar çabuk bitti?"
Performans esaslı bütçelemeden program bazlı performans bütçe sistemine geçileceğini ve işte, bu dönemde daha şeffaf, daha etkin, daha hesap verilebilir bir bütçe yapılacağını, bir çalışma yapılacağını söylemiş.
Şimdi, 2019 yılı bütçe gerekçesinin 201'inci sayfasına baktığımız zaman "stratejik planlama ve performans esaslı bütçeleme çalışması" deniyor burada. Demek ki program bazlı bütçelemeye henüz geçilmemiş. Geçilmesi düşünülüyor mu? Demek ki hâlâ performans esaslı bütçelemede devam ediliyor. O zaman ben de şu soruyu sormak istiyorum size: Program esaslı bütçeye geçilseydi gerçekleşecek olan bu daha şeffaf, daha anlaşılır, daha etkin ve daha hesap verilebilir bütçe... Şu an hâlâ buna sahip değil miyiz? Neden o dönemde böyle bir açıklama yapıldı? Neden performans odaklı bütçelemede devam ediliyor, program esaslı bütçelemeye geçilmiyor? Ben, açıkçası, bunu merak ediyorum.
Sonuç olarak, bu bütçenin yönetilebilmesi için hem toplumun hem de bizlerin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri olarak kurumlarımıza gerçekten güvenmemiz gerekiyor; kurumlarımızın bu işin, bu bütçenin altından kalkabilir güçte olduğuna inanmamız gerekiyor. Ama baktığımız zaman, özellikle, aşağı yukarı herhâlde 2005 yılından beri kurumların altyapısında ciddi anlamda değişiklikler yapıldı. Bakanlıkların, tabii, birbiriyle birleşmesi bu noktada... Örneğin, son yıllarda, Devlet Planlama Teşkilatı Kalkınma Bakanlığına dönüştürüldü, sonra lav edildi; Dış Ticaret Müsteşarlığı Ekonomi Bakanlığına dönüştürüldü, daha sonra bundan da vazgeçildi. Böyle bir yapboz görüyoruz karşımızda. Gümrük idaresinde defalarca bakanlık ve bakanlık ismi değiştirildi. Yani çok oynak bir zeminde bu bakanlık çalışmalarının yürütüldüğü imajı yaratıyor aslında bizde bunlar. Ben bürokratlar için de üzülüyorum; sabah kalkıyorlar, hangi bakanlığa, nereye gideceklerini bürokratlar bile şaşırıyor olabilirler. Yani sürekli yapılan bu değişikliklerden zannederim Hazine ve Maliye Bakanlığı da etkilenmiştir.
Mesela, denetim elemanlarıyla ilgili yapılan değişiklikler... Vergi denetim birimleri birleştirildi, 2011 yılında müfettişler ve gelirler kontrolörleri kurulları, Hesap Uzmanları Kurulu... Şimdi, denetim elemanlarının hepsinin adı vergi müfettişi oldu. Eski denetmenler A grubu, eski müfettişler, uzmanlar ve kontrolörler ise B grubu oldular.
Şimdi, Sayın Bakan, kurumların altyapısında bu kadar fazla değişiklikle, bu kadar fazla oynamayla siz şu anda altyapınızın sağlam temellere oturduğunu düşünüyor musunuz? Açıkçası bize hiç öyle görünmüyor. O nedenle de 2019 bütçesindeki bu iddialı sunumunuzun gerçekleşmesinde biz biraz endişe görüyoruz. Tabii ki önümüzdeki süreçte gözlemleyeceğiz bu süreci, neler olduğuna bakacağız, nasıl yönetildiğine bakacağız; umarız bu işten halkımız, vatandaşımız fazla zarar görmeden çıkar. Çünkü, bütçenin içine baktığımız zaman, vatandaşın yanında çok da olmayan bir bütçe görüyoruz, özellikle vergi uygulamalarında. Buna daha önce de değinildi, çok fazla detayına girmeyeceğim.
Bir de şeffaflık ve hesap verilebilirlikle ilgili herkesin kafasında bir şüphe var. Bu şüpheleri nasıl gidereceksiniz? Onu da çok merak ediyorum.
Bu şeffaflıkla ilgili birkaç örnekle ben sözlerime son vermek istiyorum. Örneğin, Sağlık Bakanlığı bütçesinde yap-kirala-devret modeliyle yapılan hastanelerin kira bedellerine baktığımız zaman dikkatimizi bir şey çekti, 2019'daki rakam 3 milyar 680 milyon, 2020'de 7,5 milyara çıkmış, 2021'de 9 milyarı geçmiş. Yani mesela bu rakamların artış nedeni nedir? Burada kurumlara aktarılan kira bedelleri midir bu rakamların içerisinde belirtilenler? Mesela yine dikkatimi çeken bir şey, bunu da paylaşmak istiyorum. Yine Sağlık Bakanlığında "halk sağlığı hizmetleri" adı altında rakamlarda inanılmaz bir yükseliş var 2020-2021 öngörülerinde. 2017'de 1 milyar 700 milyon gibi bir rakamdan 2019'da 7 milyara çıkmış, sonra 8-9 milyara yaklaşmış 2021'de. Bu "halk sağlığı hizmetleri" adı altında ne oluyor? Bunların da bize açıklanması gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Emine Hanım, toparlar mısınız lütfen.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Toparlıyorum, toparlıyorum.
Yine, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığında mesela "hane halkından yapılan transferler" diye bir başlık var cari transferlerde. Burada da yüksek, inanılmaz yüksek rakamları görüyoruz. Yani 3 milyon 500'den 23 milyona çıkmış bir rakamdan bahsediyoruz. Şimdi, bu artışların açıklaması nedir? İşte bunlar bütçenin fazla da şeffaf olmadığı, hesap verilebilir olmadığı imajını yaratıyor bizde. O nedenle önümüzdeki süreç eminim ki hepimiz için zorlu geçecek. Biz sizi dikkatle izleyeceğiz, siz bütçenizi savunmak durumunda kalacaksınız.
Size kolaylıklar diliyorum. İnşallah özellikle ihtiyacı olan yoksul kesimler, halk kesimleri açısından bu bütçe verimli olur, hayırlı olur.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.