KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, teşekkür ediyorum.

Ben bir not düşeceğim. Burada zemin öğreten olmalı, konuşandan öğrenmeliyiz birtakım şeyler. İşi öyle bir sulu kıvama getirdik ki aslında bu kıvamsızlık. Bürokratlara dönüp diyor ki: "Niye orada oturuyorsunuz da benim arkamda oturmuyorsunuz?" Böyle bir şey olur mu ya? Yani hakikaten bunun şakası bile yapılmaz. Ne demek ya?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Niye yapılmasın?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yani bunun kuralı var, kanunu var. Burada biz kanun yapıyoruz, böyle bir şey olamaz. Bir ciddiyet lazım, olmaz bu.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yani bu ne ya?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ciddiyetle konuşuyorum, çok ciddi bir şey söylüyorum.

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, siz söylediniz, arkadaş da onu yorumluyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bir başkası şu: Daha önce de siz söylediniz! "Efendim, Pensilvanya'da şunu ziyaret etmiş de şimdi bakan yardımcısı..."

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kim koydu bu kuralı, onu eleştir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bak, FETÖ'cü kime denir biliyor musunuz?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kime denir?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Özellikle altını çiziyorum: 15 Temmuzdan sonra...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kim koydu bu kuralı? Nereden çıkarıyorsun bunu?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Dahasını söyleyeyim: 17-25 Aralık sonrası...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Öyle mi? 15 Temmuzdan sonra mı bunlar terörist oldular? Ondan önce değil miydiler? Yeni mi hazırladılar bu işi?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - ...bunların hakiki yüzleri açığa çıktıktan sonra, onların yanında duran, onların yayın organlarını gidip sahiplenen, onların lehine birtakım münazaralar, münakaşalar geliştirenlere "FETÖ'cü" denir.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Millet her şeyi biliyor, millet her şeyi biliyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hele 15 Temmuzdan sonra...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ha, bu nedir biliyor musun, bu yaptığın nedir?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bu hiçbir şey değil; bu, hakikati dillendirmek. Gerçeği söylüyorum ben. Böyle bir şey olur mu?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Önce inkâr, savunma mekanizması, sonra projeksiyon yapıyorsun. Hayır kardeşim, hayır. FETÖ'cü varsa sizsiniz. Bizim FETÖ'yle metöyle bir ilgimiz yok.

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu... Sayın Bekaroğlu...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Gerçek FETÖ'cü kimdir arkadaş?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - FETÖ'cü sizsiniz, FETÖ'yü bu hâle getiren sizin ekiptir.

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, hatibin konuşmasına müdahale etmeyin lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bu imansız yapı, arkadaşlar, çok açık söylüyorum...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Uyarıldınız, bin defa uyarıldınız. Buraya getiren Adalet ve Kalkınma Partisi ekibidir. Ha, önce inkâr ediyor, sonra projeksiyon, "Ben değilim, odur." Biz değiliz, FETÖ'yü semirten, bu millete saldırtan sizsiniz, siz! Bunu bu millet biliyor.

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - FETÖ'nün hakiki yüzü ortaya çıktıktan sonra onları savunma adına konuşanlardır FETÖ'cü.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İktidar mıydık biz, savcı sınavlarını biz mi yaptık, polis sınavlarını biz mi yaptık, polis müdürlerini biz mi atadık değerli arkadaşlarım?

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kardeşim, bunları söyleyerek onları aklıyorsun sen!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - On altı senedir bunlar yönetmiyor mu bu ülkeyi? Bu ülkeyi siz yönetmiyor musunuz? Bunları bu makamlara kim getirdi? 5 bin savcıyı buralara kim yerleştirdi?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Örtülü bir biçimde onları aklıyorsun sen. Bunları yapmayın, ayıptır. Ondan da şerik pozisyonuna düşüyorsun, ortak pozisyonuna düşüyorsun.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - "Terörist" diyorsunuz şimdi bunlara. Biz miyiz bunlar?

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yapmayın, bunu. Bu yaptığın çok ayıp. Böyle bir şey olur mu?

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Terörist değiller mi?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ayıp, değil mi?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Gayet, tabii, ayıp.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tabii, sizin yaptığınız ayıp değil. Bu milletin başına bu badireyi açtınız, ayıp değil hiç.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sen şu anda o imansız yapıyı savunuyorsun bu hâlinle, olur mu böyle bir şey?

BAŞKAN - Sayın Aydemir, devam edin konuşmanıza, karşılıklı olmasın lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ben söz aldım, benim konuşmam lazım ama bırakmıyor ki. Böyle bir şey olabilir mi ya? Her zeminde bunu yapıyor.

BAŞKAN - Tamam, buyurun, size söz veriyorum.

Sayın Bekaroğlu, lütfen müdahale etmeyin.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Etmiyorum, tamam.

BAŞKAN - Yeter ettiğiniz zaten.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Gerçeği konuşacağız arkadaşlar ya. Yani bunların maskesi indikten sonra, bunları zımni, örtülü bir biçimde savunma adına söylem geliştirenler bunların ta kendileridir, bu kadar söylüyorum. Böyle bir şey olabilir mi? Adamlar eşi menendi görülmemiş bir örgüt oluşturmuşlar.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kelebekler kahkahadan kırılıyor şu anda.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kimse kırılmıyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kelebekler seni dinliyor sıcak memleketlerde, söylediğin lafa bak!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ben neyi söylüyorum, kimi; adresi, sözü alıyor, nereye gittiği belli.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Önce yaptıklarını biliyor, bizi de oraya yerleştiriyor. ,

BAŞKAN - Lütfen toplantının insicamını koruyalım arkadaşlar.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, arkadaşlar, burada bir kanuni düzenleme yapılıyor. Israrla bir şeylerin altını çiziyorsunuz. Ben şunu anlayamıyorum arkadaş, yeni bir sistem geldi, uyanalım, bu hakikati görelim. Biz Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine evrildik milletimizin kahir ekseriyetinin kabulüyle. Hâlen daha bunun farkında değiliz ya. Böyle bir şey olabilir mi?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kahir değil, yüzde 51.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Diyorsun ki: "Ya, milletvekili orada duruyor, arkasında niye bürokratlar duruyor?"

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Evet.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaş, sistemin gereği bu. Kanun yapıyoruz biz burada.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sistemin gereği bu değil.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Nedir peki bu?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu değil sistemin gereği.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Böyle bir şey olur mu? Allah Allah... Öyle olunca bu sefer sözümüzün hükmü kalmıyor. Milletvekilliğinin de bir yüksekliği olması lazım. Böyle bir şey olur mu?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sistemin gereği bu değil.

BAŞKAN - Evet, Sayın Aydemir, devam edin.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yok böyle bir gereği sistemin. Sistemi yerleştiriyoruz, nasıl olacağına karar vereceğiz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ezcümle, bakın, çok altını çizerek şunu söylüyorum: FETÖ'yle ilgili 17-25 Aralıktan sonra onların yayın organlarını teşyi eden, onore eden, onların yanında durup nümayişler yapanlar asla ve kata şu kadroya, şu ak kadroya FETÖ'cü isnadında bulunamazlar. FETÖ'cüler bizatihi onlardır.