KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, öncelikle sizi kınıyorum. Geçen maddeyle ilgili 5 kez sorduğum soruya cevap aldırmadan maddeyi oyladınız. Tekrar soracağım, gene bu madde de aynı konuyla ilgili ve sizden soruma cevap almanız için Gelir İdaresi Başkanına çağrı yapmanızı istirham ediyorum tekrar.

Şimdi, bakın, Mustafa Bey, değerli arkadaşlar; burada üç buçuk yıldır...

BAŞKAN - Sayın Paylan, ben de sizi kınıyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Neden?

BAŞKAN - Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak buradaki usul ve esasları en iyi bilen...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Çok iyi biliyorum.

BAŞKAN - ...arkadaşımız olduğunuzu düşündüğümden dolayı, buna rağmen Başkanlık Divanının tutumunu kınadığınız için ben de sizi kınıyorum.

Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Peki, anlaşamamakta anlaşalım o zaman.

Sayın Mustafa Bey de beni eleştirdi, diğer arkadaşların da eleştirilerine saygım var. Yalnız, Mustafa Bey, üç buçuk yıldır burada buna benzer pek çok yasal düzenlemeler yaptık torbalarda ve her birinde burada Naci Bey otururdu, yanında Gelir İdaresi Başkanı rahmetli Adnan Bey otururdu...

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Burada vazgeçilen bir husus yok ama.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, söyleyeyim ama. Yok, yok, geçmişe, ileriye dönük düzenleme defalarca yaptık ama şunu söylerdi: "Ya, bir durum var, muvazaalı bir durum var 2008'den beri..." Bakın, Gelir İdaresi Başkanımız ne dedi? "2008'den beri." Şöyle izah ederdi: "Arkadaşlar, 2008'den beri pek çok şirketle muvazaamız var, bunlarla ilgili pek çok dosya var, atıyorum, 3 milyar liralık da birikmiş ceza var, efendim, bunlar mahkemelik olmuş, sıkıntı var derdi. Bu bilgiyi alırdık değil mi Mustafa Bey?

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Madde gelirdi.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hakkı teslim edin diye söylüyorum.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - O düzenlemeyi yapan madde gelirdi.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, hayır ileriye dönük yaptığımızda da öyle oldu yani sıkıntıyı tarif ederdi getiren arkadaş. Sıkıntı şudur: Şu ana kadar...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Muvazaa dediğimiz ne? İhtilaflı mı?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Muvazaa şu: İhtilaf.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Muvazaa, karşılıklı örtülü anlaşmazlık demek.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Haklısınız, yanlış söyledim, ihtilaflar konusunda, ihtilaf var bu konuda. Bu ihtilafla ilgili de on yıldır 1 milyar liralık, 5 milyar liralık, 10 milyar liralık idarenin birikmiş alacağı var. Bunlar da mahkemelik olmuş. "Ya, gelin şu işi çözelim." derdi, çağrı yapardı idare veya Naci Ağbal, biz de bilgilenmiş olurduk. Bu kadar basit bir şeyden bahsediyorum yani Gelir İdaresi Başkanımıza sorduğum soru çok sarih. Diyorum ki: Arkadaş, 2008'den beri sorun var diyorsun. Bak, ne diyor Altunyaldız? "Bu sorunu düzelttiğimiz an 375 milyon lira vergi alacağız." diyor. Demek ki her yıl ortalama 375 milyon liralık ihtilaf var demektir veya 200 milyon liralık, bilmiyoruz. Bu, on yıla taşıdığınızda 2-3 milyar, belki faizleriyle 5 milyarlık ihtilaf demek. Bunun rakamını rica ediyorum. Şirket ismini veremeyeceğini biliyorum ama sektör olarak bilgi verebilir. Yani bizim havacılık sektörüyle ilgili, bu konuyla ilgili 5 milyar liralık ihtilafımız var. Bunlar da vergi mahkemesine taşınmış, bu mahkemeleri de biz kazandık veya şirketler kazandı dese, o da bir bilgidir. Bakın yani dava konusu oldu, bunu da şirket kazandı dese bir bilgidir bizim için, bir yandan da idare kazandı dese bu da başka bir bilgidir. Bu kadar basit bir bilgi soruyorum milletin bir vekili olarak.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kuvvetle muhtemel bu, "muvazaa" kavramından kaynaklanıyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, hayır, ihtilaf, demin ihtilaf dedim, şimdi muvazaa dedim, yanlış, kayıtlardan bakabilirsin, ihtilaf olarak söyledim.

Şimdi, bu ihtilafı tanımlayalım diyorum ya, bu şirketlerin, bu sektörün bize bu kadar liralık borcu var arkadaş, bunu da mahkemelerde onlar kazandı ya da biz kazandık, bundan sonra da bu durumu kestirip atmak istiyoruz, bundan sonra yüzde 70 yapmak istiyoruz filan falan diye bilgi verilmesi lazım. Bu bilgi gizlendiği zaman biz de öküzün altında buzağı arıyoruz ve aramaya devam edeceğiz Sayın Altunyaldız.

Gördüm, Sayın Gelir İdaresi Başkanına siz işaret ettiniz öne gelin diye. Siz nasıl öne gelin diyebiliyorsunuz, arkaya gidin diyebiliyorsunuz? Bir arkaya gidin, bir öne gelin diyorsunuz.

ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) - Ya, lütfen...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, şunu söyleyeceğim. Siz de bizim gibi bir milletvekilisiniz; teklif sahibisiniz ama bir milletvekilisiniz.

BAŞKAN - Sayın Paylan, bir dakika.

Bir açıklama yapmak istiyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yanlış bir uygulama bu.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şunu söylüyorum: İdareye sus, konuş, konuşma, öne gel, arkaya git diyemez bir milletvekili ya.

BAŞKAN - Önde mikrofon var, demek ki Sayın Altunyaldız onunla ilgili bir bilgi alacak.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, bir milletvekili bilgi istiyor, Sayın Altunyaldız'ın gözünün içine bakıyor, olmaz böyle bir şey ya. Ben de milletvekiliyim, o da milletvekili. Ben bilgi istiyorum arkadaş, Altunyaldız'ın gözünün içine bakıyor idare, olur mu böyle bir şey arkadaşlar?

Bu anlamda tekrar sorumu yineliyorum: Bu ihtilaf 2008'den beri hangi boyuttadır, cezalarıyla, vergileriyle beraber ne kadarlık bir rakama tekabül etmektedir? Bunlar vergi mahkemesi konusu olmuş mudur? Vergi mahkemelerinde idare mi kazanmıştır, şirketler mi kazanmıştır? Bu soruyu tekrarlıyorum Sayın Başkan ve cevap istiyorum.