| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 03 .02.2015 |
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; burada tekrar ifade etmem gerekiyor ki aslında üniversitenin Sağlık Bakanlığıyla yani mütevelli heyeti bakımından -sizin tenkit ettiğiniz- gevşek bir bağlantısı var sadece. Hukuki düzenlemede tamamen YÖK mevzuatına bağlı, asla Sağlık Bakanlığının üniversitesi olmayan yani -tırnak içerisinde- tamamen YÖK mevzuatında bir sağlık bilimleri üniversitesi kuruluyor. Ana tema olarak da sadece sağlığı önceleyen bir üniversite.
Buradaki öğretim üyelerinin -şef, şef muavinlerinin eski deyimle- daha sonra eğitim görevlilerinin zaten pek önemli bir kısmı profesör ve doçent. Bunların bu kadrolara alınmaları da hemen hepsini birden "Keyfî olarak bizim Sağlık Bakanlığı bunları verdi YÖK'e, onlar onların kadrosuna girsin." şeklinde değil de bunu YÖK mevzuatına göre ne usul gerekiyorsa o usul çerçevesinde yapılacaktır. Biz öğretim üyelerimizin arasında da bir siyasi ayrım yapmayı doğru bulmuyoruz, ne hasta bakımından ne bir eğitim öğretim görevlisi hastasına ne de öğrencisine siyasi bir gözlükle baktığını ben asla düşünmüyorum. O hocalarımıza bir nevi -nasıl söyleyeyim- söylenmemesi gereken...
ADNAN KESKİN (Denizli) - Şef atamalarında keşke buna uysaydınız.
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Şef atamaları... İşte, bugün "Hepsini birden öğretim üyesi olarak atayın." dediğiniz kişiler, o tenkit ettiğiniz şefler zaten.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz.
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın Erdöl, bir saniye, bir soru Sayın Kuşoğlu soracaktı demin.
Buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Hocam, biliyorsunuz üniversiteler iki türlü kurulabilir: Bir devlet üniversitesi olarak, bir de vakıf üniversitesi olarak. Vakıf üniversitesi olduğunda mütevelli heyet söz konusu oluyor. Neden bir vakıf üniversitesi olarak kurmadınız? Mesela, Sağlık Bakanlığına bağlı bir vakıf bünyesinde kurulurdu, bir problem olmazdı. Yani, bu üçüncü bir yöntem olmuş oluyor.
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Şimdi, şöyle efendim, belki, düşünce olarak siz mantıklı bir soru soruyorsunuz. O zaman şöyle bir durum söz konusu olurdu: Yani, bu üniversite ve 59 eğitim hastanesinin bütününü bir vakfa devretmiş oluyorsunuz. Hâlbuki bunların devletin elinde kalması, devlet üniversitesi statüsünde kalmasının ülkemiz için daha faydalı olacağını düşünüyoruz. Yoksa dediğiniz doğru, mesela, Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi kuruldu, Bezmiâlem bir vakfa kaldı, öyle düşünülmüyor yani bir sağlık vakfı kurup, adı sağlık üniversitesi vakfı olsun, böyle bir vakıf kurup bu şekilde yapılabilirdi, bunda bir beis yoktu. Ama, o zaman bu bütün eğitim hastaneleri ve kurulacak olan sağlık üniversitesinin hepsi bir vakfa devredilmiş olacaktı. Yani, devletin etkinliği azaltılmış olacaktı.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama, vakıf da yine devletin olmuş olacaktı.
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Hayır, onlar tamamen vakıf oluyorlar. Mesela, şu anda Vakıflar Genel Müdürlüğünün kurduğu vakıf üniversiteleri ile x vakfının kurduğu vakıf üniversitesi arasında hiçbir fark yok. Ama, dediğinize ben katılıyorum, şöyle olabilseydi: Devletin kurduğu vakıfların kuracağı üniversiteler... Vakıflar Genel Müdürlüğünün veya Sağlık Bakanlığının böyle bir hani, vakıf üniversiteleriyle devlet üniversiteleri arasında onların da devlet üniversitesi kabul edildiği bir vakıf modeli olsaydı sizin dediğinize ben katılırdım. Ama şu anda böyle bir vakıf kurulup bütün bu öğretim üyeleri, üniversite, hepsini birden bir vakfa devretmek bence doğru değil.
Arz ederim.