| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1369) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 05 .12.2018 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, bu Türkiye Cumhuriyeti'nde kanun yapma yetkisine sahip olan bizleriz ve bu kanun teklifi Sayın Altunyaldız tarafından önümüze getirildi. Biz şu anda bu "FİKKO" denen Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesinin kanununu görüşüyoruz arkadaşlar. Bakın, Sayın Berat Albayrak dün bir "tweet" attı. Size "tweet"i aynen okuyorum değerli arkadaşlar, on sekiz saat önce atmış "tweet"i: "Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesinin -kısa adı FİKKO- ikinci toplantısını gerçekleştirdik." diyor Sayın Berat Albayrak "tweet"inde. Bakın, fotoğraf da koymuş "tweet"ine ve devamında şöyle söylüyor: "Küresel finansal piyasalardaki gelişmelere karşı hazırlıklarımızı, yaşadığımız dalgalanmaların bankacılık sistemi ve reel sektöre olan etkilerine karşı adımlarımızı detaylı olarak ele aldık."
Değerli arkadaşlar, bakın, fotoğraf da var burada. Ortaya Hazine ve Maliye Bakanımız oturmuş, Sayın Berat Albayrak, soluna Merkez Bankası Başkanını almış. Yani bir masanın başına Cumhurbaşkanı temsilcisi gibi oturmuş. Bakın, arkadaşlar, soluna yani masanın başına Cumhurbaşkanı gibi oturmuş, masanın, hani "U"nun diğer tarafı vardır ya, oraya Merkez Bankası Başkanını almış, diğer tarafa BDDK Başkanını almış, fotoğrafın devamında birkaç kişi daha var ama onları tanımıyorum.
Şimdi, arkadaşlar, bakın, daha kanunu yapmadan ikinci toplantısını -bir kurum mu, kuruluş mu, düzenleme kuruluşu mu, ne derseniz deyin- yaptığını ilan eden bir Hazine ve Maliye Bakanımız var. Bu Meclis bunu kabul edecekse arkadaşlar, kusura bakmayın.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, bu böyleyse kalkalım buradan, yazık ya.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani bakın böyle. "Tweet"ine bakın.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Komite var şu anda.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, bakın, FİKKO kurulmadı daha. Bakın, "tweet"e bakın lütfen, "FİKKO'nun ikinci toplantısını yaptık." diyor, FİKKO daha şimdi geldi elimize, komite ayrı. "FİKKO'nun ikinci toplantısını gerçekleştirdik." diyor Hazine ve Maliye Bakanı. Getirdiği yasa teklifi de FİKKO yasa teklifidir.
Bakın, arkadaşlar, komite var, o FİKKO'yu kurmuş gibi ikinci toplantısını yapmış Hazine ve Maliye Bakanı.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - FİKKO var ama FİKKO olarak yapmış.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani FIKKO olarak yapmış işte. Bakın, "tweet" atmış.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - FİKKO yok.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Arkadaşlar, bakın, Sayın Maliye Bakanı...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Enflasyon düşüyor, bununla ilgili olarak ekonomide taviz verilemeyeceğine ilişkin bir toplantı.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Arkadaşlar, ben de diyorum ki bakın..
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bunu farklı bir tarafa götürmenizin bir anlamı yok.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar, bakın, daha henüz yasası yokken böyle bir şeyi yapmış olması ve bunu yayınlamış olması Hazine ve Maliye Bakanımızın, Meclisi yok saymaktır arkadaşlar, açık açık söyleyeyim Meclisi yok saymaktır.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İptal ediyor Meclisi.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani "Ben fermanı yazmışım, nasıl olsa Mecliste fermana mühür basarlar." demektir, Meclisi noter yapmaktır arkadaşlar. "Meclis gözümde noterdir." demektir, olmaz. Yani mühür basmak anlamında söylüyorum. Yani mühür basma yetkisini ancak bizde görüyor. Bakın "Benim fermanıma Meclis mühür basar." diyor. Bu, Sayın Altunyaldız'a da saygısızlıktır, hepimize de saygısızlıktır arkadaşlar.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Burada bakın 71 madde var, mühür olsaydı gelmezdi.
CAVİT ARI (Antalya) - Bir tane virgülünü değiştirebiliyor musun?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, arkadaşlar, bu saygısızlığı kabul etmememiz gerekiyor.
CAVİT ARI (Antalya) - Bir tane virgülünü değiştir noter değilsen.
BAŞKAN - Arkadaşlar, Sayın Paylan konuşuyor, lütfen...
CAVİT ARI (Antalya) - Değiştirme yönünde oy kullan yani.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Arkadaşlar, müsaade eder misiniz.
BAŞKAN - Arkadaşlar...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Burada gerçekten kanunlarda millet yararına bir şey varsa değiştirilebilir.
CAVİT ARI (Antalya) - Hayır, siz böyle bir irade gösterin diyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, Sayın Çelebi'ye söz verecekseniz söyleyin de sussun.
BAŞKAN - Tamam yani buraya da söylüyoruz, ikisine de söylüyoruz.
CAVİT ARI (Antalya) - İrade gösterin diyorum ben.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Biz hep gösterdik.
BAŞKAN - Sayın Çelebi, Sayın Paylan konuşuyor.
CAVİT ARI (Antalya) - Hiç göremedik.
BAŞKAN - Buyurun, devam edin Sayın Paylan...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Paylan'ın bu "tweet"i göstermesi... Sayın Albayrak dün yurt dışından gelip ayağının tozuyla bunu toparladı.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Daha yasası yok.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ekonomide taviz verilemeyeceğine ilişkin bir toplantı bu.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yapmayın Allah'ınızı severseniz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, kardeşim, kanun çıkarıyorsun, adam toplantısını yapıyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "FİKKO" diyor, FİKKO, bakın, FİKKO yasası önümüzde arkadaşlar. Türkiye Cumhuriyeti devletinde kanun dışı iş yapan bir Bakanımız var çünkü "Fermanı yazıp göndermişim." diyor, "Nasıl olsa Sayın Altunyıldız fermanı getirir, Meclis de mühür basar." diyor.
BAŞKAN - Sayın Paylan, tamamlar mısınız.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Arkadaşlar, ben daha maddeye geçemedim. Bu, büyük bir saygısızlık yani usulü üzerine söylüyorum bunu.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Saygısızlığın ötesinde bir şey ya, Meclise saldırı bu ya.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Esasıyla ilgili de söyleyeyim, yok saymaktır yani Meclisi yok saymaktır.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Sayın Başkanım, özür dilerim. Ama bu konu şöyle... Bu konu, hakikaten nedir bunun şeyi?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Birisi bize bir açıklasın bunu.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Arkadaşlar biliyorsa, kim biliyorsa, bu konuyu Sayın Altunyaldız biliyorsa -hakikaten bu, etikle alakalı bir şey- bilgilenelim yoksa ben kapatıp gideceğim yani eğer böyleyse. Sayın Çelebi, hakikaten neyse durum, bir gerçek öğrenelim, samimi söylüyorum.
BAŞKAN - Sayın Tatlıoğlu, Sayın Paylan'dan sonra sözü size vereceğim.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Yok, bana vermeyin, orada bir arkadaşa verin, bu konuyla ilgili konuşsunlar, ben ne bileyim.
BAŞKAN - Hayır ama siz konuşmaya başladınız. Mikrofonunuzu açayım, isterseniz konuşmanızı tamamlayın ama Sayın Paylan bitirmedi, onun için söylüyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben daha başlayamadım, usulü üzerinden...
BAŞKAN - Sayın Paylan sizin...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bizi yok sayan bir anlayış var arkadaşlar. Bakın "Siz yoksunuz." diyor ya, bu kadar yani. "Ben fermanı yazmışım, fermanı ben uygulamaya başladım. Siz de mührü basarsanız basın. Mühür basın." diyor, bu kadar arkadaşlar. "Fermanı yazmışız. Fermanda padişahın mührü var, siz de yanına mührü koyuyorsanız koyun, ben başladım zaten işime." diyor. Böyle bir şey olabilir mi ya? Ya, güçler dengeler, denetler arkadaşlar. Bir güç, bir gücü yok sayıyorsa buna biz tepkimizi vermeliyiz. Bakın, şu anda ne yapmalıyız, biliyor musunuz? Hepimiz şu anda şu Komisyonu terk etmeliyiz, ben size açıkça söyleyeyim ve Sayın Altunyaldız'a demeliyiz ki: "Arkadaş, bu torbayı nereden, nasıl, ne şekilde..." Hani dedi ya "Kurumları, bakanlıkları gezdim, ben bunları topladım, önerileri aldım." Sayın Hazine ve Maliye Bakanına "Bu saygısızlığı ben kabul etmiyorum." demeli, o da bir milletvekili. "Sen bana yasayı torbaya atmışsın ama sen daha yasa burada görüşülmeden, onay alınmadan toplantılarını yapıp, bir de üstüne -hadi toplantı yapıyorsun- "tweet" atıyorsun..." "FİKKO'nun ikinci -bir de ilk toplantısı değil ha, ikinci- toplantısını gerçekleştirdik." diyor arkadaşlar. Böyle bir saygısızlığı hiçbirimizin kabul etmemesi lazım.
Bakın, madde üzerine de söyleyeyim önerilerimi eğer görüşülecekse. Değerli arkadaşlar, bakın, ne diyor madde? Her şeyi merkezîleştiriyor. Ne diyor biliyor musunuz? "Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi" diyor. Yani "Benim yanıma oturttuğum Merkez Bankası Başkanı, BDDK Başkanıyla beraber verileri merkezî şekilde toplayacağız." diyor, bakın "Verileri merkezî şekilde toplayacağız." Ve buna karşı da "Efendim, bir saldırı olursa, risk olursa da beraberce hareket edeceğiz." diyor. Yani arkadaşlar, bakın, şimdi, sistemde sigortalar vardır. Hani, bir yürüten vardır, arabayı kullanan vardır, arabanın freni vardır, süspansiyonu vardır, dengesi vardır. Fren mekanizması yoksa kamyon şoförünün, fren de patlamışsa gidersiniz duvara çarparsınız. Siz bütün fren mekanizmalarını, BDDK'yı, Merkez Bankasını alıp bu kuruma ilhak ederseniz o zaman denge, denetim mekanizması nerede olacak? Hangi kurum bağımsız bir şekilde "Arkadaş, sen bu arabayı yanlış kullanıyorsun, bak ben sana fren koyuyorum, dengeliyorum, denetliyorum." diyebilecek?
Bakın, devamında ne diyor arkadaşlar, ne diyor biliyor musunuz, aynen şunu söylüyor: "Bu komite gereken tedbirleri belirlemeye yetkili ve Cumhurbaşkanı yetkilidir. Cumhurbaşkanının verdiği kararları ilgili bütün kurum ve kuruluşlar, belirlenen bu tedbirleri derhâl -bakın- uygulamakla yetkili ve sorumludur." diyor. Yani bu komiteye üye olacak kurumları... İlgili yasa diyor ki: "Hazine ve Maliye Bakanı yönetmelikle hangi kurumların üye olacağını belirleyecek." Belli; Merkez Bankası orada, BDDK orada, bunları yalnızca yönetmelikle belirliyor. Düşünün ki bağımsız bir kurum olan Merkez Bankasını bu kuruma bir yönetmelikle üye yapıyor. Düşünebiliyor musunuz, bağımsız bir kurum olan Merkez Bankasını, bağımsız, dengeleyici bir kurum olan BDDK'yı bir yönetmelikle üye yapacak. Sonra, yasanın lafzı diyor ki: "Cumhurbaşkanının aldığı bu kararları bütün kurumlar derhâl -bakın, özellikle de vurgulamış- uygulamakla yetkili ve sorumludur." Hah, ne güzel. Bütün her şeyi torbaya atalım, merkezîleştirelim, sonra bir kişi hata yapsın, desin ki mesela Sayın Cumhurbaşkanı: "Faiz neden, enflasyon sonuçtur", tamam mı, "Ben de bugün düşündüm, bu çok kötü, faizi yüzde 5'e düşürdüm arkadaş." desin ve bakın ne diyor: "Merkez Bankası da buna derhâl uymakla sorumludur." Ya, böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar? Gerçekten, bakın, ekonomik kriz bunlardan çıktı, Londra'dan değil, Londra'ya giden Cumhurbaşkanı yüzünden çıktı. Cumhurbaşkanı Londra'ya gitti "Bundan sonra para politikasında, faiz politikasında daha etkili olacağım." dedi, doları aldı 4'ten 7,20'ye çıkardı, faizleri aldı 12'den 35-40'lara çıkardı bu açıklaması yüzünden. Bunun bir dengesi, denetimi olmazsa, denge mekanizmaları olmazsa daha çok kriz yaşarız. Bu merkezîleşme hayır değildir arkadaşlar. Bütün kurumları, dengeleyici, denetleyici kurumları Cumhurbaşkanının kararlarını derhâl uygulamakla yetkili ve sorumlu hâle getirirsek çok daha ağır krizlerle karşı karşıya kalabiliriz. Hem usulü anlamında size ve bize, bütün Meclise yapılan büyük bir saygısızlık olarak değerlendiriyorum bu maddeyi hem de içeriği anlamında da ülkemizi yeni krizlere koşturabilecek bir düzenleme olarak değerlendiriyorum Sayın Altunyaldız.
Bütün arkadaşlara da şunu söylemek istiyorum: Arkadaşlar, eğer ki bu maddeyi görüşeceksek biz dükkânı kapatıp gidelim.