| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1369) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 05 .12.2018 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın üyeler; teşekkürler.
Bu madde vesilesiyle geçen hafta Genel Kurulda görüşülen ve kabul edilen Çevre Kanunu ve bazı kanunlarda yapılan değişikliğe dair Kanun arasında doğrudan bağlantı var. Orada uzun uzun tartıştık ve bazı konularda, özellikle 18'inci maddede nehirleri ve gölleri kurtardık, sadece denizlerde tesis kurulması yönündeki düzenleme kabul gördü. Fakat, bu vesileyle benim özellikle vurgulamak istediğim hususu hani yeni sistemi savunan sayın üyelerin de dinlemesini istirham ediyorum. Şimdi, kanun teklifi bizim yetkimiz yani yasama organının yetkisi fakat bildiğimiz gibi yasama organı bunu kullanmıyor ve ilgili bakanlıklar veya Külliye mensupları kullanıyor ama bu kullanım tamamen parçalanmış bir biçimde birbiriyle ilintisi olmayan, ilişkisi olmayan düzenlemeler olarak yapılıyor. Bu, şu andaki madde 24 bunun tipik örneği çünkü aynı konuyu çevre kanunda görüştük ve esasen çevre kentsel, kırsal ve kültürel çevrenin bir bütün olarak ele alınmasını gerekli kılıyor. Dolayısıyla bu alan onunla ilgili ve bu da esasen bu yetkiyi bizim kullanmıyor olmamızdan kaynaklanan ciddi bir zaaf ve Anayasa'nın uygulanması, o meşruluk ve meriyetin birlikte düşünülmesi gerektiğini ortaya koyan bir husus. Şimdi, bunu belirttikten sonra, evet, diğer konuşmacıların söylediklerine katılıyorum; meralar, doğal alanlar, tarım alanları, bunların doğal olarak korunması zaten çevre hukukunun bir genel ilkesi. Çevre hukukunda bir başka ilke var, bu da "geriye götürülmezlik" ilkesi yani var olan değeri bozucu, geriletici, zedeleyici, eski hâle getirilmesini engelleyici bir düzenlemenin yapılamaması.
BAŞKAN - Sayın Kaboğlu, lütfen toparlar mısınız, rica ediyorum.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Tabii, tabii.
Böyle bir genel ilke olduğu gibi yani bizim de taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler bunu öngördüğü gibi, bizim Anayasa'mızın "kamu yararı" kenar başlıklı 45'inci maddesi de açık; devlete tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahrip edilmesini önleme yükümlülüğü veriyor. Oysa burada öngörülen düzenleme bu maddenin öngördüğü amaçla çelişiyor, çelişecek.
Bu bakımdan, bu maddenin -tıpkı diğer, daha önce belirttiğiniz üzere- tümden geri alınmasını öneriyorum veya yeniden tezekkür edilmesini.