| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 04 .11.2014 |
VAHAP SEÇER (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Sayın Meclis Başkan Vekili, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuya girmeden önce, dün ve bugün meydana gelen saldırıları telin etmek istiyorum, lanetlemek istiyorum. Dün, CHP kontenjanından RTÜK üyesi olan Sayın Öztunç'a bir RTÜK çalışanı tarafından, bir meczup tarafından saldırı düzenlendi. Bugün de, Halkların Demokrasi Partisi parti meclis üyesi Ahmet Karataş arkadaşa da bir bıçaklı saldırı oldu.
Bugünkü oturumun başından beri, özellikle Cumhurbaşkanlığı bütçesine yönelik değerlendirmeler yapılırken arkadaşlarımız özellikle Sayın Cumhurbaşkanının üslubuna ilişkin bazı değerlendirmeler yaptılar. Sadece Sayın Cumhurbaşkanı değil, Sayın Başbakan da, Hükûmet üyeleri de, bizler, muhalefet partileri de aslında üslubumuza hepimizin dikkat etmesi gerekiyor. Toplum gerildiği zaman bu gerginliği tekrar ortadan kaldırmak güçleşebilir. Gerçekten hem iç sorunlar açısından hem bölgede yaşanan sıcak gelişmeler açısından önemli günlerden geçiyoruz. Dolayısıyla bu konuda bütün siyasetçilerin özellikle beyanatlarına, üsluplarına dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Şimdi, Sayın Başkan Vekilim, özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisiyle ilgili, bu yüce çatıyla ilgili değerlendirmelerle başlamak istiyorum. Geçtiğimiz dönem Meclis Televizyonu Meclis faaliyetlerinin tamamını yayınlıyordu. Bu 24'üncü Dönemde farklı bir uygulama oldu. Artık haftanın üç günü saat 19.00'a kadar Meclis faaliyetleri yayınlanıyor. Bunu geçtiğimiz bütçede de dile getirdik, sürekli de dile getiriyoruz. Muhalefetin sesini duyurabilmesi için, kendisini ifade edebilmesi için Meclis Televizyonunun yayınının Meclis faaliyetleri süresi boyunca devam etmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz. Türkiye'de özellikle medyada muhalefete dönük, muhalefetin çalışmalarına yönelik yer verme konusunda süreler açısından önemli sıkıntılar yaşıyoruz. Dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Televizyonu bizim özellikle seçmenle iletişimimizde Türkiye'nin sorunlarına ilişkin görüşlerimizi aktarmada çok önemli bir iletişim aracı. Kendi milletvekilleri içerisinde de önemli problemler yaşanıyor. Geçtiğimiz dönem ben yine bu Parlamentoda görev yapıyordum. Pek böyle konuşma istekleri olmazdı. Kanun tasarılarında, tekliflerinde, maddeler üzerinde görüşmelerde konuşmacı arardı grup başkan vekilleri, bulamazdı. Şimdi özellikle o Meclis TV'nin yayın süresi içerisinde insanlar konuşma yapmak için artık sıraya girer oldu. Dolayısıyla bu sıkıntıların ortadan kalkması için Meclis Televizyonunun faaliyetler boyunca yayın yapmasını uygun buluyorum.
Geçtiğimiz haziran ayında burada torba yasa görüşmesi oldu. Gerçekten birçok konuda birbiriyle alakası olmayan, İş Kanunu'yla ilgili, hukuki düzenlemelerle ilgili, özelleştirmelerle ilgili birçok konuyu içeren farklı konuları bu torba yasada görüşme imkânımız oldu. Şu gerçekten bir garabet, yasa yapma garabeti. Meclis Başkanı bu konuda daha önceki değerlendirmelerinde de şöyle bir değerlendirme yapıyor torba yasayla ilgili. Sayın Çiçek diyor ki: "Yasama faaliyetleri çok etkin şekilde yapılmadığı için torba yasa gibi garip bir yola saptık. Hukuk kalitesi açısından ciddi sıkıntılar çıkıyor." Şimdi, madem Sayın Meclis Başkanının torba yasayla ilgili tespitleri ya da görüşleri bu doğrultuda da hâlâ ısrarla İç Tüzük ihlal edilerek, işte en yakın zamanda, üç ay önce, dört ay önce, az önce de söylediğim görüşmeler sırasında olduğu gibi Meclis Başkanlığı İç Tüzük'ü ihlal ederek bu torba yasa faaliyetlerine göz yumuyor. Bunu sizden öğrenmek istiyorum.
Soru önergeleri başka bir facia.
BAŞKAN - Sayın Seçer, Divana söz hakkı doğdu artık bütün bu açıklamalardan sonra.
VAHAP SEÇER (Mersin) - Zamanında yanıtlanmıyor. On beş gün içinde yanıtlanması gereken önergelerimiz ya süresini çok aşıyor, yanıtları bize geliyor ya da hiç yanıtlamıyor. İç Tüzük 99'a göre Başkan, Başbakan ya da bakanın bu konuda dikkatini çekmesi gerekiyor. Gerçekten bunu Başkanlık olarak yerine getiriyor musunuz, bu İç Tüzük'teki amir hükmü yerine getiriyor musunuz? Bunu öğrenmek istiyorum.
Yeni Halkla İlişkiler binası var. Mimari açıdan, bina kalitesi açısından gerçekten içler acısı.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Modern hapishane...
MUSA ÇAM (İzmir) - Vahap Bey, haksızlık yapma!
VAHAP SEÇER (Mersin) - Parlamento için yani yasama faaliyetlerinin olduğu, denetim faaliyetlerinin olduğu. Biz burada halkın menfaatini gözetirken, halkın ödediği vergilerin -tırnak içerisinde- bekçiliğini yapmaya gayret ederken Parlamentonun içerisinde böyle bir garabetle karşı karşıyayız. Bu bina yapılırken hiç mi kontrol edilmedi, hiç mi denetimden geçmedi ya da bu binanın bitiminden sonra teslim alınırken acaba sözleşme şartlarına uyulup uyulmadığı, kullanılan malzeme kalitesi açısından, binanın sıhhiliği açısından hiç mi gözden geçirilmedi, gerçekten anlamakta zorlanıyoruz. Bina içler açısı.
Ayrıca, yine eski Halkla İlişkiler binası var. Buranın akıbeti ne olacak? Bu konuda Meclis Başkanlığı ne gibi bir tasarrufta bulunacak, bunu öğrenmek istiyorum.
Geçtiğimiz günlerde Bartın Milletvekilimiz Rıza Yalçınkaya bir önergeyle, daha doğrusu bilgi edinme yoluyla başvurarak Meclisten bazı bilgiler istiyor. Bu bilgiler şu: Saray ve kasırların kafeteryalarının hangi firmalara satıldığını ya da kiralandığını soruyor. Ancak Genel Sekreterliğin cevabında Türkiye Büyük Millet Meclisine bağlı kurum ve kuruluşların sosyal tesislerinin hiçbir firmaya kiralanmadığını ya da satılmadığı cevabını veriyorlar. Ancak bir de bakıyoruz ki bu verilen cevaplar gerçeği yansıtmıyor. Dolmabahçe, Yıldız Park, Küçüksu gibi kasır ve sarayların kafeteryalarının üç ayrı firmaya verildiği kanıtlarıyla -Sayın Yalçınkaya Divan Kâtibi, Divan Üyesi- bunu ortaya koyuyor. Bunu nasıl izah ediyorsunuz Meclis Başkanlığı olarak, bunu sizden öğrenmek istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanlığıyla ilgili bütçe sunumunda Sayın Genel Sekreter gerçekten bir propagandist gibi âdeta Cumhurbaşkanına övgüler dizdi, sadece bu dönemini değil, bundan önceki Başbakanlık döneminden başlayarak övgü dolu sözler söyledi. Herkesin dikkatini çektiği gibi ben de bütçe artışı konusuna dikkat çekmek istiyorum. Yaklaşık olarak 2 kat artan bir bütçe var. Sunumda Sayın Genel Sekreter şöyle bir ifade kullanıyor iki ayrı paragrafta: "Cumhurbaşkanlığı teşkilat yapısının seçilmiş Cumhurbaşkanı ve büyüyen Türkiye'nin vizyonuna uygun olarak ilave birimlerle güçlendirilmesi düşünülmektedir." diyor yani bu bütçe artışını bir anlamda buna bağlıyor ve şöyle devam ediyor: "Nitekim, bütçemizin ilgili kalemleri de devletin zirvesinde temsil zafiyetine yer olmadığı düşüncesine dayanarak bu duruma uygun şekilde hazırlanmaktadır."
Şimdi, Sayın Başkan, ben tersinden düşünüyorum. Sayın Abdullah Gül döneminde acaba bütçe daha düşük miktarlardaydı, bugün öngörülen bütçenin yarısı miktarındaydı. Acaba zafiyet mi vardı? Bu konuda Sayın Genel Sekreterin açıklama yapmasını bekliyorum.
Şimdi, meşhur bu kaçak saray meselesi var. Gerçekten bu da akla, izana aykırı bir şey. Niçin?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Seçer, lütfen toparlayın.
Buyurun.
VAHAP SEÇER (Mersin) - Devletin tepesinde yani görevi devletin birliğini korumak olan... Bakın, ne diyor Cumhurbaşkanının görevinde Anayasa'da: "Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletinin birliğini temsil eder. Anayasa'nın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir." Şimdi, hukuka uymayan, Anayasa'ya uymayan, kanuna uymayan bir Cumhurbaşkanından söz ediyoruz. 1,370 milyon TL harcanarak yapılmış -Sayın Maliye Bakanının dün verdiği bilgiye dayanarak bu rakamı veriyorum- bir saray. Bunun da 963,4 milyon TL'si harcanmış bugüne kadar ve Başbakanlık bütçesinden. Bin odalı, magazin sayfalarına konu olan, gerçekten dünya basınının da üzerinde, maalesef üzüntüyle söyleyeyim, görgüsüzlük sarayı olarak değerlendirdiği bir yapıdan bahsediyoruz ve burası Cumhurbaşkanlığı Hizmet Binası olarak, Cumhurbaşkanının yeni ikametgâhı olarak kullanılacak. Ayrıca, yine sunumda Sayın Genel Sekreter şöyle bir ifade kullanıyor, diyor ki: "Sosyal sorumluluk projelerinin çoğunun Cumhurbaşkanlığı bütçesinden ziyade özel sektörden sponsorlar ve hayırsever vatandaşlarımızın katkılarıyla gerçekleştirildiğini de belirtmek isterim."
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Övünüyor yani.
VAHAP SEÇER (Mersin) - Evet.
Şimdi, burada, sanıyorum, özellikle Sayın Cumhurbaşkanına yakın iş adamlarının sağladığı katkılarla bu sosyal projeler gerçekleştirilecek. Türkiye halkının bu tip sosyal projelere ihtiyacı yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Seçer, lütfen toparlayın.
VAHAP SEÇER (Mersin) - Hayırsever vatandaşları tenzih ederim, onlara saygı duyarım ama kimse kimseyi kandırmasın, bu sosyal projelere aktarılan paralar yine bizlerin, yurttaşların cebinden çıkan paralardır; Sayın Cumhurbaşkanına yakın iş adamlarının kendilerine verilen ihale karşılığında, maalesef, alınan yardımlardan başka bir şey değildir.
Sayıştayla ilgili birkaç cümle edip bitireceğim Sayın Başkan.
Geçtiğimiz yıl burada Sayıştayla ilgili, Sayıştay raporlarıyla ilgili çok önemli tartışmalar oldu. Sayıştay kurumların incelemelerini yaptı, raporlarını verdi ama bu bizlere ulaşmadı. Sayın Sayıştay Başkanına sormak istiyorum: Çok ilginç bir gazete haberi, kendisi yalanlayabilir, doğrulayabilir. Bu, İnternet'te ses kaydı geçtiğimiz günlerde dolaştı. O dönemin AKP Grup Başkan Vekili Canikli açıkçası Sayıştay Başkanından çok hakaretamiz sözlerle söz ediyor ve "Beyefendi talimat verdi." diyor, "Bu raporlar gelmiş olsaydı -Sayın Canikli'yle Özel Kalemi, o dönemin Başbakanı arasındaki konuşmaları burada veriyor- muhalefet bizim canımıza okurdu." diyor ve Sayın Başkana ilişkin de çok hakaretamiz sözler söylüyor, sizin için "Yalancı." diyor Sayın Başkan. AKP Grup Başkan Vekili ya da şimdiki Bakan sizden ne istiyor, açıkçası anlayamıyorum.
Bir de tek bir cümlelik bir sorum olacak. Bu raporlarda sıkıntı yaşamayan kurum yok, birçok kurumda sıkıntılar var herhâlde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Seçer, son bir dakika veriyorum, lütfen toparlayın.
VAHAP SEÇER (Mersin) - Toplamda kaç kurum inceleniyor bilemiyorum ama bir örneği varsa, yani bütün eylem ve işlemlerinde hiçbir problem görmediğiniz bir kurum varsa o kurumun ismini almak istiyorum.
Teşekkür ederim.