ADNAN KESKİN (Denizli) - Söz istemiştim Başkanım.

Şimdi, Sayın Başkan, bir kere bu 8'inci madde tamamıyla muvazaa anlayışıyla, gerçekleri kapatmak amacıyla düzenlemiş bir madde.

Şimdi, burada amaç şu: Anlaşılıyor ki belediyelerin yaptığı metro işlerinde falan böyle bir düzenlemeye gereksinim var, ihtiyaç var ama belediyeler adına getirirseniz burada bunun çok tartışılacağı endişesiyle Karayollarını paravan olarak kullanıyorsunuz. Karayollarının hangi yolunun güzergâhı konutların altından geçiyor, bana bir tane örnek gösterebilir misiniz? Var mı böyle bir şey? Hiçbir Karayolunun böyle kent içerisinden, binaların altına tünel yapıldığı falan nerede var? Bir tane gösterin.

BAŞKAN - Çevre yollarında var efendim, şehir çevre yollarında var.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Bir tane gösteremezsiniz, yok.

BAŞKAN - Şehir çevre yollarında var.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Yoktur efendim, hiçbir tane yoktur. Bütün tünellere bakın, hep dışarıda.

BAŞKAN - Siz hiç çevre yolu gördünüz mü?

ADNAN KESKİN (Denizli) - Şimdi, bir kere muvazaa var, hile var.

VAHAP SEÇER (Mersin) - Siz bizi yol bilmez mi zannediyorsunuz? Biz her yolu biliyoruz.

BAŞKAN - Siz yolu bilirsiniz, ona bir şey yok.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Dürüst bir yaklaşım değil. Hileyle kanun yapılmaz.

İki: Yani, herhâlde... Burada biraz önce hukuk tartışması oldu. Biraz önce İzzet okudu...

BAŞKAN - Taraflar burada değil ama buyurun.

ADNAN KESKİN (Denizli) - "Zarar" kavramının bir tanımı yok. Zaten yasa maddesinde "zarar" demiyor, "mülkiyet hakkının kullanımını engellerse" diyor.

BAŞKAN - "Engellerse" diyor, doğru söylüyor.

ADNAN KESKİN (Denizli) - "Engelleme" başka bir şey, "zarar..."

BAŞKAN - "Can ve mal güvenliğine zarar verirse" diyor. İsterseniz ben hemen...

ADNAN KESKİN (Denizli) - Nerede, ne zaman tahakkuk edecek bu zarar?

BAŞKAN - Müsaade ederseniz, aynen şunu söylüyor, bakın...

ADNAN KESKİN (Denizli) - Ne zaman tahakkuk edecek Başkan bu zararı? Bunun en azından bir tanımı olur. Böyle ucu lastik top gibi açık, ne zaman tahakkuk edeceği belli olmayan düzenleme olur mu?

BAŞKAN - "Mülkiyet hakkının engellenmesi, can ve mal güvenliği bakımından gerekli önlemlerin alınması kaydıyla" diyor.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Böyle bir şey olur mu? Adamın 50 metre altından gidiyor. 50 metre altından gittiğinde o adamın gayrimenkulü değer kaybetmiyor mu?

Üç...

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Kâğıthane'den bir dalıyorsun, Dolmabahçe'den çıkıyorsun.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Bırak şunu ya "Dalıyorsun, çıkıyorsun." falan. Senin evinin altından geçse kabul eder misin?

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Kullanmadınız mı hiç? Kâğıthane'den Dolmabahçe'ye nasıl...

ADNAN KESKİN (Denizli) - Kendi evinin altından geçse kabul eder misin bunu?

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Hayır, o geçenlerin...

ADNAN KESKİN (Denizli) - Senin evinin altından geçse kabul eder misin?

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Vardır belki...

ADNAN KESKİN (Denizli) - Nerede var, nerede var? Yaptıklarınız meydanda.

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Kâğıthane'den Dolmabahçe'ye 2 tünelle geçiyorsunuz artık.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Kardeşim, geçecekseniz, o zaman bunun tanımını yapın: "Şu zarar tahakkuk ettiği zaman..." Böyle bir şey olur mu ya? Nasıl uygulayacaksınız bunu?

BAŞKAN - Tanımlı zaten.

ADNAN KESKİN (Denizli) - "Tünel geçti, binan çatlamadı, efendim, toprak kayması olmadı, zararın yok." Ama aşağıdan her geçişte sarsıntı var, adam konutu içerisinde rahatsızlık duyuyor. Ve satışa çıkardığı zaman adamın konutu, öyle bir yol geçtiği için, tünel geçtiği için düşük bedelle satılacak. Şimdi, bunu nasıl tespit edeceksiniz? Böyle mantıksızlık olur mu ya?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Değer kaybına uğradığı zaman da tazminat ödüyorlar.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Kim?

MUSA ÇAM (İzmir) - Var tabii, var, değer kaybı var orada.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Nerede değer kaybı? Ne diyorsun, hani? Yani, böyle bir şey olur mu ya?

BAŞKAN - Arkadaşlar, bir değer kaybı falan söz konusu değil.

MUSA ÇAM (İzmir) - Nasıl "Değil." ya?

ADNAN KESKİN (Denizli) - Yani, böyle bir şey olur mu ya? Adam gibi, yapacaksanız hiç olmazsa zarar tanımını getirerek yapın, bir şey demiyorum.

BAŞKAN - Efendim, o can ve mal güvenliğiyle alakalı bir husus değil Sayın Aydemir.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Ama bu kadar da keyfîlik olur mu kardeşim? Zaten Türkiye'nin her tarafını bu keyfî yaklaşımlarla beton yığınına çevirdiniz ya, aynı mantıkla buradan da gidiyorsunuz. Şu İstanbul'un hâline bakın, şu Ankara'nın hâline bakın bir. Her tarafta 20 kat, 30 kat yükseltiyorsunuz. Bir tarifini yapın bunun.

BAŞKAN - Sayın Keskin, çok teşekkür ediyorum.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Bir tarifini yapın, yapın, bir şey demiyorum ama bir zarar tanımını yapın. Böyle bir şey olur mu ya? Bu kadar keyfî bir yasa yapılır mı?