KOMİSYON KONUŞMASI

MUSA ÇAM (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bu teklifin 8'inci maddesiyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4'üncü maddesine "raylı taşıma sistemleri" ibaresinden sonra gelmek üzere "tünel" ibaresi eklenmektedir.

Şimdi, 6552 sayılı Kanun'un 99'uncu maddesiyle eklenen Kamulaştırma Kanunu'nun 4'üncü maddesinin (2)'nci fıkrası uyarınca "Maliklerinin, mülkiyet hakkının kullanılmasının engellenmemesi, can ve mal güvenliği bakımından gerekli önlemlerin alınması kaydıyla kamu yararına dayalı olarak taşınmazların üstünde teleferik ve benzeri ulaşım hatlarıyla her türlü köprü, taşınmazların altında metro ve benzeri raylı taşıma sistemleri yapılabilir. Taşınmazların mülkiyet hakkının kullanımının engellenmemesi hâlinde taşınmazlara ilişkin herhangi bir kamulaştırma yapılmaz. Taşınmaz sahiplerine, bu işlemler nedeniyle kamulaştırma, tazminat ve benzeri nam altında herhangi bir ücret ödenmez. Yapılan yatırım nedeniyle taşınmaz maliklerinden değer artış bedeli alınamaz." Bu, 6552 sayılı Kanun'un 99'uncu maddesiyle ilgili, biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak Anayasa Mahkemesine dava açtık. Dava şu anda Anayasa Mahkemesinde ama Anayasa Mahkemesi henüz bununla ilgili bir karar vermedi.

Şimdi, taşınmazın altında tünel, metro ve benzeri raylı taşıma sisteminin yapılması neticesinde, taşınmazın değerinin düşmesi kaçınılmazdır arkadaşlar. Her ne kadar Komisyonumuza bilgi veren arkadaşlarımız veyahut da Hükûmet temsilcileri "Altta tünel geçse üste raylı sistem geçse bile taşınmazın değerinde herhangi bir düşme olmaz." dese bile, sonuç itibarıyla yapılan uygulamalarda buradan gerçek anlamda bir mağduriyet ortaya çıktığı kesindir.

Şimdi, mülkiyet hakkının, taşınmazın değerinin bu anlamda hesaplamak gerekiyor. Yapılan bu işlemler neticesinde taşınmazın değeri düşeceği için taşınmaz mal malikinin mülkiyet hakkı açık olarak ihlal edilmiş olacaktır. Bu nedenle, yapılan düzenleme anayasal bir temel hak olan mülkiyet hakkına kesin olarak aykırıdır. Bununla birlikte teklifin bu maddesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yerleşik içtihatlarına da aykırılık teşkil etmektedir. Bununla ilgili verilmiş olan birçok karar var. Örneğin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Hakan Arı, Türkiye davasına mülkiyet hakkından tam olarak yararlanmayı engelleyen gayrimenkulün satış şansını düşüren sonucu itibarıyla taşınmazın değerini hatırı sayılır ölçüde azaltan, kamusal müdahaleleri mülkiyet hakkının ihlali olarak nitelemiştir. Dolayısıyla, bu konuda verilmiş kararlar var.

Yine, İnsan Hakları Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme ve Ek

Protokol'ün 1'inci maddesinde "Mülkiyetin Korunması" diyor ki: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." diye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konuda 1. no.lu Protokol'ünün 1'inci maddesinde açık ve net bir şekilde belirlenmiş.

Şimdi, siz, böyle bir düzenleme yaparak hem Anayasa Mahkemesine açılmış olan davayı hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konuda mülkiyet hakkıyla ilgili verilmiş olan kararları ortadan kaldırmaya çalışıyorsunuz. Doğru bir düzenleme değildir, bu konu tekrar Anayasa Mahkemesine gidecektir ve Anayasa Mahkemesinin de bu konuda gerekli olan kararı vereceğini düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.