| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 04 .02.2015 |
MÜSLİM SARI (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar, sevgili basın; herkese güzel bir gün diliyorum, verimli bir gün diliyorum.
Şimdi, bu madde bizim daha önce tartıştığımız ve müzakereleri üç ay süren torba yasanın içinde de değerlendirdiğimiz ve uzun uzun düşüncelerimizi anlattığımız bir maddeye bir "tünel" ibaresi eklenerek yeniden önümüze gelmiş bir madde. Şimdi, maddenin özüne baktığımız zaman ve gerekçesinde de yazılı olduğu gibi, bu madde kapsamında iş ve işlemlerin yapılmasını 2 tane şarta bağlıyor aslında. Şartlardan biri, mülkiyet hakkının kullanımının engellenmemesi, diğeri de can ve mal güvenliği bakımından gerekli önlemlerin alınması. Yani, bu 2 koşul yerine geldiği takdirde, idarenin uygun gördüğü herhangi bir yerde bir tünel yapılabilecek, bir metro inşaatı yapılabilecek gayrimenkulün altından ya da üzerinden teleferik geçirilebilecek.
Şimdi, dolayısıyla burada tartışılacak, tartışılması gereken konulardan biri şu: Mülkiyet hakkının sınırlarına ilişki çünkü, ilgili kanun maddesinde de bunu bir şart olarak ortaya koymuş yani mülkiyet hakkının engellenmemesi diyor. Peki, mülkiyet hakkının sınırları ne? Yani, herhangi bir gayrimenkulünüz bulunduğunda, gayrimenkulünüzün bulunduğu bir mülkiyet söz konusu olduğunda, bir mülkiyet hakkı tesis edilmiş olduğunda onun sınırları nereye kadardır? Yani, o mülkiyetin üzerindeki havayı kapsar mı, o, gökyüzünü kapsar mı? Nereye kadar gider? Ya da yerin altında nereye kadar gider? Şimdi, bu bir tartışmalı konu, tabii ki istisnai durumlar var. Söz gelimi orada maden bulunabilir, madenler kamuya aittir, dolayısıyla ne kadar aşağıda olursa olsun burada her türlü iş ve işlemi yapma yetkisine sahiptir kamu ama böyle bir durum söz konusu değilse, örneğin gayrimenkulünüzün 1 metre altı da size ait değil midir?
BAŞKAN - Aittir, zemin etüdü yapıyoruz ya.
MÜSLİM SARI (İstanbul) - O zaman buranın altından geçirdiğiniz bir tünel o gayrimenkulün üzerinde kurduğunuz mülkiyet hakkının ihlali değil midir? Eğer ihlaliyse o zaman mülkiyet hakkının kullanılmasının engellenmemesi gibi bir şartı buraya koymanızın bir anlamı yok ki, altından geçirdiğiniz her şey mülkiyet hakkının engellenmesi anlamına gelecek. Dolayısıyla, burada açık bir çelişki var. Yani, öncelikle mülkiyet hakkının engellenmesi ve mülkiyet hakkının sınırlarının ne olduğuna ilişkin bir tartışmayı burada yapmamız gerekiyor ki bu maddenin mülkiyet hakkının ihlalini içerip içermediği ya da mülkiyet hakkını ihlal edip etmediğini değerlendirebilelim. Şimdi, şu hâliyle baktığımız zaman çok açık bir biçimde mülkiyet hakkının ihlali anlamına geliyor çünkü bununla ilgili bir ipucu yok yani bunula ilgili herhangi bir açık hüküm madde metninin içinde lafzı olarak çıkarmak mümkün değil. Dolayısıyla bunu bir değerlendirmeye ihtiyaç var.
İkinci mesele değer kaybıyla ilgili. Şimdi, burada çok haksız bir değerlendirme olduğunu düşünüyorum bu maddeyi hazırlayanlar tarafından. Yani, düşünün ki gayrimenkulünüz kamulaştırmaya tabii tutulmuş, ilgili bedel üzerinden size bir kamulaştırma bedeli veriliyor ama burada bir kamulaştırma işlemi yapmıyorsunuz. Sayın Uğur, mesela binanızın altından bir metro geçiyor, hemen 3 metre altından bir tünel geçiyor, gayrimenkulünüz açık bir biçimde değer kaybına uğruyor ama bu değer kaybını ödemekle yükümlü olmuyor kamu. Şimdi, mülkiyet hakkının bir boyutu bunun sınırlarıysa bir boyutu da bunun içeriği. Dolayısıyla, burada bir değer kaybı olduğunda bu değer kaybının tazmin edilmesine ilişkin bir düzenlemenin ya da bunun ne şekilde tespit edileceğine ilişkin bir düzenlemenin de bu maddenin içinde yer alması gerekir yani burada bir dengenin kurulması gerekir bu açıdan.
Şimdi, üçüncü bir mesele de: Şimdi, biliyorsunuz, biz bunun Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine gittik. Anayasa Mahkemesi bu konuyla ilgili herhangi bir değerlendirme yapmadı şu ana kadar. Dolayısıyla bize düşen görev, aslında bunula ilgili bir ihtilaf varsa ve bunu Anayasa Mahkemesine taşımışsak ve Anayasa Mahkemesi yakında buna ilişkin bir değerlendirme yapacaksa en azından bu değerlendirmenin ne olduğunu beklemek gerekir. Dolayısıyla, bu işin aciliyeti ne? Yani, niçin yazın yapmış olduğumuz bir düzenlemeyi peşinden "Aa, bunu unutmuşuz." deyip yeniden çok acil bir biçimde bunun içine sokuyoruz? Yani, bekleyelim, Anayasa Mahkemesi nasıl bir karar verecek. Belki diyecek ki "Bu, mülkiyete aykırıdır, bunu toptan ilga edelim." diyecek ya da "Bunu yeniden değerlendirin." diyecek ya da "Şu kısımları aykırıdır." diyecek, o zaman belki bunları hiç konuşmamıza gerek olmayacak.
Dolayısıyla, Sayın Komisyon Başkanı, benim sizden ricam, bunu, Anayasa Mahkemesinin vereceği karara kadar tehir etmektir. Yani, bu mesele eğer acil bir mesele değilse... Acilse biz de aciliyetini bilelim. Mesela, şu anda yürütülen hangi projeye ilişkin bir tünel aciliyeti var, bir teleferik aciliyeti var? Yani bunları bilelim, acilse konuşalım ama acil değilse Anayasa Mahkemesinin kararını bekleyelim diye düşünüyorum çünkü açık bir şey var. Dediğim gibi, tartışılması gereken, hani bu mülkiyetin sınırları, buradan ortaya çıkacak değer kaybının meseleleri de son derece önemli. Şu hâliyle maddenin Anayasa'ya aykırı olduğunu düşünmek için inanın hukukçu olmaya gerek yok yani çok basit, hukuk temel kavramları düzeyinde hukuk bilgisine sahip olan arkadaşlarımız bile bunun Anayasa'ya aykırı olduğunu değerlendirebilirler diye düşünüyorum.
Teşekkür ederim.