AHMET ARSLAN (Kars) - Bir defa hakkınızı helal edin. Dışarıdayken ismim geçtiği için, konunun gelişini bilmediğimden böyle aradan bir yerden dalarsam kusura bakmayın.

O zaman, tünellerle ilgili ben doğrusu sonunda bir şeyler söyleyeyim istiyordum Sayın Kuşoğlu. Hepinizi saygıyla selamlayarak ben birkaç cümle söyleyeyim.

Deminden beri tünellerle ilgili konuşuyoruz ve tünel üzerindeki yapıların ne kadar mesafe dikkate alınarak kamulaştırma kapsamına girmesi gerektiği konuşuluyor. Nurgül Hanımla biz aslında sabah bu konuyu tartışmıştık da biraz veya istişare etmiştik. Bir defa tünellerin giriş çıkış ağızları veya tünel portalları deren yerlerde genellikle kamulaştırma yapılıyor, diğer yerde yapılmıyor ancak bunun bir sebebi şu: Eğer tünel yapıyorsanız tünelin üzerinde asgari tünelin kendi çapı kadar bir et kalınlığı bırakmanız gerekiyor, asgari ve genelde tercih edilen de 1,5 katıdır. Yani, 10 metre çapında bir tünel yapıyorsanız üstünde asgari 15 metre derinliğinde bir et kalınlığı bırakmanız gerekir ki böyle bir kalınlık bıraktığınızda zaten bir kamulaştırma ihtiyacı hasıl olmaz. Genelde kabul gören de irtifak hakkı tesisinde bu derinlik -bu kabul gören derinlik- herhangi bir yerde yasal olarak geçmemekle birlikte mühendislikte kabul gören bu derinlik dikkate alınarak ayrıca bir irtifak hakkı tesisine gidilmez bu bölgelerde. Bu, tünelle ilgili kısmı.

Helikopter, uçak kısmına gelince de... Zaten, sizin, mânia kriterleriniz çerçevesinde belli bir yükseklikten sonrasına bina yapılmasına izin vermemeniz gerekir ve bu yükseklik dikkate alınarak da belli bir yüksekliğin altında da uçmamanız gerekir.

Buradan hareketle Türkiye'deki birçok havaalanında bu gerçek vardır, önce havaalanı yapılmıştır. Aslında havaalanına ilişkin kural ihlal edildiği için havaalanına yakın yapılaşmaya gidilmiştir. İşte, hem kuralı ihlal edip hem dönüp havacılıktan, uçaktan, helikopterden tazminat istemek, masraf istemek biraz işin doğasına ters.

Benim bildiğim bu. Daha ayrıntılı anlatılabilir ama özetle bunu ifade etmiş olayım.