| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 04 .02.2015 |
ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Başkanım, parlamentolar yasa yaparken objektif ve genel bir yaklaşımla yasa yaparlar. Şimdi, öyle bir yasa teklifi getiriyorsunuz ki bu yasayla Parlamentoyu sübjektif, kişiye özel yasa yapan bir konuma düşürdünüz. Kızılay Derneği ekonomik zorluklar nedeniyle sistemle uyumlu yaşamayan yurttaşlarımızın sistemle uyumlu yaşamasını sağlamak için katkı yapan bir kurum. Yardım yapıyor, sel felaketi, doğal afetlerde gidiyor o insanların yarasını sarmaya çalışıyor. Güzel bir hizmet ama bu ülkede yalnız Kızılay Derneği yok ki başka dernekler de var aynı işlevi yapan. Gerçekten böyle amaçlar için hareket eden derneklerin bir anlamda korunması gerekiyorsa, ek katkı verilmesi gerekiyorsa Parlamentoya yakışan, siyasal iktidara yakışan bu amaçlı çalışan bütün derneklere objektifliğin gereği eşit bir şekilde yaklaşmaktır. Şimdi Darüşşüfakayı niçin ayırıyorsunuz? Daha eski, tarihî geçmişi olan bir kurum, çok güzel hizmetler de yapıyor, hangi ölçekte, hangi vicdanla onu ayırıyorsunuz da Kızılaya getiriyorsunuz? Bununla yetinmiyorsunuz başka bir derneğe de önergeyle bu imkânı sağlamaya çalışıyoruz. Ne o? Yeşilay Derneği. Peki, bu iki derneğin özelliği ne siyasi açıdan? İkisinin yönetiminde de sizler varsınız; birinde mahdum birinde hanımefendi. Yeşilay Derneğinin zaten çiftlik gibi kullanıldığı basında çarşaf çarşaf haberler oluyor. Ya bu size yakışıyor mu koca bir iktidara? Yönetiminde bulunduğunuz iki kuruma, Sayın Cumhurbaşkanının kızı ve oğlunun olduğu yerlere, yağ yakalım diye veriyorsunuz, diğer yerleri de öksüz bırakıyorsunuz. 330 milletvekilisiniz, biraz vicdanlı davranın, biraz vicdanlı davranın. Bunu kime kabul ettireceksiniz? Nasıl hayır olacak bu? Bu kadar taraflı, bu kadar adaletsiz bir yaklaşım. Bir kul hakkı yemektir bu bir anlamda sizin yaptığınız. Kul hakkı yiyorsunuz hepiniz. Bu yasayı, böyle, kabul edin bunları kul hakkı yiyorsunuz. Bir sürü insanın katkısı olan kaynakları size yakın olan insanlara aktarıyorsunuz ama öbürlerine karşı mesafeler. Yapacaksanız bunu, gelin o zaman Çağdaş Yaşamı da sokalım, Darüşşafakayı da sokalım, hep beraber buna yardım yapalım. Bu kadar sübjektiflik olur mu, bu kadar tarafgirlik olur mu? Böyle diye diye zaten bu ülkeyi bu hâle getirdiniz ya.
Şimdi "muarız dernek" diyor. Kim o? Paralelciler. Dün kankaydı, dün arkadaşınızdı, büyük İslam âlimiydi, ta Amerika'ya gittiğiniz zaman özel ziyaretler yapıyordunuz, hayır dualarını alıyordunuz. Onların Türkçe Olimpiyatlarına hep beraber bakanlarla, davulla, zurnayla gidiyordunuz, kutluyordunuz. Ne değişti şimdi? Bir taraftan onlarla kol kolasınız, ondan sonra işinize gelmeyince tepiyorsunuz, yerin dibine batırıyorsunuz. Yok gelsin, yok gitsin. Böyle kanun yapılmaz!
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Zararını gördük.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Beyefendi, daha sen onu ağzına almadan, o Fethullah'a ben karşı çıktım bu ülkede. Otuz yıl evvel, bak ona ben çağdaş Papa dedim, senin daha beynin, aklın onlara ermez. Sen zeytin dikmeye devam et.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Sonunu getirmeniz lazım.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Sonunu getirdim ben, getirdik onu, otuz yıl evvel. Siz onun arkasında koşarken, gidin kayıtlara bakın Türkiye'de ilk defa ona ben "çağdaş papa" dedim, hakaret etmek için söylemedim. Onun gücünün, siyasi gücünün inançtan kaynaklandığını, buradan kaynaklanıp Papaya özendiğini söyledim. Hiçbir zaman lafla bağlantımız yok ama sizin yaptığınız yanlıştır, ayıptır. Dün kanka olduğunuza çıkıyorsunuz "İnine gireceğim." diyorsunuz. Bir Başbakan, bir Cumhurbaşkanı kendi vatandaşına hayvan deme hakkına sahip değildir. Yaparsınız yasalarla gereğini. Ne hakla söylüyorsunuz "İnine gireceğim." diye. Böyle bir iktidar olur mu, böyle Başbakanlık temsil edilir mi? Burada da aynı şeyi yapıyorsunuz şimdi? Neden Kızılay?
BAŞKAN - Hücresine giriyoruz anlamında söyledi, yanlış anlamayın.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Çünkü Kızılayın yönetiminde sizin kankanız var, sizin talimatınızla hareket eden bir zatı muhterem var. Niye Yeşilay? Çünkü orada da Sayın Cumhurbaşkanının kızı var. E, bu kadar ayan beyan sırıtan bir tarafgirlikle bu yasayı yapsanız ne olacak? Nasıl bir hayır kurumu olacak bu? O zaman diğerlerini de dâhil edin. Kamuya hizmet veren bütün bu tür kurumların bu yasal düzenlemeden yararlanması için gelin bir düzenleme yapalım. Bir kez de muhalefete bir kulak verin ya.
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Darüşşafakanın bilançosunu getir, 5 milyon KDV varsa koyalım.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Muhalefete de kulak verin, biraz da objektif bir şey yapın. Tarafgirâne işiniz gücünüz akşama kadar dalavereye dubaraya kılıf hazırlamak, yeşil alanları kapatıp rant sağlıyorsunuz, yaptığınız iş bu. Böyle bir şey olur mu ya? Ayıp ya! Birazcık da objektif davranın bu işlerde ne olacak yani? Darüşşafakadan niye rahatsızlık duyuyorsun, niye vermiyorsunuz?
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Rahatsızlık değil.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Verin.
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Kayda değer bir KDV ödemesi yok.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Nereden biliyorsun? Hangi araştırmayı yaptın?
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Bağış ve yardım alıyor. Bağış ve yardımlar KDV'siz.
BAŞKAN - Arkadaşlar, şu an araştırmalar Maliye tarafından yapılıyor.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Nerede yapılıyor?
BAŞKAN - Yapılıyor.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Versin bir bilgi bakalım Maliye.
BAŞKAN - Şu an veremez, çalışıyorlar.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Sallama, orada Başkanlık Divanında oturuyorsun. Burada Maliyenin temsilcisi var, hangi araştırma yapılmış? Versin bakim bilgiyi.
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Sayın Ayaydın, bir sor bakayım, bağış ve yardım dolayısıyla gelenlerin hepsi KDV'den istisna. Zaten KDV yok, belki kendi telefonu, suyu, onu zaten Kızılaya da tanımıyoruz.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Niye bu, onlar da yararlansın kardeşim. Yoksa yararlanmasın.
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Kızılaya da tanımıyoruz.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Niye korkuyorsunuz, niye? Yoksa yararlanmasın ama yasayı siz objektif bir şekilde yapın, "Bu tür kurumların hepsi yararlansın." deyin, yoksa yararlanmasın.
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Şimdi, Kızılayın normal giderleriyle ilgili KDV indirimi yok, kendi elektriği, suyu, benzini...
ADNAN KESKİN (Denizli) - Ya, kardeşim yoksa yararlanmasın. Neden ayırıyorsunuz diyorum.
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Hayır şu anda ödüyor yani.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Siz objektif bir kanun yapıyorsunuz. Bu âdeta Ahmet efendiye bilmem ne imkânı sağlamak için kanun yapmaktır. Dünyanın hangi parlamentosunda kişiye özel kanun çıkarılıyor ya? Hiçbir hukuk nosyonunuz yok mu sizin?
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Şu anda uluslararası yardımlar arttı. Çadır üretim tesisi kuruluyor, çadır üretimiyle ilgili bez alınacak. Bez alındığı zaman onlarla ilgili, çadır bezleriyle ilgili ödeme yapılıyor, yazık oluyor.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Alsın, beyefendi, onu almasından kimse rahatsız değil. Ona eş değer olanlara da bu imkânı sağlayın o zaman, alsın o.
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Kendi teslimleri KDV'den zaten istisna Kızılayın.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Hangisi?
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Kızılayın kendi teslimleri 17'nci madde hükmüne göre -o, su, maden suyu hariç- KDV'den istisna.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Kardeşim, alır almaz, seni ne ilgilendiriyor? Kanun yapıyorsun, niye "Özel Kızılay, Yeşilay" diyorsun diyorum ben sana?
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Şu anda kayda değer rakamlar orada.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Hayır işleri yapan kurumların bundan yararlanmasına mâni oluyorsun da neden kişiye indirmek istiyorsunuz bu yasayı?
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Kaç tane, Bakanlar Kurulunun yetki verdiği kaç vakıf var? 300'ün üstünde, belki 500. Şimdi, zaten belge verilecek kendilerine, alımla ilgili, sadece "Şu kadar çadır kumaşı alıyoruz." diyecekler, özel izin verilecek.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Daha önce aklınızda Kızılay diye bir şey yoktu, operasyonlarla yönetimi ele geçirdiniz, kendi adamınızı getirdiniz, şimdi ona özel imkân sağlıyorsunuz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, buna "adam" gözüyle bakmayın lütfen.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Hadi canım, Allah'ınızı severseniz ya! Adam gibi bir kanun yapalım ya.